Rûdaw Tv’de Bestoon Osman’ın moderatörlüğündeki Bestoon Talk’a katılan Irak Başbakanı Muhammed Sudani Erbil-Bağdat ilişkilerinin yanı sıra, hükümetin petrol politikası, Türkiye ile ilişkiler, dinarın gidişatı, 140’ncı maddenin uygulanması, su krizi, Enfal ve şehitler meselesi, ABD ile ilişkiler gibi pek çok kritik mesele hakkında konuştu.
Sudani’nin Bestoon Talk programında katılımcıların sorularını yanıtladı soru ve cevaplardan öne çıkanlar şöyle:
Bestoon: Irak ve Kürdistan’ın farklı şehirlerinden gelen öğrencilerle bir arada olmanız size ne hissettiriyor. Bence çoğu önemli ve zor sorular hazırladı.
Sudani: Hazır mıyız? Yüce Allah’ın adıyla. Öncellikle Irak ve Kürdistan Bölgesi’ndeki evlatlarımızla bir araya gelmekten sorularını açık sözlülükle yönetmelerine vesile olan ve bize bu fırsatı veren Rûdaw Medya Grubuna teşekkür ediyorum. Başlamadan önce geçtiğimiz günlerde Erbil’in Soran ilçesinde meydana gelen yangın faciası nedeniyle bütün Kürdistan Bölgesi halkına başsağlığı diliyorum, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Bu programın şahsen çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum, ülkemin her yerinden gelen kızlarımız ve gençlerimizle görüşüp konuşabiliyoruz, bu çok önemli. Bundan da önemlisi siz şu anda başbakanın karşısında oturuyorsunuz bu vesileyle sadece gençlerin sorunlarını ilgilendiren meseleler hakkında konuşmayacaksınız aksine ekonomik, sosyal ve siyasi konular hakkında a konuşacaksınız. Sizler bu ülkenin bir parçasısınız dolaysıyla şimdi ve geleceğinizi Allah’ın izniyle garanti altına alacak ülkedeki politika ve planlardan haberdar olmanız gerekiyor.
Bestoon: Sayın Başkan, programımızın formatı gereği, öğrencilerimiz herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve herhangi bir ön hazırlık yapmadan, her konuda soru sorma özgürlüğüne sahipler. Ancak bundan biraz da emin değiller sizden bunu duymak istiyorlar. Acaba her türlü soruyu sorabilirler mi her hangi bir sakıncası var mı?
Sudani: Tam tersine onların tüm sorularını duymak istiyorum. Biz sadece birkaç kişiyi seçip onlara belirli sorular sormasına izin vermek için burada değiliz, hayır bunu herkes için söylüyorum, bu salonda herkesin aklına takılan soruları dinlemeye ve cevaplamaya hazırım.
Bestoon: Teşekkürler, ben bu noktadan sonra programa Kürtçe devam edeceğim sizden de ricam kulaklığınızı takabilir misiniz. Sayın başbakanın size özgürce sorularınızı sorabilirsiniz diye kendisinde söz aldık, bu nedenle istediğiniz soruları sorabilirsiniz. Kuşkusuz Kürtçenin Anayasaya göre Irak’taki ikinci resmi dil olması hasebiyle ben bugün burada zatıalinizle Kürtçe konuşarak Anayasa’nın bir maddesini yerine getireceğim. Malumunuz hem Arapça hem de Kürtçe Irak’ın resmi dilleridir. Öğrencilerle birlikte programımıza başlıyoruz, bakalım kim en zor soruyu soracak. Nereden başlayalım? Hangi ilimize öncelik verelim.
Sudani: Önceliği Kürdistan Bölgesi’ne verelim çünkü bu adım onlardan geldi.
Bestoon: çok iyi siz buyurunuz, hızlıca mikrofonu ulaştıralım.
