2 Ağustos’tan bu yana IŞİD’den kaçan Şengal ve Mahmurlu Kürtleri ağırlayabilmek için belediyeler ve halkın seferber olduğunu dile getiren Onuk, “Gelenler Mardin, Midyat, Viranşehir, Batman, İdil, Cizre ve Silopi’de toplandı. Sayıları dört bini geçti. Gelenleri belirli bir koordinasyon içinde il ve ilçelere dağıttık” dedi. Çok sayıda Êzidi’nin pasaportu olmadığı için sınırı geçemediğini vurgulayan Onuk, “Vekillerimiz bu durumla ilgileniyor. Pasaportsuz Êzidilerin geçişleri için valilik ile görüşülüyor” dedi.
VALİLİK ‘GEÇİRMEYİN’ TALİMATI ALMIŞ
Pasaportsuz Êzidilerin, sınırı geçişlerine izin verilmemesine tepki gösteren Onuk; “IŞİD sınırları rahatça kullanırken, katliama uğrayan halka sınırı kapatıyorlar, geçişe izin vermiyorlar. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu insanlar Kürt oldukları için mi geçişlerine izin verilmiyor? Devlet yardım etmediği gibi anne ve çocuğu birbirinden ayırıyor. Pasaportsuz geçiş yapmaya çalışan Êzidiler gözaltına alınıyor” şeklinde konuştu.
Valilikle yaptıkları görüşmeleri anlatan Onuk, “Valilik, durumun kendilerini aştığını, pasaportsuz geçişe izin vermeme konusunda talimat aldıklarını, pasaportsuz geçişlere asla izin verilmeyeceğini söylüyor” diye konuştu.
‘DEVLET, KÜRT MÜLTECİYİ GÖRMEZDEN GELİYOR’
Devletin Kürt mülteciler için hiçbir adım atmadığının altını çizen Onuk, “Biz bu sayıyı bile ağırlamakta zorlanıyoruz, imkanlarımızı çok zorluyoruz. Devletin attığı en ufak adımın dahi olmadığını belirten Onuk, “Devletin herhangi bir yardımı, iletişimi yok. Devlet Kürt mültecileri görmezden geliyor. Aksini iddia ediyorlarsa yalan söylüyorlar. Devlet Êzidilere en ufak yardımda bulunmamıştır” dedi. Mülteci gelişinin devam ettiğini söyleyen Onuk, “Belediyeler olarak elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Ancak mevcut durum bizi aşmaktadır” dedi.
HAYALLERİMİZ ŞENGAL\'DE KALDI
Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Şengal’deki vahşetinden kaçan Êzidilerin sığındığı Silopi’deki mülteci kampında dolaşırken, çok sayıda gençle karşılaşıyoruz. Kamp içinde gruplar halinde sohbet eden gençlerle yaşadıklarını konuşuyoruz. Bazıları ilk saldırıda IŞİD’e karşı savaştıklarını ancak cephaneleri bitince kaçmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. Bir çoğu ailesini arıyor, yakınları ya katliamda öldürülmüş ya da IŞİD’in elinde. Tarih boyunca katliama uğradıklarını söyleyen Êzidi gençler, “Artık inancımızı özgürce yaşayacağımız bir ülke istiyoruz” diyorlar. Bazı gençler, IŞİD işgalinin ardından sivil Arapların da kendilerine saldırdığını söylüyor. Kimisi eskisi gibi bir hayat kuramayacaklarını ve bir daha Şengal’e dönmeyeceğini söylerken, kimisi geri dönüp ailesini kurtarmak istediğini belirtiyor.
HAYATIMIZ ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Mejden Nevar, Şengal’in yerle bir edildiğini ve kaçmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. YPG’ye katılan arkadaşlarının olduğunu söyleyen Nevar, IŞİD ile iş birliği yapan sivil Arapların olduğunu da söyleyerek, “Evlerimizi sadece IŞİD yağmalamadı. Bölgedeki Sünni Araplar, Êzidilere karşı kin besliyor” dedi. Pasaportu olmadığı için akrabalarının gelemediğini anlatan Nevar, “Hayatlarımızın artık eskisi gibi olabileceğine inanmıyorum” diyor.
