KDP Politbüro Yürütme Kurulu Üyesi Hoşyar Zebari, Irak\'ta Kürdistan Bölgesi\'nin konumunu zayıflatmaya yönelik girişimler olduğunu ve bu girişimlerin son dönemde yoğunlaştığını söyledi.
Zebari, Bağdat’ın Kürdistan’a karşı farklı adımlar da atabileceği öngörüsünde bulunarak, “Yarın ordunun tüm sınırları kontrol etmesi gerektiğini de söyleyebilirler. Çünkü bu bir egemenlik meselesi ve daha birçok şeyi ardı ardına söyleyebilirler” dedi.
Bağdat’ın Kürtlerin kendi içindeki çelişkilerinden yararlandığını ifade eden Zebari, ancak iç çelişki ve sorunların çözümünün mümkün olduğuna işaret etti.
Tecrübeli siyasetçi, Başkan Mesud Barzani’nin de Bağdat’ın bu tavrından rahatız olduğunu vurguladı.
Hoşyar Zebari, Rûdaw ile gerçekleştirdiği röportaj şöyle :
Bir süredir Irak’ta Kürdistan Bölgesi\'nin konumunu zayıflatmaya yönelik girişimler oluyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sorusuna Hoşyar Zebari:
‘’Bunun pek çok nedeni var ama bir soru sormak istiyorum, bunu eleştiri olarak algılamayın. Siz Rûdaw’da bunu hissediyor musunuz?
Rûdaw: Kesinlikle.
Böyle bir çaba var ve yoğunlaşmış durumda. Aslında birçok sebep var. Elbette asıl sebep, Devleti Yönetme İttifakı adına ya da Şii Koordinasyon Çerçevesi adına iktidarda bulunanların Sudani başkanlığında kurulan hükümet için imzalanan yazılı siyasi anlaşmaya mutabık kalmamalarıdır. İkincisi, her iki hükümet (Erbil ile Bağdat) arasındaki anlaşmaya uymadılar ve liderliğimize verilen vaatlere sadık kalmadılar. Dolayısıyla bütçe parlamentoya gidip oylandığında ne yazık ki verilen taahhütlere sahip çıkmadıkları olmadığı ortaya çıktı. Bu, bizim kendi durumumuzu gözden geçirmemiz gerektiğine dair güçlü bir işarettir.
Bütçe çok meselesi önemli bir mesele ve bütçeyle ilgili söyleyeceğim çok şey var ama Kürdistan Bölgesi için ayırılan kısım mayınlarla dolu. Yani bu kadar basit bakmıyoruz çünkü son derece planlı ve programlı bir şekilde bunu yaptılar. Nasıl yaptılar biliyor musunuz? Dediğiniz gibi bu çabalar başından beri devam ediyordu. Kürdistan Bölgesi\'nin anayasal haklarına yöneliyorlar. Kürdistan Bölgesi mücadele ve kanla kuruldu ve sonuçta haklarımız bu anayasa ile tanımlandı. Federalizmin meşrutiyeti, ortaklık meselesi ve Kürdistan Bölgesi’nin tanımı. Şimdi bütün amaçları bu anayasayı değiştirmektir. Çünkü onlar Irak’ın federal bir sistemle yönetilmemesi gerektiğini savunuyor, merkezi bir iktidarla yönetilmeli diyor. Yani Irak diktatörlük, otoriterlik, tek kişi, tek parti ve tek ulus dönemine dönmesin diye geçmişte o kadar mücadele verdik ama şimdi Bağdat\'taki görüş tekrar o yöne doğru gidiyor.
Ayrıca bu baskılar bununla da bitmeyecek. En temel şeyler olan bütçe, petrol, ilaç ve çiftçilerin mali hakları konusunda da ayrımcılık yapıyorlar. Sağlık Bakanlığına sorun, ilaç temini konusunda ayrımcılık yaptıklarını görüyorsunuz. Hepsinin şöyle bir amacı var; bu statüyü yok etmek veya zayıflatmak. Tabi bu hepsinin değil bazılarının görüşü. “Artık iktidar bizim elimize geçti, Sünniler zayıf ve dağınık, bize karşı çıkabilecek olan bir tek Kürdistan Bölgesi var” diye düşünüyorlar.
