7 Haziran 2017’de Kürdistan Parlamentosu’nda temsiliyeti bulunan partilerin temsilcileri, dönemin başbakanı ve hükümet yetkilileri, Başkan Mesud Barzani ve Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı’nın katılımıyla düzenlenen toplantıda referandum kararı alındı ve bir yüksek konsey kuruldu.
Konseyde; Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), İslami Birlik (Yekgirtu), İslami Hareket (Bizutnewe), Zehmetkêşan, Komünist Parti, Sosyalist Parti ve bileşenlerin temsilcileri yer aldı.
Aynı toplantıda Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nun 25 Eylül 2017’de yapılmasına karar verildi. Referandum, Kürdistan Bölgesi ile Kürdistan Bölgesi sınırları dışında kalan Kürdistani bölgeleri kapsıyordu. Hem siyasi partiler hem de etnik ve dini bileşenler kararı onayladı.
15 Eylül’de Kürdistan Parlamentosu’nda yapılan oylamada, oy çoğunluğuyla referandum kararı onaylandı. Referandumu; Kürdistan Bölgesi Yüksek Seçim ve Referandum Komisyonu yönetti.
Referandum kararı Kürdistan halkı açısından yeni bir dönüm noktası oldu. Bütün taraflar referandumun başarılması için tüm imkanlarıyla seferber oldu.
Referandumun bir diğer önemli yanı, Kürdistan Bölgesi sınırları dışında kalan Kürdistani bölgeleri de kapsıyor olmasıydı. Birleşmiş Milletler’in tanıdığı Ulusların Kaderlerini Kendilerinin Tayin Hakkı’na dayanılarak da yapılan referandumda, Kürdistan halkı; bir ulusu meydana getiren toprak, dil, kültür, tarih ve miras temeline dayanarak bu adımı atıyordu. Bütün bunlar, kendi kaderini tayin hakkı için temel oluşturuyordu.
25 Eylül’de Kürdistan Bağımsızlık Referandumu yapıldı. 4 milyon 561 bin 255 seçmenin oy kullanma hakkı vardı ve 3 milyon 305 bin 925 kişi sandık başına gitti. Referanduma katılı yüzde 72 oranında gerçekleşirken, 2 milyon 861 bin 471 kişi “Evet” oyu kullandı. Referandum, yüzde 92.73 “Evet” oyuyla sonuçlandı.
Irak devletinin kuruluşundan itibaren meşru hakları için mücadele eden Kürdistan halkı, referandumla yasal bir hakkını kullandı. Irak yönetimi tarafından birçok kez söz verilip anlaşma imzalanmasına rağmen hepsi ihlal edildi ve verilen sözler çiğnendi. Taleplere savaş ve baskıyla karşılık verildi.
Kürt milleti soykırıma varana dek birçok felaketle karşı karşıya kaldı. Enfal, tehcir, tenkil, köy ve kasabaların yıkılması, kimyasal silah ve yasaklı silahların sivillere karşı kullanımı bunlardan bazılarıydı. Referandumun ardından 16 Ekim 2017’de bir kez daha Irak yönetimi Kerkük ve diğer Kürdistani bölgelere saldırdı. Birçok Peşmerge ve vatandaş şehit düşerken, çok sayıda Kürt vatandaşın evi ya yakıldı ya da işgal edildi. Halkın büyük bölümü de Kürdistan’ın diğer kentlerine göç etmek zorunda kaldı.