Muhammed Sabir (Öğrenci): Öncellikle Sayın Muhammed Sudani siz içtenlikle hoş geldiniz demek istiyorum. Adım Muhammed Sabir, Kürdistan’ın dışındaki Kürdistani bölgelerden olan Kelekçi Nahiyesi’ndenim Akre Üniversitesi İngiliz filolojisinden mezunum. Arapçasının İsifne olan Musul’un Şeyhan ilçesine bağlı Kelekçi köyündenim. Bizler iki yönetimin arasında bir yerde yaşıyoruz. Örneğin ben İngiliz filolojisi mezunuyum ve okulu ilk onlarda bitirdim. Şu anda işsizim, Kürdistan Bölgesi’nden öğretmenlik yapmak için atama bekliyorum yok, Irak’tan da atama bekliyorum o dan yok. İki arada bir derede Kürdistan Bölgesi’nden ayrılan bölgelerdeyiz ne yapalım bir sorum daha olacak…
Bestoon: Sadece bir soru alalım lütfen, arkadaşlar zamanı iyi yönetmek adına her birinizden birere soru alalım lütfen. Çok teşekkür ederiz. Buyurun Sayın Başbakan.
Sudani: 140. madde veya ihtilaflı bölgeler meselesi, yani bu tabir, anayasal bir maddedir ve 2005 yılında Irak'ın daimi anayasasında karara bağlanmış ve bir takım adımların uygulanması için komisyon teşkil edilmiştir. Ne yazık ki önceki hükümetler ve oluşturulan komisyonlar bu konuda bir sonuca varamadı. Ayrıca hükmün etkinliği ve uygulama süresi konusunda da ihtilaf vardı. Zamanında hatırlıyorum daha Başkanlık Kurulu, Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlar Kurulu olmadan hangi devlet kurumunun, Devrimci Komuta Konseyi’nin kararlarını iptal hakkına sahip olduğuna dair anlaşmazlıklar vardı. Yani bir sorun vardı. Bizim hükümet kabinemiz döneminde bu konu gündeme geldi ve çok tartışıldı. Daha sonra komisyonların yeninden oluşturulmasına karar verdik ve geciken tazminatların ödenmesine başladık. Akabinde üzerinde anlaşma sağlanmış diğer hususlarında yerine getirilmesi için çalışmalarımızı sürdürdük. Bütün bunların yanında ve en önemlisi nüfus sayımının yapılmasıydı. 2023 yılında sayım yapılması bekleniyordu. Nüfus sayımının 2023 yılında yapılması planlanıyordu ancak il meclisi seçimleri nedeniyle Mayıs 2024'e ertelendi. Bence nüfus sayımının yapılması bu dosyanın belirlenmesinde başlangıç noktası olacaktır.
Bestoon: Yani sizin başbakanlığınız döneminde 140. maddenin tüm aşamalarının hayata geçirileceğini görecek miyiz?
Sudani: Evet, kesinlikle. Bu hükümetin uygulaması gereken bir mesele. Ancak açık olmamız gerekirse bu konunun büyük bölümü Cumhurbaşkanlığı ve Temsilciler Meclisi arasında bölünüyor. Esasen hepsi yanı paket çerçevesinde ve hepsi uygulamaya konması gerekiyor. Böylece Anayasada yer alan madde olduğu gibi uygulanabilir.
Bestoon: Başbakan olarak hızlı çalışma ve görevlerinizi çok çabuk yerine getirmekle tanınıyorsunuz. Sayın Başbakan biz gün Anayasada resmi dil olan Kürtçe ve Arapça konuşarak Anayasanın hükümlerinden birini uygulamaya koyduk. Darısı 140’ıncı maddeye umarım bu şekilde sizin döneminizde uygulamaya konur.
Sudani: Erbil'deki toplantılardan birinde sanırım kongreydi, Bağdat ile Erbil arasında askıya alınmış meseleler söylemine artık son vermemiz gerektiğini söylemiştim. Bu konu diğer bütün hükümetlerle pey der pey gelmiştir ancak artık ülkenin her köşe bucağını birbirine bağlayacak geleceğe yönelik adımların atılması gerekiyor. Biz dosyaya son vermeyi amaçlıyoruz ve maddenin hükümetin sorumluluğunda olan kısmının da uygulanması için gerekli tüm adımları atacağız.
Bestoon: Teşekkürler, ellerinizi göreyim, buradan kimleri görebiliyorum? Kürdi giyişi giyen var mı, buyurun siz konuşun.