Diğer bir neden ise Kütler arasındaki çelişkilerdir. Tabii ki bu boşluktan yararlanıyor ve Kürdistan Bölgesi’ni zayıflatmak için içerden bir tarafı kullanıyorlar. Ne yazık ki baktığımızda Kürdistan Bölgesi\'nin bu yapısını parçalamak ve birliğini dağıtmak için bir çaba olduğunu ve bir tarafın da bunu kabul ettiğini görüyoruz. Maalesef bir Kürt olarak bunu dile getirmek talihsizlik.
Diğer bir nokta ise; önceden Bağdat\'ta güçlüydük, sözümüz vardı, rengimiz vardı, kararlarımız vardı, karar sahibiydik. Şimdi o pozisyon zayıfladı, mesele makamlar da değil ama Bağdat\'ta oynanan rol daha güçlüydü. O zamanlar Kürdistan Bölgesi\'nin bütçedeki mali haklarından bahsetmek kimsenin haddine değildi. Kırmızı çizgiydi, şimdi ise ayrıntılara geliyorlar. Eskiden bütçede tek madde vardı, şimdi ise iki sayfa doldurdular ve bu mayınlarla, problemlerle dolu. Peki bundan çıkış yolu nedir? Elbette ki kendi içimizde yeniden organize olmamız, en açık gerçek bu.
Diğer bir konu ise Kürdistan Bölgesi\'nin kurum ve kuruluşlarına meşrutiyet kazandırmak. Bu da ancak şeffaf seçimlerle olabilir. Ama bence bu saldırılar devam edecek ve bununla sınırlı kalmayacak.’’ Yanıtını verdi
Bağdat’tan daha başka hangi adımları öngörüyorsunuz? Sorusunu yanıtlayan Zebari şu ifadeleri kullandı:
‘’Evet, başka şeyler de öngörüyorum, yarın hudut kapıları da bize tabi olmalı diyebilirler. Hudut kapıları, sınırlardaki geçişler hatta havalimanlarını bile sınır kapısı sayıyorlar.
Yarın ordunun tüm sınırları kontrol etmesi gerektiğini de söyleyebilirler. Çünkü bu bir egemenlik meselesi ve daha birçok şeyi ardı ardına söyleyebilirler. Elbette mahkemeleri Kürdistan Bölgesi\'ne karşı kullanıyorlar. Sorunlarımız var, dolayısıyla durumumuz daha fazla baskı altında olabilir ama Çözüm var bahsettiğim gibi, Kürt evini yeniden düzenlemeye çalışın, yakınlaşın ve yeniden seçime gidin Kürdistan Bölgesi\'ne ve onun varlığına yapıyorlar. Kürdistan Bölgesi\'ne karşı çok haksız ve anayasaya aykırı kararlar aldıklarına şahit olduk. Mahkemeyi ellerinde bir alet olarak istedikleri gibi kullanabiliyorlar ve bu konuda sıkıntılarımız var. Tabi daha fazla baskıya maruz kalabiliriz ama bahsettiğim gibi çözümleri de var. Kendi içimizdeki durumumuzu yeniden düzenlemeye çalışalım, yakınlaşalım ve yeniden seçime gidelim. Doğrusu Kürdistan Bölgesi\'ndeki durumu iyileştirecek ve insanların Kürdistan Bölgesi\'ne ve kurumlarına güvenini artıracak şekilde iki çözüm var.’’
Hepsinden daha tehlikeli olanı Kürdistan’ın kendi içindeki özellikle de KDP ve YNK arasındaki çelişki değil mi? Sorusunu ise Zebari şöyle yanıtladı:
‘’Elbette, bu zemin oluşturuyor. Ama maalesef YNK’li kardeşler de Bağdat’ta Kürdistan Bölgesi’nin yetkilerini azaltmayı amaçlayan fikre yakın duruyorlar.
Yani YNK bunu mu istiyor?
Öyle görünüyor. Pratikleri öyle ama ayrıntıları bilmiyorum. Bahsettiğim gibi geçmişte de çelişkilerimiz ve tartışmalarımız oluyordu ancak bazı kırmızı çizgilerimiz vardı ve ne KDP ne de YNK bu çizgileri ihlal etmezdi. O da Kürdistan Bölgesi’nin yüksek çıkarlarıydı. Kürdistan Bölgesi’nin birleşik federal statüsüydü. Şimdi bunu da ortadan kaldırmaya dönük bir çaba var. Ama bu, YNK’li kardeşlerle artık bir anlaşma yapılamaz anlamına gelmiyor. Bu yaşananlardan sonra YNK yönetimi yakın zamanda görüşmek için KDP’den randevu talep etti.
Size bu talebi ilettiler mi?
