Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Yüksek Meclisi üyesi Mele Bahtiyar, “Güney Kürdistan ve PKK’nin durumuna ilişkin açık mektup” başlığı ile kaleme aldığı yazıda, Başkan Mesud Barzani’ye ve PKK eşbaşkanlarına ve Kürdistan kamuoyuna seslendi.
Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert ile bazı siyasi gözlemcilerin “Kürdistan Bölgesi için tehlike çanları çaldığına” dikkat çektiğini belirten Mele Bahtiyar, 13 Temmuz 2016’da Süleymaniye Üniversitesi’nde bir seminerde Kürdistan’ın diğer parçaları ve tartışmalı bölgeler üzerine kurulan dış planlar hakkında konuştuklarını söyledi.
“Maalesef, üzerinden yıllar geçti, tehlikeli iç sorunlara bir çözüm bulunamadı” diyen tecrübeli siyasetçi, KDP ile YNK, KDP ile PKK, Rojava’da da ENKS ile PYD arasındaki çelişkileri buna örnek gösterdi.
Mele Bahtiyar, Irak Anayasasında resmen tanınması nedeniyle ve yine çevresi ile ekonomik ve ticari ilişkileri nedeniyle Kürdistan Bölgesi’ne dışarıdan müdahale olasılığının kısmen de olsa azaldığına işaret etti.
“30 Yıldır Kan Ve Yıkım Devam Ediyor”
“Şüphesiz, Türkiye Kuzeydeki gerillalar ile savaş içerisinde. Türkiye’nin Kürtlerle 200 yıllık bir düşmanlık deneyimi var ve komplo kurma konusunda da deneyimlidir” diyen YNK’li yönetici, yazısının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Kürdistan Bölgesi ile komşu hükümetlerin ilişkilerini korumak hakkımızdır. Bunun bölge ülkeleri, Kürdistan ve Irak için olumlu ekonomik, siyasi ve diplomatik sonuçları olmuştur. Fakat Türkiye Kürdistan’ın demokratik-ulusal haklarını tanımamakta ısrarcı olduğu için, gerillalara af çıkarmama konusunda da ısrarcı oluyor, hatta Irak’taki padişahlık dönemi gibi Kürt dilini dahi tanımaya yanaşmıyor. Barış ve siyasi çözüm için her türlü inisiyatifi reddediyor. 1993-1994 yıllarında merhum Turgut Özal döneminde Başkan Mam Celal Türkiye’ye barış ufkunu gösterdi ve sayn Öcalan da Mam Celal’in çağrısına yanıt vererek bir kaç kez tek taraflı ateşkes yaptı. Fakat tam 30 yıldır kan ve yıkım devam ediyor. Cezaevleri gittikçe daha fazla özgürlükçülerin okulları haline geliyor! En büyük üzüntü ise Selahaddin Demirtaş’ın cezaevinde olmasıdır.”
Siyasi-askeri güçlerin sorunlarını siyasi yollarla çözemediklerinde silaha başvurdukların dile getiren Mele Bahtiyar, “Özellikle de kuşatma altındaki Kürdistan’da demokrasi ve ulusallaşma sorunu çözümsüz kalmıştır. Düşmanlar ise planlarına devam ediyorlar” dedi.
1992’de YNK ile KDP’nin PKK ile savaştığını ve sonucun tüm taraflar için beyhude olduğunu ifade eden Mele Bahtiyar, aynı şekilde PKK ile YNK’nin ve PKK ile KDP’nin çatışmalarının da sonuçsuz olduğunu söyledi.
“Neden PKK Şimdiye Kadar Bunu Yapamadı?”
