Narin Nadirova, nasıl bir ailede, nasıl koşullarda doğdu, büyüdü, Kürt olmakla, kimliği ile nasıl tanıştı?
Ulusal değerleri oldukça yüksek olan bir ailede doğdum ve bu değerler temelinde büyüdüm. Bizim ailede ben ve kardeşlerim dahil, kuzenler ve torunların tamamı Kürt olduklarının bilincinde yetiştiler, bugün de aynı şekilde bir bilinçle büyütülürler. Tabii bu öncelikle annemin ve babamın karakter ve yaşantısında gelişen bir özelliğimiz. Elbette onlar da babalarından böyle görüp, bizlerin de aynı ulusal duygularla gelişmemiz için ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve hala da yapmaya özen gösterirler.
"Babamın Kökleri Van'dan, Annem Digor'dan"
Sovyet Kürtlerinin göç öyküsünde sizin nesliniz köklerine oldukça bağlı. Siz göç öykülerinin büyüttüğü nesilsiniz. Kökleriniz nereye dayanıyor?
Ailemin kökleri Van yöresine dayanır. Daha doğrusu babamın kökleri Van’dan, annem Kars Digor’dan. Yaklaşık 100 yıl önce Şeyh Said serhildanından sonra, Aras Nehri’nin diğer tarafına göç eden dedelerim, her zaman için bizlere öncü olmuşlardır. Onlardan bize ulaşan öykü, stran, kilam, acılar ve kahramanlıklarla büyüdük.
"Kazakistan'da Kürt Çocuklarına Kürtçe Eğitim Verilebiliyor"
Aileleriniz göç ettiğiniz toprakları siz çocuklara anlatır mıydı? Neydi hayallerinizdeki 'ülke' imgesi?
Elbette anlatırlardı. Ermenistan’da doğup büyüdük. Sovyetler Birliği dönemini Ermenistan’da yaşadım. Kurumları, sosyal yapısı az çok rayına oturmuş olan bir ülkede yaşadık. Hayallerimizdeki ülke de en az doğduğumuz bu ülke gibiydi. Kurumları olan, kendi diliyle eğitim sistemi olan, ekonomik kurumları, sosyal yapısı en az Ermenistan gibi olabilecek bir ülkeydi hayallerimizdeki ülke.
Kazakistan'da Kürt olmak ne demek?
Kazakistan’da Kürt olmak, Kazakistan’da Kürt olmaktır! Ne devlet, ne Kazak halkı ne de Kazakistan’da yaşayan diğer halklar Kürtlere Kürt oldukları için herhangi bir zorluk çıkarmaz. Çıkaramaz! Aksine gurur verici uygulamalar var. Mesela bir Kürt istediğinde pasaportuna etnik aidiyeti olarak Kürt yazdırabiliyor. Yeterli bir sayıya ulaşıldığında, Kürt çocuklarına okullarda Kürtçe eğitim verilebiliyor.
Sizden önceki nesiller ise pek böyle yaşamadı sürgün Kazakistan'ını değil mi?
Sürgün edildikleri zamanlar elbette ki çok büyük zorluklarla karşılaştılar. İki aylık sürgünde, karda kışta yüzlercesi hayatını kaybetti. Stalin’in ölümüne kadar bu zorluklar en şiddetli şekilde devam etti. Daha sonrasında ise zorluklar yavaş yavaş azaldı. Koşullar değişti.
Başarılı bir ekonomistsiniz. Sizin gibi bu alanda kariyer yapmak isteyen genç Kürt kadınlar için önemli bir kariyer hikayesi sizinki. Bu bağlamda, sizi ekonomiye yönlendiren, heveslendiren büyükleriniz miydi? Nasıl karar verdiniz bu alanda kariyer yapmaya?
Ailem manevi anlamda en büyük desteğim oldu ki şu an bile hep arkamdalar. Ermenistan’da annem ve babam, Kazakistan’da ise kayınpederim -ki onu babam sayarım- Akademisyen ve Profesör Nadir Nadirov en büyük destekçilerim oldular. Benim de bu konuda isteğim çok fazlaydı. Ekonomi ve bankacılık sektörü eskiden beri istediğim alanlardı. Eğitim kariyerim beni bu alana yönlendirdi. Açıkçası bu alanda zorluk yaşadım diyemem.
"Biden'ın Kazanması Krizden Kurtulmaya Yetmez"
Dünya ekonomisinden lokale doğru sormak istiyorum. Covid-19, ABD seçimleri derken küresel çapta dünya ekonomisinin gündemine oturan konular var. Siz mevcut dünya ekonomisini nasıl yorumluyorsunuz? Joe Biden kazanırsa bunun ekonomiye yansıması nasıl olacak sizce?
Dünya ekonomisi pandemi sürecinden önce de ahım şahım bir derecede değildi ama pandemi belki de son yüzyılın en büyük ekonomi buhranına doğru yol alıyor diyebiliriz. Her şey sürecin daha ne kadar ilerleyip ilerlemeyeceğine bağlı. Süreç uzarsa, ekonomik kriz derinleşecek ve bundan sadece üçüncü dünya ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeler değil, süper güçler de önemli ölçüde etkilenecek. Mevcut dünya ekonomisi şu an bir krizde ve öyle anlaşılıyor ki bu kolay kolay da aşılacağa benzemiyor. Biden’in kazanması veya Trump’ın kaybetmesi, dünyayı krizden kurtarmaya yetmeyecek maalesef.