Evet, yakın zamanda bir araya gelip tüm sorunlar hakkında konuşacağız, masaya yatıracağız. Ayrıca halkımız duyarlıdır, takip ediyor. Sorunun ne olduğunu biliyor. Çözümü de belli, gelirlerse birlikte çözebiliriz, gelmezlerse eğer sorunlar olduğu gibi devam eder.’’
Kürdistan Bölgesi’ni zayıflatmak için içeriden bir tarafı kullanıyorlar dediniz. Bu taraf YNK mi? Sorusunu üzerine Zebari:
‘’ Evet, çok açık. Yani onlar (Bağdat) KDP ile YNK’nin çelişkili olmasını istiyorlar. Bu yüzden onlara bu fırsat verilmemeli.’’ Yanıtını verdi
Siz uzun bir süre Irak Dışişleri Bakanlığı ve bir süre de Maliye Bakanı olarak görev yaptınız. Sizce bu bütçe yasasında Kürdistan Bölgesi’ne haksızlık yapıldı mı? Sorusu ve devamında gelen sorulara Zebari şu yanıtları verdi:
‘’İki gün önce Maliye Bakanlığı uzmanları ile yaptığımız görüşmede de bu konudan bahsettim. 2015’te parlamentoya gittiğimde bütçe taslağını sundum. Orada Irak hükümetinin Kürdistan Bölgesi’ne 15 milyar dolar borçlu olduğunu kaydettim. O dönemden beri ne kadar zarar ettiğimizi siz düşünün artık.
Bu borç neyin borcuydu?
Birikmiş borçlardı. Kürdistan Bölgesi\'nin mali haklarıydı, birikmiş payıydı. Yaptığımız anlaşmaların hepsi hesaplanmıştı. Bu Irak Maliye Bakanlığı adına tüm dünyanın gözleri önünde parlamentoya sunulan resmi belgelerdi. Bize çok haksızlık ediliyor.
Bütçe yasasında bahsettiğiniz mayın nedir?
Tüm ceza yetkileri, tüm ön şartlar mayın gibidir. Uymasan bunu yaparım, uygulamasan sana karşı şu tedbiri alırım şeklinde.
Peki neden kabul edildi?
Bunu Bağdat’la müzakere eden arkadaşlara sormalısınız. Parlamentodaki yetkililerimize ayni.
Peki parlamentodaki temsilcileriniz partilerinin görüşüne başvurmadı mı?
Bazı hallerde başvurdular ama tabi onlara da hile yapıldı. Bütçe yasası onaylanıncaya kadar gözlerini milletvekilleri özgür iradeye sahip deyip gözlerini boyamaya kalktılar.
Bunu Şii Koordinasyon Çerçevesi mi yaptı?
Yüzde yüz.
Onlarla (Şii Koordinasyon Çerçevesi) ile yaptığınız anlaşmadan pişman mısınız?
Elbette ama anlaşma sözlü değil, yazılıdır ve üzerinde imzaları var.
Her defasında Kürtlere ihtiyaç duyduklarında anlaşma imzalıyor ama sonra bundan geri adım atıyorlar. Peki Kürtler neden her defasında bundan ders çıkarmıyor?
Ders almıştık. Fakat bu bir yerde şahıslara da kalıyor. Hangi noktada “bunu kabul edemem” demelisiniz? Şimdi bakın Kürdistan Bölgesi’nde KDP buna hayır diyor.
YNK hayır demiyor mu?
Şu ana kadar duymadım. Demediler. Açıkça Kürdistan Bölgesi’ne karşı olduklarını da doğruladılar.
Ancak onlar yaptıklarının Kürdistan Bölgesi’nin çıkarlarına uygun olduğunu savunuyorlar?
Gerçekten tarafsız birine sorarsanız size Kürdistan Bölgesi’ni bölmenin kimseye bir çıkarı olmayacağını söyler.
Irak Cumhurbaşkanı Kürdistan Bölgesi’ne yönelik bu baskıları engelleyemez mi?
Biz Cumhurbaşkanlığı makamını küçümsüyoruz oysa anayasaya göre çok önemli bir makam. İktidarın yürütme ortağı ve anayasanın koruyucusudur. Tabii ki yarın parlamento veya federal mahkeme Kürdistan Bölgesi\'nin anayasal haklarına aykırı bir karar alırsa cumhurbaşkanın bunu önleme hakkı vardır. “Bu anayasaya aykırıdır” deme hakkına sahiptir.
Bütçe konusunda da yasa bu yetkiyi veriyor mı?
