Kürdleri bekleyen büyük tehlike…

Irak Parlamentosu Kürd Milletvekili Adil Nuri, Yemen’de Husilere yönelik düzenlenen operasyona dikkat çekerek, Körfez ülkeleri ile Türkiye ve Pakistan’ın da içinde bulunduğu blokun, bölgede ”İran’ın tırnağını kesme” amacıyla hareket ettiğini ve bu bloğun önümüzdeki dönemde Kürdistan’ı da hedef alabileceğini ileri sürdü.
30.03.2015, Pts - 12:23
Kürdleri bekleyen büyük tehlike…
Haberi Paylaş
Irak Parlamentosu Kürdistan İslami Birlik Partisi Listesi Milletvekili Adil Nuri, bölgedeki gelişmeleri değerlendiren ve Kürd halkına çağrıyı içeren yazılı bir açıklama yaptı.

Nuri açıklamasında, Yemen’deki Husilere yönelik ”Kararlılık Fırtınası” operasyonunda, Suudi Arabistan’ın öncülüğünü yaptığı ve Körfez Arap ülkeleriyle birlikte Pakistan ile Türkiye’nin de destek verdiği yeni bir bloğun kurulduğunu savunarak, ”Bu gelişmeler doğrudan Kürdistan’ı da ilgilendiriyor. Kürdistan’ı bekleyen asıl tehlike kapıda. İkinci aşamada kendimizi yeni bir tehlikeye karşı hazırlamalıyız. İçeride ve dışarıdaki saflarımızı iyi örgütlemeli ve tüm çelişkilerimizi bir tarafa bırakmalıyız” ifadelerini kullandı.

Yemen operasyonunun asıl amacının ”İran’ın, Yemen, Suriye, Bahreyn ve Lübnan’da uzayan tırnağını kesme” olduğunu ve bu hareketin ilerde Irak’ı da kapsayacağını ifade eden Adil Nuri, ”Bugün Sünni Arapların sorunu uluslararası bir sorun haline gelmiş bulunuyor. Güçlü sahipleri oldu. Bundan böyle bizim sorunumuz sadece Hewice, Guwer’deki Şemer ve Ubeyt Arap aşiretleri ile sınırlı kalmayacak. Artık bu Sünni Arap aşiretlerinin güçlü destekçileri bulunuyor” değerlendirmesinde bulundu.

Irak Parlamentosu’nda Sünni milletvekilleri ile yaşadığı bir diyaloğu örnek gösteren Adil Nuri, isim vererek milletvekili Mişan Cuburi’nin kendisine ”Şii Araplarla her halükarda çelişir, çatışırsak da anlaşırız. Asıl düşmanımız Kürdlerdir. Kürdleri bertaraf etmek için şeytanla bile işbirliği yaparız” dediğini ifade etti.

Nuri, Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye’yi dışarıya açılım için bir nefes borusu olarak gördüğünü ancak Türkiye’nin de fiili olarak bu blokta yer aldığını dile getirerek bu durumda Türkiye’ye de bel bağlanmaması gerektiğini ileri sürdü.

Peşmerge ve Kürd güçlerinin savaş cephesinde Kürdistan’ı koruma gibi bir görevi olduğunu, seçilmişler olarak kendilerinin de Kürd halkının gözü olma görevi taşıdıklarını dile getiren Adil Nuri, Kürd halkına hitaben, ”Gördüklerimizi, duyduklarımızı, tahlillerimizi dile getirip sizleri bilgilendirme gibi bir görevimiz var. Biz bunu yapmalıyız ki sizler Kürdistan’ın içte ve dıştaki durumunu iyi görün buna göre pozisyon alın.” dedi.

Irak Parlamentosu Kürdistan İslami Birlik Partisi Listesi Milletvekili Adil Nuri, Kürd halkı ve siyasilerine önerilerini de bir kaç başlık altında sıraladı. Nuri, Kürdistan’da partiler arasında siyasal birlik sağlanmasını, hükümete ait tüm kurum ve kuruluşlarda iki partinin ağırlığını bir yana bırakılarak tüm partilerin temsiliyetini içeren ortaklaşma sağlanmasını, hükümette yer alan parti başkanlarından olşuan 4 kişilik heyetin Kürdistan Bölge Başkanlığı yardımcılığına getirilmesini, Peşmerge’nin biran önce ulusal bir ordu şeklinde örgütlendirilmesi, Kürdistan’ın ekonomik yükünü ağırlaştıran maaşlarda kısıtlamaya gidilmesini, bu tür çalışmalarla her Kürd ferdinin kendisini Kürdistan’ın gerçek sahibi görmesinin sağlanmasını önerdi.

Irak Parlamentosu Milletvekili Adil Nuri, bir başka öneri kısmında ise, , Kürdistan Bölge Başkanlığı için seçim döneminin yaklaştığını belirterek Kürd halkının bu kritik ve tarihi bir süreçte en uygun tercihi yapması gerektiğini ifade etti.

Nuri, bu konudaki önerisini de Mesud Barzani’den yana kullanarak, ”Benim düşünceme göre bu süreçte Kürd dosyasını uluslararası alanda layıkıyla temsil edebilecek ve hareket ettirebilecek kişi Mesud Barzani’dir. Bu yüzden partiler Barzani’yi kendilerine mal etmemeli, Kürdistan’ın mülkü olarak görmeli. Mesud Barzani’nin de başkanlıkta kalması hiçbir siyasi tarafı endişelendirmemeli” dedi.

Adil Nuri açıklamasının sonunda bu sürecin bir geçiş süreci olduğuna dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı: ”Büyük bir dikkat ve uyanıklılık gerektiriyor. Dış düşmanlar gerekçe gösterilerek içerde de haksızlık ve yolsuzluklar mübah görülmemeli. Akisne İsrail gibi davranmalıyız. 22 Arap devleti ve 56 İslami devletin çemberi altında bulunuyor ancak kendi içinde vatandaşlarına karşı şeffaf ve sorumlu davranıyor.

Basnews
Bu haber toplam: 7695 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:32:21