"Azerbaycan-Ermenistan Savaşı'nda Kürt Çocukları Hayatını Kaybediyor"
Siz Ermenistan doğumlusunuz. Bugün Ermenistan-Azerbaycan arasında tetiklenen çatışmaların gelecek günlere, politik ve ekonomik açıdan ne tür yansımaları olur sizce? Sovyet Kürtleri bu konuda ne düşünüyor?
Bakın Kafkasya’daki savaş 30 yıldır çözülebilmiş değil, anlaşılan kolay kolay da çözülemeyecek. Çözülemeyecekten ziyade çözülmeyecek desek daha doğru olur. Burada sorun iki devlet yönetimi de değil. Onlardan ziyade diğer bölgesel ve küresel güçler öte yandan silah, petrol ve gaz tacirleri ve tedarikçileri. Olan yine de zavallı halka ve onların iki cephede çatışmalara sürülen çocukları oluyor. Bakın akşam kabul edilen sözde ateşkes, sabah saatlerinde bozuldu. Ölen yine gariban halka ve çocuklarına oldu. İlginç bir şeyde şu; her iki cephede de azımsanmayacak sayıda Kürt çocukları hayatını kaybediyor. Ermeni ordusunda da, Azeri ordusunda da azımsanmayacak sayıda Kürt ailelerin çocukları var. Ve bu bir savaş! Kurşun sen Kürtsün, sen Azerisin veya sen Ermenisin demiyor maalesef…
Ben barışçıl bir insanım ve savaş karşıtıyım. Dolayısıyla bırakın yanı başımdaki bir savaşı, dünyanın bir ucunda bile insanların birbirlerine silah doğrultmasını kabul edemem.
Rusya ve ABD başta olmak üzere dünya ekonomisinin gözünü diktiği Rojava ‘altın’ değerinde. Kürtlerin bölgedeki kazanımlarını koruması, ekonomik olarak güçlenmesi ve Kürt varlığını özgürce yaşayabilmesi için bu devlerle nasıl bir diyalog gerçekleştirmesi gerekir? Kürdistan petrolü, Kürtlerin özgürlüğü için ne anlama geliyor, bölge politikacılarını bu siyasi yönetim ve diplomasi konusunda başarılı buluyor musunuz?
Ben bütün yer altı ve yerüstü kaynakların, hangi bölgede olursa olsun oradaki halka veya halklara eşit şekilde paylaşılması taraftarıyım. Ama bunun bir sıcak temenniden ibaret olduğunun da farkındayım. Ama ne yapayım? Olaya bakış açım bu. Elbette ki her nerede olursa olsun öncelikler mensubu olduğum halkımın, sonrasında ise diğer bütün kardeş halkların eşit ve barış içerisinde yaşaması taraftarıyım ve bu hayalini her zaman diri ve canlı tutan bir Kürt bireyiyim.
Kürtlerin hala neden kendi markaları yok? Marka derken küresel çapta isim yapmış üretimlerden bahsediyorum. Hangi iş adamları, neler yapıyor, ne tür adımlar atıyor ve bunların Kürtlerin kendi topraklarında özgürce yaşamaları için nasıl karşılıkları var sizce?
Bütün bu bahsettiğiniz özellikler devletleşme süreçleriyle olabilecek, gelişebilecek durumlardır. Elbette ki Kürtler içerisinde ve de bütün dünyada saygın ve de çok önemli şahsiyetler var. Ama bunlar her zaman bulundukları, yaşadıkları veya ürettikleri ülkelere ve halka mal olan insanlar oluyor. Öte yandan elbette ki herhangi bir Kürdün dünyadaki diğer bütün halkların bireyleri gibi özgürce yaşaması ve kendini istediği şekilde ifade etmesi çok ama çok önemli.
"Bugün Ekonomik Gücü Büyük Olan Kürtler Var"
Kürt iş adamlarına ne tür yatırımlarda bulunmalarını tavsiye ediyorsunuz? Bu iş adamlarının yatırımlarının Kürdistan üzerinde olmasının, istihdam ve kalkınma adına da bir önemi var değil mi?
İnsan faydasına olabilecek her türlü yatırım önemlidir ve de kutsaldır. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yatırım yapmak, herkes için mümkün. Ama yatırımcılara da güvenli bir iş ortamının sağlanması bir o kadar önemli. Eskiden oraya yatırım yapan Kürtlerin kaybettiklerini de biliyorum. Kürtlerin de Kürdistan’a yatırım yapıp kaybetmemelerini sağlamak lazım. Bugün ekonomik gücü oldukça büyük olan Kürtler var ve bunlar Ortadoğu’da, Kafkasya’da, Rusya’da, Orta Asya da, Avrupa ve Amerika’da yüz binlerce insan istihdam ediyor. Elbette ki bunların çok küçük bir bölümünün bile Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde ekonomik istihdama yönelmesi, Kürtlerin bölgedeki gücünü daha da perçinleyecektir.
Ekonomi ve iktisat alanlarında kariyer yapan Kürt gençlerinin hangi konulara eğilmesi gerek ne tür konularda beyin gücüne ihtiyaç var sizce? Kürtlerin gelecekte hangi meslekleri seçmesinin daha yararlı olacağını düşünüyorsunuz?
Eğitimli gençler önceliğimiz, her alanda eğitim almaları ama öncelikle eğitim ve kariyer hayatlarının önemini belirtelim. Ekonomik alanda çalışmaları, teknolojiye yönelmeleri elbette ki çok önemli. Ama en az bunlar kadar önemli olan bir konu da benliklerini, köklerini ve dillerini unutmamaları, benimsemeleri ve onlardan güç almaları.