Türkiye ağustos sonunda Bağdat’ta planlanan Irak’ın komşuları zirvesi öncesinde Ezidi yurdu Şengal’de ardı ardına hava operasyonları düzenledi. Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) yardımlarıyla kurulan Şengal Direniş Birlikleri’ni (YBŞ) hedef alan saldırılar bir yanıyla Bağdat’a, diğer yanıyla Tahran’a sert mesajlar içeriyor.
İbrahim Reisi’nin cumhurbaşkanlığı döneminde İran ile Türkiye ilişkilerinin nasıl seyredeceği merakla beklenirken iki ülke arasındaki çekişme Irak coğrafyasında Kürtler üzerinden artma eğilimi gösteriyor. Ankara, İran’ın Şii partiler ve Haşd el Şaabi üzerinden Kerkük ve Musul taraflarında ağırlığını artırmasından, Tahran da Türkiye’nin PKK’yle savaşırken Kürdistan bölgesinde üslenme alanlarını genişletip fiili tampon bölgeler oluşturmasından rahatsız.
Ankara’dan bakıldığında Türkiye’nin Kürdistan’ın kuzey sınırlarındaki dağ silsilesinden Şengal’e uzanan hatlardaki operasyonlar tamamen PKK unsurlarını elimine etmeye yönelik. Son dönemlerde restleşmenin en fazla kendini gösterdiği yer de Şengal. Ankara’nın bakışına göre YBŞ’nin Ezidilerden oluşması, İslam Devleti’ne (İD) karşı kurulması ve Haşd el Şaabi şemsiyesi altına alınması bu hareketin PKK kökenlerini değiştirmiyor.
Son iki haftada Tahran’dan Kürdistan’a gönderilen mesajlar, Haşd el Şaabi’den Türkiye’ye yönelik tehditler ve Türkiye’nin nokta operasyonlarının birbirini izlediği ilginç çakışmalar dikkat çekiyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) 16 Ağustos’ta Şengal’de silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile bir otomobili füzeyle vurarak YBŞ Komutanı Said Hasan Said’le birlikte iki kişiyi öldürdü, üç kişiyi yaraladı. YBŞ, Said ile birlikte yeğeni YBŞ savaşçısı İsa Khededa’nın öldüğünü teyit etti.
Ertesi gün Şengal’in Sekeniye köyünde bir sağlık ocağı F-16’larla üç kez hedef alındı. Türk kaynaklara göre Said’le aynı araçta olup yaralı olarak kurtulan PKK’nin Şengal sorumlusu Mazlum Roj bu sağlık ocağına kaldırılmıştı ve binada onun dışında 10 PKK’li vardı. Ezidi kaynaklar ise saldırılarda sekizi Ezidi toplam dokuz kişinin öldüğünü kaydetti. Vurulan bina, YBŞ’nin sivillere de hizmet veren altı sağlık merkezinden biri.
Türk kaynaklar, PKK’nin üst düzey sorumlularının Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi ile görüşmeye giderken hedef alındığını öne sürüyor. Saldırı, Kazımi’nin Şengal’i ziyaret ettiği güne denk geldi. Bölgede incelemelerde bulunan Kazımi saldırıyla ilgili soruşturma başlattıklarını söyledi.
Bağdat açısından durumu karmaşıklaştıran unsurlar var. Türkiye, YBŞ’yi meşru hedef olarak görüyor. Irak hükümeti ise YBŞ’yi Haşd el Şaabi bünyesinde yerel bir güç olarak değerlendiriyor. Öldürülen Hasan Said, Haşd el Şaabi bünyesindeki 80’inci Alay’ın komutanı pozisyonunda. Hasan Said PKK ile bağlarının ötesinde Ezidi toplumu içinde oldukça etkili biriydi. Ezidiler ise bölgede soykırım yapan İD’in eksik bıraktığını Türkiye’nin tamamladığını düşünüyor. Bu tablo karşısında Irak hükümeti meşruiyet kazandırdığı bir yapıya sahip çıkamadığı ve Ezidileri koruyamadığı suçlamasıyla karşı karşıya. Genel olarak da egemenlik haklarının çiğnenmesi karşısında Irak’ın aciz kaldığı eleştirisi yapılıyor.
Şengal’deki saldırılardan önce yaşanan birkaç olay meseleyi sadece PKK ile sınırlamayı güçleştiriyor.
