Kürdistan Hewlêr Üniversitesi öğretim görevlisi Doçent Dr. Arzu Yılmaz Kürdistan Bölgesi’ndeki seçim atmosferini, YNK ile KDP arasında çatışmaya varan anlaşmazlıkların tarihsel arka planını, tüm bunların önümüzdeki seçimlere ve bölge siyasetine nasıl yansıyacağını Artı Gerçek’e değerlendirdi.
Artı Gerçek’in Yılmaz ile gerçekleştirdiği röportaj şöyle:
Seçimler yaklaşıyor, bölgede nasıl bir atmosfer var? Bu atmosferde hangi faktörler etkili?
- Öyle büyük bir seçim heyecanından söz edebileceğimiz bir durum olduğunu düşünmüyorum. Her şeyden önce seçimler, Gazze ve en son Lübnan'da meydana gelen savaşın gölgesinde gerçekleşiyor. Bu sıcak çatışma hali buradaki seçim atmosferini etkileyen faktörlerin başında geliyor. Çünkü günün sonunda Gazze'deki savaş, İsrail-İran gerginliği çerçevesinde şekilleniyor ve bunun doğrudan Kürdistan'ın politik dengelerine yansıması var. Buradaki seçim atmosferini etkileyen ikinci faktör ise uzun süredir tartışılan ve müzakere konusu olan, Amerika'nın Irak’tan çekilmesi konusu ki nihayet birkaç gün önce Washıngton ve Bağdat bir anlaşmaya vardı ve koalisyon güçlerinin Irak’tan ve Suriye’den çekilmesi bir takvime bağlandı. Onun dışında üçüncü faktör de gelecek yıl Irak’ta yapılacak olan seçimler ve dolayısıyla Irak'ta yapılacak seçimlerin, buradaki seçim sonuçlarının nasıl bir hükümet kompozisyonuna evrileceği üzerindeki etkisi.
'SEÇİMLERE KATILIMIN DÜŞÜK OLACAĞI TAHMİN EDİLİYOR'
Sizce seçimlere katılım nasıl olur?
"Seçime katılımın bu sene oldukça düşük olacağı tahmin ediliyor. Bu bağlamda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; örneğin 2017'de referanduma katılım oranı yüzde 92 olmuştu. Bu istisnai bir durumdu desek bile bu seçim 1992'den beri yapılan altıncı seçim ve katılımın oldukça yüksek seyrettiği bir 30 yıllık geçmiş üzerinden okuyacak olursak, bu yılki katılımın en son 2018'de yapılan seçimlerdeki yüzde 72 seviyesinin de altına düşerek yüzde 50- 60 arası olacağı tahmin ediliyor."
- Neden katılım oranı bu kadar düşük olabilir?
"Bunda birinci faktör şu; 2017'den bu yana özellikle Irak'ta merkezi yönetimin yeniden güçlendirilmesi çabaları çerçevesinde Kürdistan'da yaşanan sorunların çözüm adresi Kürdistan Parlamentosu olmaktan çıkıp Irak Parlamentosu oldu. Dolayısıyla da yaşanan sorunların çözümü bağlamında Kürdistan Parlamentosu etkinliğini yitirdiği ölçüde Kürdistan Parlamentosu seçimlerine ilginin azalacağı öngörülüyor. İkincisi ise KDP ve YNK arasındaki rekabetin ya da kavganın da diyebiliriz artık çatışma riski taşıyacak ölçüde tırmanış göstermesi. Bu iki partinin halkın sorunlarına birlikte çalışarak bir çözüm üretememesi ve bunun seçimler sonrasında da bu durumun değişeceğine dair bir işaretin olmaması seçimlere olan ilgiyi azaltıyor."
- Peki bu çatışma nasıl başladı? İki tarafın temel argümanları nelerdir?
"Aslında bu oldukça derin bir konu. Malum önce 1998 Washington Antlaşması, arkasından 2005’te kotarılan Serereş mutabakatı her iki partinin Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni birlikte yürütmelerini mümkün kılacak bir güç paylaşımı dengesi kurmuştu. Washington Antlaşması bu iki parti arasındaki Birakujî’yi (kardeş kavgası) sona erdirdi. Serereş Mutabakatı ise Irak işgali sonrası yeni Irak Anayasası çerçevesinde bu iki parti arasındaki politik güç dengesini kurdu. Bu iki anlaşmaya dayalı KDP-YNK işbirliği 2011’e kadar sürdü. Fakat 2011'de önce Celal Talabani sağlık problemleri nedeniyle politik sahneden çekildi. Bu durum YNK içerisinde bir güç mücadelesine ve sonuçta bölünmeye neden oldu ve YNK, KDP karşısında bir güç kaybına uğradı. İkinci dönüm noktası ise 2014’te IŞİD'le savaş süreciydi. Bu savaş ağırlıklı olarak KDP'nin kontrolündeki Musul, Şengal bölgelerinde yaşandı. Hal böyleyken uluslararası koalisyon ile işbirliği de yine mevcut güç dengesinin KDP lehine değişmesine neden oldu. 2017 bağımsızlık referandumu sürecinde KDP artık açık ara ırak Kürdistan’ı yöneten tek parti konumuna gelmişti. YNK’nin 16 Ekim’de tartışmalı alanın Bağdat’ın kontrolüne geçmesinden yana tutumu bir dönüm noktası oldu ve o gün bugündür iki parti birbiriyle kavgalı."
- KDP ve KYB (YNK) arasındaki çatışma haline seçmenlerin tepkisi ne oluyor?