Tabii ki. Geçmişte Mam Celal Bağdat\'tayken biz bunu yaptık, oy vermediğimiz hiçbir karar geçemezdi. Ne yazık ki son yıllarda durum böyle değil.
Şimdi cumhurbaşkanı ne yapabilir?
Buna karşı tavır alabilir.
Bağdat bu tavrı dikkate alır mı?
Cumhurbaşkanıdır ve elbette dikkate alınır. Irak basını, dış basın dikkate alır yani öyle yetkisiz bir makam değil.
Daha önce Bağdat’a gelen yabancı heyetler Kürdistan Bölgesi’ni de ziyaret ederlerdi. Şimdi neden heyetlerin ziyaretleri azaldı? Sorusu üzerine Zebari:
‘’Dün ABD’den büyük bir ticaret heyeti Erbil’deydi, sonra Süleymaniye’ye gitti. Heyetler geliyor. Tabi koronavirüs salgını ve ardından Ukrayna savaşı nedeniyle durumlar da biraz değişti. ABD, Çin ve Rusya arasındaki dengelerin değişmesi ile bu ülkelerin dış politikasında da değişimler yaşandı. Bu sadece bizimle alakalı bir durum değil. Genelde yeni ittifaklar kuruluyor, tüm dünyada yeni bir konjökötür söz konusu. Bu yeni bir durum, yani önceki zihniyete ve hükme göre artık yürümüyor. Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne heyetlerin ziyaretlerinin azalmasının elbette sebepleri var ama küresel bir durum ve dünyanın odak noktası değişti.
Yani bir azalma var?
Tabi IŞİD savaşı döneminde ziyaretler daha çoktu, Kürdistan Bölgesi doğrusu daha güçlü durumdaydı, odak noktasıydı ve daha çok ilgi de vardı. Kürdistan Bölgesi’nin iç durumu elbette dışarıdan da üzüntü ile karşılanıyor, doğruyu söylemek lazım.’’ Yanıtını verdi.
Kürdistan Bölgesi’ndeki durum dışarıdan göz ardı edilmesine neden oluyor mu? Sorusuna ise Zebari şu yanıtı verdi:
‘’Şu ana kadar hayır. Uluslararası alandaki dostlarımız güçlü bir Irak içerisinde güçlü bir Kürdistan Bölgesi\'ni destekliyorlar. Ama sorunlar çözülmez, üretim, ekonomik çıkar olmaz ise dünya da daha az ilgi gösterir.’’
Süleymaniye’ye haksızlık yaptığınız doğru mu? Sorusu ve devamında gelen sorulara Zebari şu yanıtları verdi:
Biz ortak bir hükümete sahibiz. YNK de, Değişim Hareketi de bu hükümette yer alıyor. Başbakan ve hükümet yetkilileri de böyle bir durumun söz konusu olmadığını açıkladı. Ama dedikleri gibi bir haksızlık varsa bile gelip otururlar ve bir bütçe hazırlanarak çözülür.
Şimdi Kürdistan Parlamentosu oturum düzenleyemiyor, bu halde bir bütçe sağlanabilir mi?
Parlamento zamanında toplanacak, seçimler de yapılacak. Gelin Kürdistan Bölgesi için bir bütçe planlaması yapalım ne Zaho, ne Halepçe, ne Süleymaniye, ne Erbil şikayetçi olmasın, adaletli olsun.
KDP neden bütçe yasasında vilayetlerin direk bir şekilde Bağdat ile ilişkilenmesini öngören maddeye karşı çıktı?
Çünkü bu Kürdistan Bölgesi’ni böler. Irak Kürdistan Bölgesi ile federal bir yapı gibi ilişkileniyor. Bunu yaparsanız artık bu statü kalmaz.
Kürdistan Bölgesi’nin statüsü üzerine tehlike oluşturur mu?
Doğrusu bu madde çok zekice yazılmış. Adil olması gerekiyor, Süleymaniye’nin hakkı verilmese o zaman Başbakana ve parlamentoya havale edilir.
Bu başka şeylere de kapı aralar mı?
Tabi başka kararlara da kapı açar. Bu sizin konumunuzu zayıflatır. Örneğin anayasada değişiklik yapılırsa bunu sizin itirazınıza rağmen de yapabilirler ki eskiden üç vilayet karşı çıksa anayasada değişiklik yapılamazdı. Bu itiraz hakkını da sizden alabilir.
Sizce Kürdistan Parlamentosu seçimleri bu yıl içinde yapılır mı?
