Noel ve yeni yıl kutlamaları için hazırlıklarının iki hafta önce başladığını belirten Keldani Katolik Kilisesi Başpiskoposu Bishara Matti Warda, geçen yıl koronavirüs salgını nedeniyle yapamadıkları noel kutlamalarını bu yıl gerçekleştireceklerini söyledi.
Başpiskopos Warda, Erbil’de, Hristiyan nüfusun yaşadığı Ainkawa semtine de dikkati çekerek, "Ainkawa Erbil’deki en büyük Hıristiyan topluluğudur. Burası 8 binden fazla aileyi içeriyor" dedi.
Rûdaw’ın derlediği haberde, Başpiskopos Bishara Matti Warda, kilisenin noel ve yeni yılı kutlamak için hazırlıklarının iki hafta önce başladığını ifade ederek, "Biz özellikle fakir ailelere öncelik verdik. Gönüllü gençlerimiz ayağa kalktı, çocuklar için hediyeleri hazırladı. Kürdistan Bölgesi Başkanlığı da fakir ve muhtaç ailelere ve Ainkawa'da yaşayan yerinden edilmiş Suriyeli ailelere erzak dağıttı” dedi.
Warda, “Önceki yıllarda salgın nedeniyle toplanma korkusu vardı. Bu yılki kutlamalar ise daha büyük olacak. Amerika, Avrupa ve Avustralya'dan bizimle birlikte olmak için dönen birçok aile var. Ortadoğu'daki en büyük Hristiyan topluluğu buluşması olacak. 8 binden fazla ailenin olduğu Lübnan'ın Zahle şehrinden bile daha fazla nüfusa sahibiz” diye konuştu.
Başpiskopos Warda, yüksek fiyatların Hristiyanların bayram hazırlıklarına etkisine ilişkin ise, "Yüksek fiyatlar aileleri, özellikle de yoksulları etkiliyor ve biz de takibini yapıyoruz. Bu nedenle mümkün olan en fazla sayıda ihtiyaç sahibi aileyi erzak yardımına dahil etmeye çalıştık. 1000'den fazla aileye erzak ve çocuklara hediyeler dağıttık” dedi.
Hristiyanlar ayrımcılığa uğruyor mu?
Irak anayasasının 2. Maddesine göre Hristiyanların tüm dini haklarının güvence altına alınması hakkının uygulanıp uygulanmadığına ilişkin olarak da konuşan Başpiskopos Warda şöyle devam etti:
“Anayasa, İslam'ın öğretileri ve İslam hukukuna dayanıyor. Bununla Hristiyanların eşit yurttaşlar olduğunu söylemek doğru olmaz. Yani İslam hukukuna göre gayrimüslimler tüm haklara sahip olamaz. Bu kesinlikle bir eleştiri veya suçlama değil, bir gerçekliktir. Tüm vatandaşların eşit olduğunu söylemek efsane olur. Hiçbir Avrupa veya dünya ülkesi anayasasının Katolik veya Ortodoks Hristiyan öğretilerine dayandığını söylemez. Biz Hristiyanlar olarak 1400 yıldır Müslümanlarla iç içe yaşıyoruz, onlarla diyaloğumuz ve hayat tecrübemiz var ve İslam hukukuna göre yaşamayı biliyoruz. 1.400 yıl öncesi ile bugün arasında kuşkusuz farklılıklar var ama gerçek şu ki; dine dayalı bir anayasada herkese hak tanımak mümkün değil.”
Warda, “ayrımcılığı” anlatırken "Kürdistan Bölgesi'nde çıkarılan evlilik yasasının Irak’taki mevcut eğilime hizmet etmediği ve “anayasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle Irak Federal Yüksek Mahkemesi tarafından iptal edilmesine atıfta bulundu.
Irak Federal Yüksek Mahkemesi geçen ay “Kürdistan Bölgesi Kişisel Statüsü Yasası”nın değiştirilen 18. Maddesi hakkında iptal kararı vermiş ve maddeyi "anayasaya aykırı" olarak nitelendirmişti. Yasa, bir erkek ikinci bir kadınla evlenirse, ilk eşe ayrılma hakkı tanıyordu.
“Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin ‘hoşgörü’ yerine ‘birlikte yaşama’ ifadesini kullanmasından gurur duyuyoruz”
Kürdistan Bölgesi'ndeki Hıristiyanların durumuyla ilgili olarak da Başpiskopos Warda şunları şöyledi:
"2004 ve 2005 yıllarında Bağdat, Musul, Kerkük ve Basra'da Hristiyanlar kaçırıldı ve yerinden edildi. 67 kilise bombalandı, bin 200'den fazla kişi dini kimliğine dayalı olarak öldürüldü. Önceki rejim dönemleriyle kıyasladığımızda Kürdistan Bölgesi'ndeki tarihi alanlarımıza geri dönüş var. Kürdistan Bölgesi Yönetimi Hristiyanları memnuniyetle karşıladı. Sadece karşılama değil, tüm imkanları sağladı ve Hristiyanlar da bölgenin misafirperver bir alan olduğunu gördüler. Bizi karşılayan yerde, kilise olarak tüm çabalarımızı ailelerimizi kalmaları için teşvik etmeye, yeni kiliseler inşa etmeye, 5 okul, 1 hastane ve 1 üniversiteye odakladık. Aynı zamanda iş olanakları sağlamaya başladık. Bir arada yaşama kültürü Kürdistan Bölgesi'ne özel bir kültür ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin ‘hoşgörü’ yerine her zaman ‘birlikte yaşama’ ifadesini kullanmasından gurur duyuyoruz; çünkü birlikte yaşama daha kuvvetlidir ve bizim çabalarımız, Kürtlerin çabaları, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin çabaları bu birlikteliği pekiştirecek ve insanlarımızı kalmaya teşvik edecektir.”