"Halk, 'tamam sandığa gideceğim, birilerini seçeceğim ama günün sonunda iki partinin derdi birbiriyle. 'Sen ne aldın, ben ne verdim kavgası' varken ve benim sorunlarım bu iki partinin konusu değilken "ben niye gideyim de kendimi yorayım" diyor. Yani tahmin edildiği gibi seçimlere katılım yüzde 50-60 oranda gerçekleşirse bunun nedenlerinden birinin bu kavga olduğu söylenebilir. Aslında bu kavganın etkisini sadece sandığa gitme oranları üzerinden değil, farklı göstergeler üzerinden de okuyabiliyoruz. Mesela Kürdistan nüfusunun yaklaşık yüzde 60'ı 30 yaşın altında. Bu genç nüfusun partilere üyelik rakamlarına baktığımızda bundan 10 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak ölçüde bir düşüş olduğunu görüyoruz. Bunun bize söylediği şey şu: Hali hazırda Kürdistan siyasetindeki aktörlerin ve siyasi partilerin temsil etme kapasitesinde, yeteneğinde, meşruiyetinde bir aşınma var. Bu çok açık.
‘KYB, TÜRKİYE’NİN HER ANLAMDA HEDEFİNDE'
Birkaç gün önce eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin, canlı yayında KYB (YNK) Lideri Bafil Talabani’ye suikast düzenlenmesi çağrısı yaptı. Bu çağrı orada nasıl karşılandı?
"Özellikle bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü zaten son beş yıldır YNK üzerinde kesintisiz bir baskı var. Mesela 2017'den beri Süleymaniye Havaalanı kapalı durumda. Hakan Fidan kaç kere YNK’yi bir tehdit olarak tanımladı. Hatta açıkça tehdit de etti. Tehdidinin ötesinde YNK Pêşmergeleri Türkiye’nin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Bundan iki yıl önce YNK bölgesinde bulunan eski havalimanı Suriye Demokratik Güçleri (QSD) ile YNK Pêşmergeleri’nin birlikte eğitim yaptıkları gerekçesiyle bombalandı. Ezcümle sözünü ettiğiniz son açıklamanın özel bir yankı uyandırdığını söyleyemeyiz zira YNK zaten Türkiye’nin her anlamda hedefinde uzun bir zamandır. Sonuç ise Türkiye'nin buradaki siyaseti etkileme kapasitesinin giderek düşmesi oldu.
'TÜRKİYE'NİN IRAK KÜRDİSTANI'NDAKİ SİYASİ ETKİSİ AZALDI'
- Nasıl düştü?
"Bunun birinci nedeni IŞİD ile savaşta Türkiye'nin burada beklendiği gibi Kürtlerin yanında yer almamasıydı. İkinci nedeni referandum sürecinde takındığı tavırdı. Üçüncü nedeni ise 2018'den ama özellikle 2021'den sonra artan yoğun askeri operasyonlar. Bu temel üç nedenden dolayı Türkiye'nin Irak Kürdistanı'ndaki siyasİ etkisi azaldı. Bu azalmanın bir başka nedeni ise YNK'yi tümüyle dışlayan, düşmanlaştıran ve Irak Kürdistanı'daki siyasi etkinliğini sadece KDP üzerinden dizayn etmeye kalkışması oldu."
- Siyasi çatışmaları da göz önüne alırsak sizce bu seçimlerde ne amaçlanıyor?
"Bu seçimlerin aslında 2022 yılında yapılması gerekiyordu. Ama iki parti arasında uzlaşma sağlanamadığı için bugüne kadar gelindi. Nihayetinde Kürdistan Parlamentosu çalışıyor ama YNK’nin katılımı olmaksızın çalışması parlamentoda ciddi bir meşruiyet sorunu doğuruyordu. Şimdi murad edilen YNK ve KDP'nin yeniden parlamento çatısı altında bir araya gelip Kürdistan Parlamentosuna işlerlik kazandırması ve bu yolla aralarındaki sorunları çatışarak değil, müzakere ederek parlamento çatısı altında çözüme kavuşturmaları.
'KYB (YNK) VE KDP'NİN BİRLİKTE ÇALIŞTIĞI BU YENİ PARLAMENTODA İRAN'IN NÜFUZU ARTABİLİR'
- Böyle bir kompozisyonda Türkiye’nin Kürdistan’daki etkinliği nasıl etkilenir?
"Hükümeti yalnızca KDP'nin oluşturduğu bir denklemde bile azalan etkisinin, YNK’nin katıldığı bir parlamento kompozisyonunda daha da azalacağını varsayabiliriz. Buna mukabil eğer gerçekten bu seçimler nihayetinde YNK ile KDP'nin birlikte çalışabildiği bir parlamento ortaya çıkarırsa İran’ın siyasi nüfuzu artabilir. Zira İran, her iki partiyle de ilişkileri olan işbirliği yapan bir taraf. Zaten seçimlerin nihayet yapılacak olmasının arka planında da İran'ın iki partiyi de ikna etmesi yatıyor.
-Seçimde olası bir sürpriz bekleniyor mu? Son durum nedir?
"KDP'nin oylarında ciddi bir düşüş bekleniyor. Ama YNK’nin de en fazla oylarını koruyabileceği tahmin ediliyor. Mesela YNK'nin en son parlamento seçimlerinde 21 sandalyesi vardı. YNK'nin yine en iyi ihtimalle 19-20 sandalye kazanabileceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla herhangi bir partinin zafer kazanacağına dair bir işaret yok hali hazırda. Eğer bir seçim sürprizinden bahsedecek olursak muhtemelen o da Lahor Cengi Talabani’nin 7-8 milletvekili çıkarmayı becerirse parlamentoda bugüne kadarki dengeleri biraz değiştirebilecek bir etki yaratması olabilir."