Bizim bilgilerimize göre yapılır. Doğrusu bu da siyasi bir oyun. Birleşmiş Milletler uzmanlarına göre yapılabilir. Irak genelindeki il meclisi seçimlerinden çok Kürdistan Parlamentosu seçimlerine ağırlık verilebilir.
Kürdistan Parlamentosu seçimlerinin Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu tarafından yapılacağı konusu kesinlik kazanmış mı?
Şu ana kadar evet.
Eski seçim yasasına göre mi seçim yapılır?
Parlamentodan yeni yasa çıkmaz ise elbette.
YNK eski yasa hakkında Federal Mahkeme’ye başvurmuş...
Federal Mahkemeye şikayetler artmış. (Gülerek) Maşallah Federal Mahkeme’nin kapıları Yeni Nesil (Newey Nwê) için ardına kadar açılmış.
Peki Federal Mahkeme YNK’nin şikayetini değerlendirirse bu seçim yasası konusunda yeni bir sorun olmaz mı?
Yok olmaz. Bence bu sadece bir meydan okumadır. Doğrusu benim de Federal Mahkeme’nin yapısı hakkında görüşlerim var, ne bir yasaya ne de anayasaya göre oluşturulmuş. Hakkında söylenecek çok şey var.
Peki neden bir karala Kürdistan Parlamentosunu tamamen feshettiler?
Hoşyar Zebari: Kardeşim bunlar doğruyu yapmıyor, kanunları istedikleri gibi yorumluyorlar. Parlamentonun görev süresini bir yıl uzatmanın yasa dışı olduğunu söylüyorlar. Peki hükümetinizi bir yıl içinde bir kuramadınız ve ertelediniz, bunun yasa dışı olduğunu neden söylemiyorsunuz? Hiçbir mazeretimize kulak asılmaması ve söz sahibi olamamamız mantıklı değil ama şimdi durum bu.
Kürdistan Bölgesi’nin de Federal Mahkeme\'nin kararına karşı tavrı olmadı, bu sessizlik kabul etmek değil midir?
Seçim ısrarımız olsa reddedilirdi.
Sizce Irak, Kürdistan petrolünün yeniden dünya pazarına ihraç edilmesini istiyor mu? Sorusu üzerine Zebari:
‘’Büyük oyun oynuyorlar, kendilerini ve Kürdistan Bölgesini zarara sokuyorlar. Ama madem Kürdistan Bölgesi’ne kaybettirecekler onlar için sıkıntı yok. Hesaplara göre 2.2 milyar dolar zarar etmişler. Şimdi Türkiye hükümeti ile görüşmeler var. Ankara’dan bir heyette Bağdat’a geldi. Başbakan Mesrur Barzani bu konuda görüşmeler yapmak için Ankara\'ya gitti ve orada iyi karşılandı. Bazı teknik sorunlar var, Türkiye\'den tazminat ve petrol ihracatı konusundaki teknik sorunlar aşılır. Ama bence bunlar çözülebilir, bence bu ertelemenin nedeni siyasidir, dolayısıyla siyasi bir karar gereklidir.’’ Cevabını verdi
Türkiye tarafında mı Irak tarafında mı? Sorusuna ise Zebari:
‘’ Ağırlıklı olarak Irak\'ta, ama umarım kaybedenler bunu hisseder, çünkü sundukları bu bütçe bile pek gerçekçi değil. Bence bütçe yasasında hayali şeyler var ve kabul edilebilir gibi değil. Ama pastayı kendi aralarında iyi paylaştılar, her biri kendi payını almış. Ancak daha büyük meseleler de var. Petrol fiyatları, istihdam oranları arasında çok büyük farklar ve bu bütçede açığa neden olur. Her açıdan Kürdistan Bölgesine haksızlık yapıldı. Dış yardımlardan alınan krediler de dahil. Eskiden Kürdistan Bölgesi’nin payının yüzde 17 olmasında ısrar etmiştik, şimdi ise çok çok düşük bir oran belirlediler. Gerçekten her açıdan bu bir zulüm.’’ Yanıtını verdi
Başkan Barzani Bağdat’ta olanlardan rahatsızlık duydu mu bilmek istiyorum? Sorusu üzerine Zebari:
‘’Elbette çok.’’ Cevabını verdi.
Koordinasyon Çerçevesi liderlerinin tavrından endişeli mi?
Tabii ki açıklamasının metninde de açıkça belirtmiş, onlardan çok rahatsız.