3 Mart 2017, Cuma günü sabah saatlerinde Roj Peşmergeleri ile PKK’ye bağlı Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) arasında çatışmanın yaşandığı Şengal’in Xanesor Bölgesi’nde bugün yaşananlar büyük bir tehlikeye işaret ediyor.
Güvenilir askeri kaynaklardan aldığımız bilgilere göre, bugün akşam saat 20:00 sularında Sinune ile Rabia arasında bulunan Maxber köyünün yakınlarındaki Peşmerge mevzilerine, YBŞ’liler tarafından uzun namlulu biksi ve kannas silahlarıyla taciz ateşi açıldığı bildirildi.
Peşmerge ile PKK gerillaları karşılıklı mevzileşiyor
Peşmerge’nin karşılık vermediği bu taciz ateşi, Kandil, Xinirê, Xakurk, Basyan, Avaşin, Zap, Metîna, Garê ve Haftanin alanlarında Peşmerge ile PKK’nin zorunlu olarak karşılıklı mevzileştiği bir dönemde ateşe körükle gitmekten başka bir şey değil.
Yarın PKK tarafından organize edilecek cenaze merasimi öncesinde yaşanan bu gelişme, Perşembenin gelişi Çarşamba’dan belli olur sözünü hatırlatıyor.
Roj News muhabirinin cenazesinde tehlike sinyalleri
3 Mart’taki çatışmada yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede kurtarılamayarak dün gece hayata veda eden PKK’ye bağlı Roj News ajansı muhabiri Tuba Akyılmaz’ın cenaze töreni yarın Xanesor’da yapılacak.
Xanesor’da cenaze merasiminin yapılacağı alanda, Peşmerge mevzilerinin hemen karşısında çadırların kurulması cenaze merasiminin kitlesel bir eyleme dönüşeceğinin sinyalleri olarak değerlendiriliyor.
Tarafların sağduyulu yaklaşmaması halinde, yarın çok büyük olayların yaşanması ve bir önceki olaylardan çok daha trajik gelişmelerin yaşanmaması işten bile değil.
Kürt kamuoyu, bugün yaşanan taciz ateşi ve yarın patlak verebilecek olumsuz gelişmelerle ilgili duyarlı davranabilmeli. Testi kırıldıktan sonra ah, vah çekmenin hiçbir anlamı yok.
Şengal’de Peşmerge ve PKK çarpışması için şartları olgunlaştıran güçler
YBŞ savaşçılarının Haşdi Şabi ve Irak tarafından finanse edildikleri düşünüldüğünde bu akşam saatlerinde gelişen taciz ateşinin bir provokasyon amaçlı olduğunu tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyor.
Şengal ile ilgili çok fazla bilinmeyen denklem var. Şengal ile ilgili Kürt düşmanı bölgesel güçlerin çok karmaşık hesapları mevcut. Tahran, Bağdat, Şam, Ankara PKK ile Peşmerge arasında yaşanacak bir çatışmadan büyük bir memnuniyet duyacaklardır. Ancak bununla yetinmeyip bu çatışmalı ortamı sağlamak için ellerinden geleni ardlarına bırakmayacaklardır.
Xanesor’da, Kürtler için sonun başlangıcı olabilecek kapkaranlık bir sürecin kıvılcımı çakılabilir. Kürt halkı bu büyük tehlikenin farkına varmalı ve tarafları barışçıl ve sağduyulu bir yaklaşıma zorlamalıdır.
Yaklaşan bu büyük tehlike karşısında Kürtlerin sempati besledikleri veya destekledikleri partilerin yanlışlarının tarafı olmamayı öğrenmeleri, bugün dünden çok daha hayati bir önceliğe sahip.
PKK Medyası savaş çığırtkanlığından ve düşmanca söylemlerden vazgeçmeli
ANF gibi Kürt medyasının son derece önemli bir aktörünün, yaşanan gelişmelerle ilgili, inandırıcılığını ve saygınlığını zedeleyecek yalan ve asparagas haberlerle olan yolculuğu artık utanç verici boyutlardadır.
Yalakalık ve kraldan fazla kralcı kesilmenin faturası Kürtlere kesilmektedir. Çatışma ve problemlerin tek sorumlusu olarak sadece PDK’yi göstermek ve PKK kitlesine her fırsatta PDK ve Barzani düşmanlığı körüklemek Kürtlere yapılacak en büyük düşmanlıktır. Objektif ve tarafsızlık habercilik konusunda artık en ufak bir umut taşımayan PKK medyası en azından Kürtleri birbirine kırdıracak haber akışını kesmek gibi basit bir ahlaki sorumluluğu uygulamakla mükelleftir.
Habercilik ahlakı ile bağdaşmayacak dedikodu ve yalanları pervasızca yayınlamakta en ufak bir rahatsızlık duymayan, bünyesindeki zararlı unsurların farkında olmayarak onların yönlendirdiği haberlerle okurlar nezdinde gün geçtikçe güven kaybı yaşayan ANF’nin bu süreçte sorumluluğunun bilincinde haberler üretmesi ve gerçekleri kitlelere ulaştırması elzemdir.
Aksi taktirde yarınlarda utançla hatırlanacak kardeş kavgalarının önemli bir sorumluluğu başta ANF olmak üzere, yalan haberleri arsızca kitlelere pohpohlayan PKK’ye bağlı tutsak medya sorumluları ve çalışanlarının olacaktır.
Yalancı Çoban hikayesine hadi ordan dedirten, Kürt halkı arasında düşmanlığı ve nefreti körükleyen bu yalan habercilik anlayışına bir son verilmesi gerekmektedir. Bu haber anlayışı Kürtlerin menfaatine değil, Kürtleri birbirine kırdıracak çatışmalı bir sürece sürüklemektedir.
Nerina Azad