Rebin Siyamend Öğrenci: Merhaba, ben Soran Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi Rebin Siyamend. Benim sorum Kürdistan Bölgesi başkanlıklarıyla, özellikle de Kürdistan Bölgesi yetkilileriyle medyada gördüğümüz kadarıyla ilişkiniz, maşallah, nispeten iyi. İki kez Soran Bağımsız İdaresini ziyaret ettiniz, turistik yerleri gezdiniz bölgeyi iyice gezdiniz, Soran Bağımsız İdaresi başta olmak üzere Kürdistan Bölgesi’ndeki gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Başkan Barzani'nin Irak siyasi sürecinde istikrar açısından önemini nasıl görüyorsunuz? Onlarla ilişkileriniz nasıl? Çok teşekkür ederim.
Sudani: Çok teşekkürler. Kürdistan müttefikleri bütün güçleriyle birlikte, buyurun oturun, bu hükümeti oluşturan devlet koalisyonunun önemli bir parçası ve 2003'te başlayan siyasi süreçte ve sonuncusu mevcut hükümet olan hükümetlerde Kürtler kilit bir ortak. Bu hükümette, hükümetin adım ve taahhütleri ile Temsilciler Meclisi'nin adım ve taahhütlerini içeren bir program üzerinde mutabakata vardık. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, hükümet ilk kez siyasi güçlerin yükümlülüklerini yerine getirmesi için süreci gözlemliyor. Devlet Yönetimi Koalisyonunun her toplantısında, hükümetin sorumluluğunda olan ve uygulamaya konulan hususları tartışacağım delil ve verilerle bir rapor olarak sunuyorum. Evet, çeşitli teknik, idari ve hukuki konularda sorunlar ve görüş ayrılıkları var, bu doğaldır anlaşmazlıklar ve hükümetin programını uygulamakta da ciddiyet var, öyle ki hem halkımıza hem de Kürdistan Bölgesi’nin halklarına zarar vermesin. Ziyaretimden bahsettiniz. Özel bir ziyaretti. Ulu ve Başkan Mesud Barzani'yle birlikte olmak benim için gerçekten keyifliydi. Birkaç saat boyunca oradaki farklı bölgeleri gezdik ve şunu anladım bu adamın gezdiğimiz her dağda bir hikâyesi var. Farklı olayların yer aldığı bir ansiklopedi misali ve kendisi kesinlikle diktatörlüğe karşı mücadele etmiş siyasi bir liderdir. Aynı zamanda anayasaya, hukuka ve tüm topluluklara saygıya dayalı siyasi sürecin önemli bir parçasıdır. Kardeşlerim sizi temin etmek ve bunu bir fırsat olarak değerlendirmek istiyorum. Kürdistan Bölgesi'ndeki vatandaşlarımız, gerçekleri örtbas etmeye çalışan ve Bağdat'taki federal hükümetin ahlaki, anayasal ve hukuki sorumluluğunu hissetmediğini gösteren birçok medya kuruluşu var. Bana göre meşruiyet, ahlaki ve vatandaşlık perspektifinden benim içerisinde bulunduğum hükümetimin Basra, Anbar ve Bağdat vatandaşlarına karşı hissettiği sorumluluğun aynısını Kürdistan Bölgesi vatandaşlarına karşıda hissetmesi ve bu şekilde davranması gerektiğini düşünüyorum. Bu bir propaganda veya slogan değil, aksin bütün evlatlarımız arasında güveni tesis etmesini umduğumuz politikamızın bir parçasıdır.
Bestoon: Doğru söylüyorsunuz, bu konuda benim de bir sorum olacak. Kürdistan Bölgesi'nin tüm liderleriyle çok iyi ilişkileriniz olduğu doğrudur. Kürdistan Bölgesi halkının gerçekte yaşadığı sorunların çözümü konusunda hükümetinizin iyi niyeti de olduğu doğrudur. Ancak Irak'ta yaşayan bir Kürdistan vatandaşı olarak Kürt politikacılarla olan iyi ilişkinizin ve hükümetinizin programının iyi niyetinin, pratikteki sorunları çözecek kurumsal bir ilişkiye dönüştüğüne şahit olamadık.
