Rebwar Talabani, hakkında verilen hapis cezasıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, “Kerkük’te 16 Ekim’de yasal ve anayasal düzen ihlal edildiğinde bir konferansta Irak’ın üç başkanlığına (hükümet, parlamento, cumhurbaşkanı) en kısa zamanda bu durumun düzeltilmesi çağrısında bulundum. Irak Anayasası’nın 9’uncu Maddesi, hüçbir hükümete, siyasi sorunlar konusunda orduyu kullanma yetkisi tanımıyor” ifadelerini kullandı.

“Bir diğer tavrımız, anayasada Irak’ın bir bayrağı kabul edilen Kürdistan bayrağıyla ilgiliydi. Kerkük İl Meclisi, Kürdistan bayrağının Irak bayrağıyla birlikte resmi kurumlarda bulunmasını oyladı. Kerkük halkının yüzde 86’sı, bütün kesimlerle, Kürdistan bağımsızlık referandumundan yana oy kullandı.

“Bu tavrımızdan dolayı, dış güçlerin ajandasıyla hareket eden Irak hükümetindeki bazı kişiler ve Kerkük’teki bazı siyasiler benim Kerkük İl Meclisi Başkanı olarak görev yapmama karşı çıkıyor. Çünkü ben Kerkük’ün mevcut durumunu meşru görmüyorum. Kerkük’e dönmem, 16 Ekim’i meşru gördüğüm anlamına gelir. 16 Ekim’i meşru görmem Enfal, Halepçe’nin kimyasal saldırıya uğraması ve 8 bin Barzani’nin katledilmesini meşru görmem demektir. Bu yüzden onlarınkisi ham hayaldir, bu şekilde dönmem.”

“Şimdiye kadar 30 Kürt yönetici Kerkük’ten çıkarıldı. Hiçbir Kürt, Arap ve Türkmen tarafı buna tepki göstermedi. Saddam Hüseyin de aynı şeyi yaptı ve Kerkük’ün şimdiki valisi de Baas’ın yaptıklarını tekrarlıyor. Bu vali mahkemeye verilmeli.

Bazen büyük şebekeler Kerkük petrolünü çalıyor. Şimdilerde subay rütbesi taşıyıp petrol çalan var. Benim hakkımda tutuklama kararı veren yargı neden sessiz? 6 yıl da verseler tavrım değişmeyecek.”