YNK Yüksek Meclisi üyesi Mele Bahtiyar, şunları kaydetti:
“Şüphesiz ki PKK 37 yılın ardından siyasi ve askeri varlığınjı gerçek mevzisine taşıyamamıştır ki o da Kuzey Kürdistan’dır. Bu da Güney’deki sivil kurtuluş mücadelesine zarar vermektedir. Çünkü, Enfal gibi bir deneyime rağmen, ki tek bir Kürdistan köyü kalmadı, Irak faşist rejiminin Peşmergeyi bastırma konusunda Türkiye’den eksik kalır yanı da yoktu, buna rağmen Kürdistani Cephe eylemlerine devam etmeyi bildi. Neden PKK şimdiye kadar bunu yapamadı? Bizce bunun soğuk savaşın ardından ortaya çıkan koşullarda silahlı mücadele strateji ile bağlantısı var, ki şimdi yeni baştan gözden geçirilmesi gerekiyor. Şehirlerde sivil mücadele ve ayaklanma demokrasi stratejisi haline gelmiştir.”
“PKK Böyle Bir Şey Yapmışsa Büyük Bir Suç İşlemiştir”
Geçtiğimiz günlerde Amedi’de ve daha sonra Zaho’da 6 Peşmergenin şehit olduğu saldırıları hatırlatan Mele Bahtiyar, “Eğer PKK böyle bir şey yapmışsa, ki şimdi reddediyor, büyük bir suç işlemiştir. Bununla birlikte, eğer PKK’nin böyle bir suçu işlediği ıspatlansa, tam böyle bir zamanda, sayın Mesud Barzani, KDP ve Kürdistan hükümetinin hikmeti ve büyüklüğü, bu şekilde kan dökülmesine izin vermesi, Kürdün Kürdü öldürdüğü kan deryalarının akmasını önlemesindedir. Bu defa da Güney’in evlatlarının kanı, Kürtlük uğruna verilmiş kurbanlar gibi görülsün, başka kurbanların önlenmesi için yaşanan hatalar olarak sayılsın. Hiç bir şekilde, hiç bir taraf daha fazla kan dökmek uğruna çevredekilerin tuzağına düşmesin. Çünkü sonucu yine beyhude olur” ifadelerini kullandı.
Irak ve Kürdistan parlamentolarının durumu yerinde izlemek ve rapor hazırlamak için sınır bölgelerine komisyon gönderdiğini anımsatan Mele Bahtiyar, sonuçlar ışığında intikam değil, ulusal sorumlulukla çözüme odaklanılması gerektiğini söyledi.
“KDP İse, Daha İtidalli Ve Serinkanlı Olmalı”
Mele Bahtiyar, şöyle devam etti:
“Bu olayların ardından, herşeyden önce PKK askeri-siyasi çözümü düşünmeli, gerillayı Peşmerge ile temas hatlarından, Kandil ve Gare’deki yerel idarelerden uzak tutmalıdır ki halk da NATO uçaklarının bombardımanından kurtulsun. KDP ise, daha itidalli ve sabırlı olmalı, geçen yıllarda yaptığı gibi bu duruma karşı siyasi ağırlığını korumalıdır.
Tüm taraflar da Kuzey’de barışçıl çözüm üzerinde düşünmeli. Özellikle şimdi Türkiye Mısır, Yunanistan, Libya, Irak, ABD ve Avrupa Birliği ile geçmiş siyasetini iyileştirmek adına gözden geçiriyorken. Türkiye, Suriye ve Libya’ya desteklediği güçlere yardım amacıyla silahlı güç gönderiyor ama Kuzey Kürdistan’da müzakereye yanaşmıyor.
Başta YNK ve Goran olmak üzere ki hükumet ortaklarıdır, Kürdistani partiler de Kürtler arasında istenmeyen bir savaşın önlenmesi için tavırlarını birleştirmeli. Yoksa eğer bir savaş yaşanırsa tüm partiler, hepsinden önce de Kürdistan’ın birleşik idaresi bunun bedelini öder.”
Mele Bahtiyar, yazısının sonunda, sonuç olarak sorunların muhatabının hükümetler olduğunu, Türkiye hükümetinin de bir muhatap olduğunu, Enfal gibi bir katliam dahi yaşansa, sonuç olarak çözüme dönülmek zorunda kalınacağını vurguladı.