Sudani: Dediğim gibi sorunlarımız var, sınır kapılarıyla ilgili sorunlarımız olduğunu açıkça ifade edeyim, bütçe kanununun yorumlanmasında sorunlarımız var. Malum şu anda Kürdistan Bölgesi'nde özellikle memurların maaşlarıyla ilgili sorunlara yaşanıyor, onların ve her çalışanın hakkı olan maaşlarını alamama sorunu yaşanıyor. Bütçe kanununda ya da daha önceki hükümetlerin tüm bütçe kanunlarında kamu harcaması diye açık bir hüküm var. Kamu harcaması dediğimiz şey devletin harcadığı miktardır. Burada Kürdistan’ın yüzde 12,6 olan payını aylık harcama olarak belirliyoruz. Bütçe kanununda memur maaşlarına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Yüzde12,6 bölgenin payına düşendir. İsterse maaşları öder isterse bununla projeler hayata geçirebilir yani anayasaya göre bunun yetkisine ve inisiyatifi onlarda. Biz federal hükümet olarak kamu harcamalarının belirlenmiş söz konusu yüzdeyi ödüyoruz ve Maliye Bakanlığı da bu kadar harcadığımızı açıklıyor. Buna karşılık bu rakamı çıkarın gerisini gönderin, Kürdistan Bölgesi de petrol ve petrol dışı gelirlerini bize göndermeli. Üç Yıllık Bütçe Kanunu'nu uygularken beklemediğimiz bir sorunla karşılaştık. Birincisi kanun taslağında mutabakata vardığımız haliyle Bakanlar Kurulu'nun kararındaki hali arasında fark vardı. Temsilciler Meclisi'ne geldiğinde, biz de bu değişikliğe saygı duyduk ve uygulayacağımızı söyledik ama özellikle petrol üretiminin maliyeti konusunda sıkıntı çıktı. Paris'teki tahkim mahkemesinin ikinci kararı, Kürdistan Bölgesi'nden Türkiye'nin Ceyhan limanına uzanan boru hattı üzerinden petrol üretimi ve ihracatını askıya aldı. Böylece bölge petrolden elde ettiği gelirlerini kaybetti, geriye yalnızca petrol dışı gelirler kaldı bu da sorunu daha da karmaşık hale getirdi. Kürdistan Bölgesi’nin vatandaşlara karşı yükümlülüklerini yerine getirme konusunda sıkıntıya girdi. Peki, bölgeye para göndermeye sürecine geldiğimizde bu bir detay olsa da başınızı ağrıtmak istemem ama bilmeniz gerektiğini düşünüyorum. Bugün Bağdat'ta federal hükümet olarak şu anda karşınızda olan bu başbakan hukuk karşısında mahkûm. Yasaları görmezden gelerek bir şeylerin gönderilmesini isteyecek mutlak yetkiye sahip değilim.
Bestoon: Ama burada Kürdistan Bölgesi’nin sizden bu konuda bütçe kanununun değiştirilmesi yönünde bir talebi var, bu talebi yerine getirmek için hazır mısınız?
Sudani: Evet, evet.. Ben de bu konuya değinmek istiyordum ki bu konuyla yüzleşelim. Mecbur borç vermek zorunda kaldık. Siz bu borç meselesini duydunuz mu? Bu bütçe kanununu ilgilendiren bir konu ve Kürdistan Bölgesi’ne maaşları ödemesi için bütçe ayıracak gibi bir uygulamaya tolerans gösterecek bir prosedüre sahip değil. Bu yüzden kredi vermek zorunda kaldım ve son kredi şu anda yaptığını bu programdan bir gün önce ödendi. Kürdistan Bölgesi hesabına 700 milyar dinar gönderilmesi için Maliye Bakanlığı'na imza attım. Bu sorunu kesin olarak çözecek nihai çözüm, Kürdistan Bölgesi’nin çalışanlarına diğer Irak hükümeti çalışanlarıyla aynı muamelenin yapılmasıdır. Kendisi Irak vatandaşı, çalışan ve maaşını tüm bu detayları göz ardı ederek alıyor. Bunu yapmak için gerekli olan şey nedir?
