Diyarbakır’dan yayın yapan Radyo Selam’da Zafer Burakmak’ın hazırlayıp sunduğu “Yöneliş” programının bu haftaki konuğu Muş Alparslan Üniversitesi'nden Öğretim Görevlisi İkram Filiz’di.
İkram Filiz, Kürdistan Bölgesi’nin siyasal yapılanmasından ve güncel gelişmelerinden bahsetti. Osmanlı sonrası bölgede suni sınırlarla ayrışan halklardan birinin de Kürtler olduğunu belirten Filiz, Irak Anayasası tarafından resmi olarak kabul edilen Kürdistan Bölgesi’nin tarihçesine de değindi.
Kürdistan Bölgesi’nde merkezi bir devlet sisteminin olmadığını aktaran İkram Filiz, siyasi yapıların kendilerine bağlı silahlı birliklerinin olduğunu kaydetti. Kürdistan Bölgesi’nde yasal olarak bir parlamentonu belirten Filiz şöyle konuştu; “Hem idari hem de siyasi anlamda Irak anayasasına göre sınırları belirlenmesine rağmen Kürdistan Bölgesi’nde özellikle KDP ve Talabani’n partisi YNK arasında paylaştırılan bölgelerde partilere bağlı silahlı grupların hakimiyetindeki bir yapıdan söz ediyoruz. Normalde seçimler yapılıyor, hükümet sistemi var ancak iç ihtilaflar nedeniyle şu an parlamento devre dışı. İş yapan bir hükümetten söz edemiyoruz.” diyen Filiz, “Normalde Mesut Barzani’nin başkan, Neçirvan Barzani’nin ise Başbakan olduğu ve diğer bakanlıkların da YNK, Goran ve diğer partiler arasında paylaştırıldığı bir sistem var. Kağıt üzerinde hem Irak merkezi hükümetinin hem de uluslar arası zeminde kabul edilen teorik kısmı bu. Ancak sahada iş biraz farklı. Örneğin Neçirvan Barzani başbakan olmasına rağmen Talabani’in partisi YNK’nin kontrol ettiği Süleymaniye’de tam kontrol sahibi değil. Ancak buna rağmen bu noktada çok bir tartışmanın da yaşandığı görülmez. Özellikle dışa dönük bir kabul gerçekleştirilmiştir.”
Bağımsızlıkta İhtilaf Yok Ancak Güçlerin Ve Gelirlerin Merkeze Devri Sorunlu
Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlığı noktasında farklı fraksiyonlar arasında bir ihtilafın bulunmadığını belirten Filiz, ancak usul ve zamanlama açısından kimi itirazların olduğunu ve Kerkük, Şengal gibi ihtilaflı bölgelerin buna dahil olup olmaması konusunun tartışıldığını söyledi. Olası bir bağımsızlık referandumunda çok yüksek oranda bir bağımsızlık kararının çıkacağını kaydeden Filiz, özellikle elinde silahlı birlik olan grupların alan hakimiyetini devlet otoritesine bağlamaları noktasında sorunların yaşanacağını kaydetti; “Peşmerge Bakanlığı oluşturuldu ancak tüm Peşmergeler bir devlet ordusu şeklinde bu yapıya bağlanamadı. Kürdistan Bölgesi’nin bağımsız olması düşüncesinde hiçbir siyasi yapının itirazı yok. Ancak nasıllığı ve zamanının yanında grupsal hakimiyetlerin devlet otoritesine devri noktasında ihtilaflar mevcut. Olası bir referandumda bağımsızlık kararı yüzde yüze yakın bir oranla çıkar. Ancak KDP ve YNK’ye bağlı silahlı güçlerin devlet otoritesine bağlılığı yada petrol gibi ekonomik getirilerin devri gibi sorunlar gelecekte yaşanacak gibi. Örneğin YNK’nin kontrol ettiği Kerkük ihtilaflı bölgeler arasında ve olası bir bağımsızlık kararında YNK tüm petrol gelirlerini merkezi devlet otoritesine devreder mi? Bu anlamıyla bu konular gelecekte tarafları bekleyen sorunlar olarak ortada duruyor?”
Kerkük'te Değişen Demografik Yapı
Kerkük’teki bayrak krizine de değinen Filiz, daha önceleri de Kürdistan bayrağının asıldığını ancak şimdiki uygulamanın tüm resmi kurumlarda zorunlu bir şekle sokulduğu için tartışmalar yarattığını belirtti. Kerkük’ün demografik yapısının geçmişte Saddam rejimi tarafından Türkmen ve Kürt nüfusun azaltılarak değiştirildiğini söyleyen Filiz, 2003 ABD işgali ardından ise Kürt nüfusun arttırıldığını, Arap ve Türkmen nüfusun azaltıldığını belirtti.
İhtilaflı bölgeler arasında olan Şengal’in, Mesut Barzani tarafından Kürdistan Bölgesi’ne dahil edilmesinin istendiğini ve PKK gibi herhangi bir örgütün hakimiyetinin reddedildiğini kaydeden Filiz, diğer grupların da nihai fikirlerinin bu olduğunu ancak iç siyaset malzemesi olarak özellikle KDP’yi sıkıştırmak için YNK gibi gruplar tarafından PKK’nin desteklendiğinin altını çizdi.