Hüseyin Kaytan: Dicle nereye giderse, orada biz Kürdlerindir

6 Şubat. Berrak, pürüzsüz bir günün başlangıcına, geceden hazırlandık. Şafakla birlikte bütün peşmergeler ayaktaydı. Bu seferki hedef, 21 Şubat harekatında önlerine geldiğimiz ve gücümüzün ağırlığını Dicle’nin batısına verdiğimiz için girmediğimiz Wanke nahiyesi ve Doğu paralelindeki bir dizi köydü.\n
06.02.2015, Cum - 19:31
Hüseyin Kaytan: Dicle nereye giderse, orada biz Kürdlerindir
Haberi Paylaş
6 Şubat. Berrak, pürüzsüz bir günün başlangıcına, geceden hazırlandık. Şafakla birlikte bütün peşmergeler ayaktaydı. Bu seferki hedef, 21 Şubat harekatında önlerine geldiğimiz ve gücümüzün ağırlığını Dicle’nin batısına verdiğimiz için girmediğimiz Wanke nahiyesi ve Doğu paralelindeki bir dizi köydü.

Dicle, Musul barajını geçtikten sonra, Eski Musul ve Wanke’ye varana kadar kıvrımlarla gider ve Doğu kıyısındaki Wanke’nin hemen önünden Doğuya doğru keskin bir dönüş yapar. Bundan sonra da, belli belirsiz bir yay çizerek Musul’a girer. Eski Musul kasabası ve Wanke nahiyesi, hemen karşı karşıyadır ve her iki yerleşim yeri de kıyıya kurulmuştur. Bugünkü harekatın en önemli özelliği, IŞİD sapkınlarının kaçacak yerlerinin olmamasıydı. Doğudan ve Kuzeyden Peşmerge ilerleyecek, Batısını ve Güneyini ise, sessiz ve derin savaşçı Dicle ırmağı tutacaktı.

İlk saldırı kolu Doğudan, Wanke’ye 10 km uzaklıktan, Dicle kıyılarını kontrole alarak Batıya yöneldiğinde, gün daha yeni ağarmıştı. Bu Peşmerge kolu yolu üzerindeki ilk köyleri ele geçirdiğinde, Kuzeyden iki kol daha harekete başladı. Biri Dicle kıyısı boyunca, diğeri de iki kol arasından Güneye doğru ilerlemeye başladı. Batı’da Eski Musul’un stratejik tepelerine geceden konumlandırılmış topçular ve keskin nişancılar da, güneş biraz yükseldiğinde işlerine başladılar. Eski Musul suikastçıları için, Doğu ufkundan gözlerine vuran güneş dezavantajdı, ama top bataryaları hedeflerini planladıkları gibi dövmeye başladılar. Doğudan gelen peşmerge kolu, Wanke nahiyesine giderken geçilecek son köy olan Dêre köyüne girmeye başladıklarında, saat 9 olmuştu. Bundan sonra mengene daralmaya başladı; Kuzeyden Dicle kıyısı boyunca ilerleyen kol Wanke’ye saldırırken, ara kol Dêre ve Wanke arasındaki karayolunu kesti. Artık top atışları durmuş, ferdi silahlar ve zırhlılar konuşmaya başlamıştı. Saat 10 dolaylarında Peşmerge Wanke sokaklarındaydı, yer yer kapana kısılmış olan IŞİD grupları önce çevrilip izole edildi, ardından acımasız imha geldi. 10:30’da nahiye tamamen peşmerge kontrolündeydi. Henüz sağ kalmış ve hakim evlere sığınmış sapkınlar, tek tek imha edildi. 11 sıralarında, Wanke’nin güneyinde otların insan beline kadar büyüdüğü engebeli düzlükte ilerleyen peşmergelere, buraya kadar kaçıp saklanmış bir IŞİD grubundan ateş açıldı. Çıkan çatışmada 7’si öldürüldü, yaralı halde Doğu yönüne kaçmayı başaran bir IŞİD üyesi de, ara koldan inen peşmergeler tarafından onbeş dakika sonra vuruldu.

Peşmergeler, genelde soğan ve domatesten oluşan öğle yemeklerini Wanke nahiyesi ve Dêre köylerinde atıştırdılar. Güzel, sıcak bir günün öğlesinde, sokak başlarında konumlanan Peşmerge zırhlıları ve çatışma yaşanan evlerin avlularındaki IŞİD cesetleri, savaşı anımsatan nerdeyse tek işaretlerdi. Bütün Dicle kıyısı seyrangaha dönmüştü. Bugüne kadar IŞİD egemenliğinde kalmış birkaç Kürt ailenin fertleri, ellerinde Kürdistan bayrakları, sokaklarda şarkılar söyleyerek ve sloganlar atarak yürüyor, Peşmergelere sarılıyor, kutluyorlardı.

Peşmergenin şimdi Doğu Dicle cephesinde yeniden ulaştığı Dicle’nin karşı kıyısında, Musul’a tepeden bakan yükseltiler var. Bu hattan da, Musul’un arka kapısına dayanmış bulunuyoruz. Wanke nahiyesi, Dêre köyü ve doğudaki Dicle kıyısı uzantılarının peşmergenin eline geçmesiyle birlikte; Batıda Şengal’e kadar uzanan hat da, en azından şu anda, daha fazla güvenle korunabilecek bir sınır oluşturuyor. Bu bir sınır olacak mı, yoksa zafer kazanmaya alışmış Peşmerge daha fazla mı ilerleyecek, bunu şu anda bilmiyoruz. Ancak şu andaki Dicle cephesi, sürdürülebilir bir statüko yaratmış bulunuyor. Gelecekte ne olacağını, Kürdistan’ın stratejik önderliği ve siyasal gelişmelerin gidiş yönü belirleyecek. Bunları anımsatıyorum; çünkü tartıştığımız bazı Peşmergeler, bu hatta, bağımsızlığın bu sınırlarla ilan edileceğini düşünüyorlardı. Ancak diğer birçok Peşmerge ise, Dicle’yi şimdi akış yönünde izlememiz gerektiğini, aşama aşama ilerleyerek, Musul’un yarısını alana kadar da durmamamız gerektiğini söylüyorlardı. Tartışmaya daha sakin yaklaşan başka bir kesim ise, “Başkomutanımız Barzani durun diyene kadar ilerleyeceğiz”, diyorlardı.

Ve Dicle, sessiz, derin Dicle. Dicle bugün Kürdi Dicle olduğunu bir kez daha gösterdi ve hayatın düşmanlarına geçit vermedi. IŞİD, Dicle ve Peşmerge arasında umutsuzca direndi, ezildi ve birkaç saat içinde yok oldu.

Yaşlı bir peşmerge, “Dicle nereye giderse gitsin, bizimdir”, diyordu, “isterse Basra Körfezi’ne dökülsün, onu orda da yakalarız, orda da Dicle bizimdir.”

Bugün, güzel bir gündü; Dicle güzeldi; Kürdistan Peşmergesi, bağımsız Kürdistan’a doğru sağlam adımlarından birini daha attı. Kürdistan Peşmergesi, karşı durulmaz olduğunu bir kez daha dünyaya gösterdi. Nihai zafere giden yoldaki zaferler zincirine, bir zafer daha ekledi. Kutlu olsun!

Hüseyin Kaytan

Nerina Azad
Bu haber toplam: 7527 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:18:01