Bestoon: Kanun değişikliği mi? Mekanizma nedir?
Sudani: Kanunun değişikliği. Parlamentonun tüm bileşenlerini içeren Maliye Komisyonuna soru önergesi gönderdim. Danışma ekibi benim hazırladığım taslağı okuyup onaylayıp Bakanlar Kurulu'nda oylamaya sunacak, sonra da Allah'ın izniyle değişikliği en yakın fırsatta göndereceğiz.
Bestoon: Burada iki soru var: Birincisi, bana en kısa zamanda derken, haftalar, aylar veya günler olarak hesaplarsanız bu rakam ne kadar olur. İkincisi Kürdistan Bölgesi halkı Ekim, Kasım ve Aralık ayının maaşlarını bekliyor. Burada Kürdistan Bölgesi ile aranızda yorum farkı var, onlar gönderilen maaşların Temmuz, Ağustos ve Eylül ayına ait olduğunu siz ise Ekim, Kasım ve Aralık ayının maaşları olduğunu söylüyorsunuz. Farklı farklı açıklamalarınız var, Kürdistan Bölgesi'nden gelen öğrencilerin çoğunun anne ve babalarının memur olduğunu ve Ekim, Kasım ve Aralık aylarının maaşlarını beklediklerini biliyorum. Soru şu Ekim, Kasım ve Aralık ayının maaşlarının ödenmesi için sizin her hangi bir girişiminiz olacak mı? Bu birincisi. İkinci de bu soruna temel çözüm olacak kanun değişikliğinin ne zaman yürürlüğe gireceğine dair bize vereceğiniz tarih var mı?
Sudani: Birincisi, hükümet değişiklik konusunda diğer taraflardan çok daha aceleci olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bunun vatandaşların geçim kaynakları ve hizmet düzeyi üzerinde nasıl bir etki yarattığını biliyoruz. Prensipte anlaşmaya vardığımızda, Bakanlar Kurulu değişikliği oylayacak ve şu anda tatilde olan ve 18 Aralıkta seçimlerinden sonra yeniden çalışmaya başlayacak olan Temsilciler Meclisi'ne gönderecek.
Bestoon: Çok tatlı olduğunuzdan olsa gerek sinekler etrafınızda uçuşuyor... Önceki bölüm Jeanine Hennis-Plasschaert Hanım Efendi konuğumuzdu onun etrafını da sinekler çevrelemişti. Misafirlerimiz tatlı oldukları için etraflarında sinekler uçuşuyor.
Sudani: Teşekkürler.. İkinci konu farklı konu başlıkları. Bölgeye verilen bütçenin kamu harcamalarıyla karşılaştırıldığında ne kadar olduğunu bu ay sonunda hesaplayacağız çünkü dediğim gibi ben kanunlara uymakla mükellefim. Bu sorundan kurtulmamız için kanun değişikliği yapmamız gerektiğini düşündüm. Bu tartışmaları ışığında bölgenin payının kendi payından az olup olmadığını göreceğiz. Daha sonra hesaplarına ek para eklenecektir. Ancak eğer payları kadar hesaplanırsa mecbur yeni yılın bütçesine göre düzenleme yapmak zorunda kalacağız.
Bestoon: Bu durumda Kürdistan halkına Ekim, Kasım ve Aralık ayı maaşlarının ödenmesi konusunda her hangi bir borç verileceği beklentisine girmesin diyorsunuz?
Sudani: Borcu bölgenin öngörülen payına istinaden veriliyor. Bunun dışında kafanıza göre para veremezsiniz ifade ettiğim gibi ben kanunlara mahkûmum. Bu sorunu aşmak için ben kanun değişikliğine gitmek istiyorum, geri kalanını çözebiliriz. Çünkü ertelemeyeceğimiz bir şey var o da memurların maaşıdır. Bu nedenle ivedilikle yol alıyoruz.
Bestoon: Teşekkürler, dün bir öğrenci yanıma geldi dedi ki benim annem de babam da öğretmen, bu demiştiniz değil mi?