DAĞILMAK İSTEMİYORUZ
Dexil Elyas da eski hayatlarına dönebilme umudunu yitirmiş. Avrupa’da bir ülkeye gitmek istediğini söylüyor. Bir çok Êzidi’nin de kendisi gibi düşündüğünü vurgulayan Elyas, “Tarih boyunca katliamlara maruz kaldık. Şimdi yine bir katliamla karşı karşıyayız. Kendi yurdumuzdan korkar hale geldik” diyor. Şengal’in merkeziyle birlikte köylerin de yağmalandığını anlatan Elyas, “Biz Êzidiler olarak ayrılmak, dağılmak istemiyoruz. Hep beraber yaşamak istiyoruz. On binlerce Êzidi genç hayallerini geride bıraktı. Bir çok arkadaşımızla ayrı düştük” şeklinde konuşuyor.
IŞİD’E KARŞI SABAHA KADAR ÇATIŞTIK
Naci Hacı, köylerinin Simav’da olduğunu belirterek, “Gece 02.30 sıralarında IŞİD saldırdı, savaşmaya başladık. Çatışmalar sabah 06.00’ya kadar sürdü ama cephanemiz bitti” diyor. “Destek amaçlı kuvvetlerin geleceği söylendi anca kimse gelmedi” diyen Hacı daha sonra olanları şu sözlerle anlatıyor; “Ölenler cephede öldü, cephanesi bitenler kaçtı. 100 kişiden fazlaydık, kaçtık. Aileler çocuklarını bırakmak zorunda kaldı. IŞİD, köyü ele geçirince Şengal Dağı’na sığınmak zorunda kaldık.”
GERİ DÖNÜP AİLEMİ KURTARACAĞIM
5 gün Şengal Dağı’nda kaldığını söyleyen Hacı sözlerini şöyle sürdürüyor; “Su ve yiyecek yoktu, hiçbir şey bulamadık. Bulduğumuz az miktarda kaynaktan su içebildik. Gece dağdan inerek, sınırı geçtik. Sadece Türkiye sınırını geçtiğimizi biliyordum. Geldiğimiz köyde insanlar Türkçe konuşuyordu. Bana yemek ve temiz elbise verdiler. Ailemi bulma umuduyla Silopi’deki kampa geldim. Sadece bir ağabeyimi kampta bulabildim. Ailemin IŞİD’in elinde olduğunu öğrendim. Ailemi kurtarma umuduyla Irak’a geri döneceğim. IŞİD her şeyi elimizden aldı. Geriye dönerek ailemi ve evimi görmek istiyorum.”
ÖZGÜR BİR ÜLKE İSTİYORUZ
Silopi’deki kampta sohbet ettiğimiz Cemal Seydu Türkiye sınırında yaşanan pasaport zulmüne dikkat çekiyor. “Amcamlar pasaportları olmadığı için gelemediler, oralarda kaldılar” diyerek başlıyor konuşmasına. Silopi’ye kimsenin tüm ailesiyle gelemediğini anlatan Seydu, “Herkes genç, yaşlı, çocuk birilerini arkalarında bıraktı” diyor. İnançlarını özgürce yaşayabilecekleri bir ülkede yaşamak istediklerini söyleyen Seydu, “Şu an Şengal’in etrafı Sünni Araplarla doldu. Evlerimizi yıktılar, yağmaladılar. Bunu sadece IŞİD yapmadı, bölgedeki Sünni Arapların bir çoğu bu talana ortak oldu” diyor. Şengal’e dönmeyi düşünmediğini söyleyen Seydu, “Bir sürü köyü yakıp, yıktılar” diyor.