Haşd el Şaabi’ye bağlı Nuceba Hareketi 10 Ağustos’ta Türkçe olarak seslendirilmiş bir video yayımladı. Hareketin Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü Nasır el Şammari’nin Twitter hesabından yayımlanan mesajda savaşı Türkiye şehirlerine taşıma ve Türk ekonomisini vurma tehdidi yer alıyor. “Türkiye Irak’ta işgalci olarak görülüyor. (…) Komşularımızla çatışmayı hiç istemiyoruz ama işgal, ihlal ve saldırılarla sizin yöneticileriniz durumu savaşa doğru götürüyor” denilen mesajda Türkiye’nin Irak’a ihracatını durdurmaktan söz ediliyor: “Erdoğan'ın ekonominizi zayıflatmanıza izin vermeyiniz. (…) Osmanlı İmparatorluğu sona ermiştir. Sınırlara saygı, sonuçsuz savaşları önlemenin tek yoludur. Ulusal güvenliğin korunması, kara ve hava saldırısıyla gerçekleşmez. Teröristlerle baş etmenin tek yolu Ankara ve Bağdat arasında işbirliğidir. (…) Çok geç olmadan Erdoğan hükümetini durdurunuz. Sizin çocuklarınız için sömürgeci Amerika tabutlarının tecrübesinin tekrarlanmasına izin vermeyiniz. Çatışmanın, ülkenizin içine taşınmasını gerçekten istemiyoruz."
Bu mesajdan iki gün sonra Türkiye’nin kullandığı Başika Üssü’ne dört roket atıldı. Saldırıyı üstlenen olmadı.
Bu arada Haşdi Şabi heyeti başkanı Falih el Feyyad, Tahran’daki temaslarının ardından 11 Ağustos'ta Erbil'de Kürdistan Demokrat Parti (KDP) lideri Mesud Barzani'yle görüştü. Kürt kaynaklar Peşmerge ile Haşd el Şaabi arasındaki koordinasyonun artırılmasının ele alındığını aktardı. Arap kaynaklar ise Feyyad’ın İran’dan şu mesajı getirdiğini öne sürdü: Kürdistan, Tahran-Washington arasındaki kavgada ABD’nin yanında yer almamalı ve Irak’taki üslere alternatif olarak Kürdistan topraklarını Amerikalılara açmamalı.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, Feyyad gibi 5 Ağustos’ta Reisi’nin yemin törenine katılıp ertesi gün yeni cumhurbaşkanı ile baş başa görüşmüştü. Karşılama protokolü ve ikili diyaloglar sıra dışıydı. Barzani, Mehrabad Havaalanı’nda Kürdistan bayrağıyla karşılanmıştı. İRNA’ya göre Reisi bölge ülkelerinin dayatmacıların fitne ve nüfuzuna izin vermemesi gerektiğini söylerken, Barzani “Kendimizi İran ve İslam Devrimi’nin bir parçası olarak görüyoruz” dedi. Yine de kritik mesajlar Feyyad üzerinden gönderildi.
Barzani’nin taltifler eşliğinde Reisi ile görüştüğü gün İran Kürdistan Demokrat Partisi (İKDP) Merkez Komite Üyesi Musa Babahani Erbil’de kayboldu ve cesedi 7 Ağustos’ta bir otel odasında bulundu. Erbil Asayiş Müdürlüğü katil zanlısının İran’a kaçtığını açıkladı. İKDP cinayetten daha önce İranlı Kürt muhalifleri füzeyle hedef almaktan kaçınmayan İran’ı sorumlu tutuyor. Bu olaydan üç gün sonra İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani’nin Irak’tan İranlı Kürt muhalifleri Kürdistan bölgesinden çıkarmasını istediği haberi geldi. Bağdat’ta Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile görüşen Şemhani, İran'ın silahlı teröristlere karşı caydırıcı tedbirler almak zorunda kalmaması için Irak hükümetinden ciddi önlemler almasını talep etti.
Bu gelişmeler İran’ın Reisi döneminde Kürdistan bölgesiyle ilgili öne çıkan başlıkları tanımlıyor: İranlı muhalif Kürtler için artık Kürdistan güvenli yer olmaktan çıkacak; ABD’nin Irak’tan çekilirken Kürdistan’da üslenmemesi için Erbil üzerinde baskılar artacak; Türkiye’nin kontrol alanlarını genişletmesine karşı Haşd el Şaabi güçleri tehditkâr olmaya devam edecek.
Eğer gerçekleşirse Irak’a komşu ülkeler zirvesinde de bu konuların gündeme geleceği ve tarafların kozlarını paylaşacağı öngörülebilir. Iraklı kaynaklara göre Bağdat zirvesine davet edilen 16 ülke arasında yer alan İran ve Türkiye katılım göstereceklerini teyit ettiler.
Kürdistan’a yansıyan bu çekişmenin, Irak’ın seçim sathı mailine girdiği ve ABD’nin muharip güçlerini çekmeye hazırlandığı önümüzdeki aylarda daha da şiddetlenmesi muhtemel.