Kaale Renas (Öğrenci): Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla. İsmim Kaale Renas, Halepçe Üniversitesi İletişim Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisiyim ve aynı zamanda Halepçeliyim. Size teşekkür ediyorum, bize bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim ve soruma cevap vermenizi umuyorum. Ben lise 10’uncu sınıfa giderken hatırlıyorum aynı sınıfta 30 öğrenciydik. Sadece giyecek bir ayakkabım vardı. Her zaman öğrenciler bana ya da aralarında konuşurken bir ayakkabı kokusu geliyor diyorlardı. Ben ayağımın koktuğunu söylemeye çekiniyordum. Annem ve babama söylemiyordum çünkü onların da parasının olmadığını biliyordum. Bunu asla unutmayacağım maaş olmadığı için bir yıl eğitim hayatımdan gitti. İkinci dönem sınava gittiğimde elbiselerim o kadar yıpranmıştı ki dikecek yeri kalmamıştı. Sıradan bir elbise ile gittim, okulumuzun müdürü içeri girmeme izin vermemişti. Bu nedenle bir yıl eğitimime ara verdim. Bu onlarca hikayeden sadece…
Bestoon: Özür dilerim adınız neydi?
Kaele Renas: Kaale.
Bestoon: Nereden geldiniz?
Kaele Renas: Halepçe
Bestoon: Halepçe mi?
Kaele Renas: Bu evimizde ve diğer binlerce Kürdistanlının evinde olan hikayeden sadece biriydi. Kürdistan Bölgesi'ndeki maaşlı çalışanların durumunu eminim çok iyi biliyorsunuzdur. Irak anayasasına göre tüm vatandaşlara insan onuruna yakışan bir yaşam sağlamak zorundasınız ve ülkenizin her vatandaşına bu onurlu yaşamı sağlamak sizin görevinizdir. Mecazi bir cevap istemiyorum lütfen. Biliyorsunuz yaşamın, her toplumun ve devletin kalkınmasını sağlayan iki temel dayanak eğitim ve sağlıktır. Maalesef Kürdistan'da bu iki sektör maaş yetersizliğinden dolayı çok kötü durumda. Bu bezdiren durumun daha ne kadar devam etmesini istiyorsunuz ve Kürdistan Bölgesi'nin maaşlı çalışanları maaşlarını ne kadar bekleyecek? On binlerce maaşlı çalışan ne zaman huzura kavuşacak?
Bestoon: Teşekkürler.
Sudani: Sözleriniz çok etkiliydi, özellikle burada sorumlu olan ve konuşan benim için. Kürdistan'daki halkımızın içinde bulunduğu zor durumu anlayabiliyorum. Hepsine inat eğitimlerinize ve sınavlarınıza devam etme konusundaki ısrarınız güçlü iradenizin kanıtıdır ve bundan gurur duyuyorum. Hele ki diktatörlük rejiminin soykırım suçu işlediği ve büyük bedeller ödeyen, direniş şehrinden geliyorsunuz. Halepçe'ye, Halepçe şehitlerine ve Halepçe halkına saygım sonsuzdur.
Bestoon: Bu vesileyle Halepçe’nin il olmasıyla ilgili bir şeyler söylemenizi bekliyorlar, elbette yapabileceğiniz tek şey bu yasayı geçirmektir.
Sudani: Evet, evet.. bu… bahsetmek istediğim şey buydu. Biz hükümet olarak yasanın çıkması için büyük çaba harcadık ve halen de işlemler devam ediyor. Peki teşekkür ederim. İl olması ile ilgili idari işlemlerde yetkilerini kullanmaları için. Bu konuya geri dönmek istiyorum: Yapabileceğim tek şey yasayı yenilemek. Maaş krizini bitirmek için başka alternatifimiz yok. Allah'ın izniyle tamamlamaya yaklaştık. Hükümet yakında bu konuda bir karar verecek ve bu huzurunuzda verdiğim bir sözdür. İlk taslak üzerinde mutabakata varıldığı anda hükümet olarak karar vereceğiz ve ardından parlamentoya sunacağız. Bu değişikliğin kabul edilmesiyle çalışanların mağduriyeti sona erecek.
Muhammed Enver (Öğenci): Öncelikle Başbakan Muhammed Şiya Sudani’ye hoş geldiniz diyorum. Ben Kerkük Üniversitesi mezunu Muhammed Enver. Size sorum şu; eski Baas rejiminin kararlarını bozmak için neler yapıyorsunuz? Kerkük'te her gün çok tatsız durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. 2003 yılından önce Kerkük'ten sürüldük ve çoğu akrabamız katledildi, sokaklarda kurşuna dizildi. Şu anda yine Irak askerleri gelip topraklarımıza el koyuyor ve topraklarımızı sürmemize izin vermiyor. Hem de resmi tapularımız olduğu halde, mezarlıklarda bile atalarımızın mezarları olduğu halde. Çok teşekkür ediyorum.
Bestoon: Sayın Başbakan, Kerkük'te Pelkane bölgesinde böyle bir durum yaşanıyor, size ulaşan raporlarda bundan bahsedildi mi bilmiyorum. Pelkane bölgesinde çok fazla sorun var. Toprak sahipleri Saddam Hüseyin döneminde Devrim Mahkemesi tarafından verilen karar nedeniyle kişiler arazilerini işleyemiyorlar. Buna karşılık dışarıdan getirilenler tarafından gerçek sahipleri haklarından mahrum bırakılıyor. Bunu nasıl çözeceksiniz?
Sudani: Anayasanın 140. maddesinin uygulanmasıyla ilgili sorunlardan biri de bu. Devrim Konseyi'nin tarım arazilerine el koyma kararları bu demografik değişimi beraberinde getirdi. Bu kararlar henüz yürürlükten kaldırılmadı tabii ki bir kısmı, bir çoğu da yürürlükten kaldırıldı. Uygulama dediğim gibi anayasa metninde belirlenen sıralamaya göre adım adım olacak. Farklı milletlerden çiftçiler arasında yaşanan bir sorunla karşılaştık ve bugünkü tedbirlerle çözmeye çalışıyoruz. Ancak açıkçası radikal çözüm tüm kararların yürürlükten kaldırılması ile olur ve bu da parlamentoda yeni yasaların çıkarılmasını ve 140. Maddenin uygulanmasını gerektirir.
Bestoon: Teşekkür ederim. Kimler Bağdat’ın dışından geldi. Hepiniz ellerinizi indirin, diğer vilayetlerden kimler var, Necef'ten kimler gelmiş? Buyurun.
Öğrenci: Merhaba Sayın Başbakan. Bu fırsat için Bestoon hocaya teşekkür ediyorum. Çok basit bir sorum var ve gençlerin çoğu da size şunu sormak istiyor: Ekim protestosu katilleri ne zaman adalet önünde yargılanacak? Biz gençlerin geleceğimizden emin olabilmesi için, bu göstericilerin katillerinin adalet önüne çıkarılıp cezalandırılması için Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Güvenlik ve İstihbarata kapsamlı bir soruşturma başlatılması talimatını ne zaman vereceksiniz? Çok teşekkürler.
Sudani: Çok teşekkür ederim. Zamanında özellikle Zikar vilayetinde alınan bazı tedbirler vardı. Hükümeti kurma görevi bize verildikten sonra, hükümet gündemindeki taahhütlerimizden biri de, bir çok vilayette çok sayıda gencimizin ölümüne neden olan Ekim olaylarına ilişkin soruşturmanın tamamlanmasıydı. Önceki hükümetin talimatı ile oluşturulan bir komisyon vardı, bu komisyon hakimlerden oluşuyordu. Komisyon Temmuz ayının sonunda bir dizi tavsiyede bulundu. Bir hukuk ekibi ile ben bu tavsiyeleri okuduk ve soruşturma için önemli olan bazı hususların ihmal edildiğini gördük. Tabii ki, sorumluların ve üst düzey askeri yetkililerin hesap vermesi için birçok öneride bulunuldu, bunların tek bir öneri haline getirilmesi ve raporla birlikte Yargı Konseyi'ne sunulması gerekiyordu. Dava dosyasını okuyunca olayın büyük bir kısmından bahsedilmediğini gördük. Elimizdeki raporlara göre sorunun bir parçası olan güvenlik teşkilatları da var elbette, bu yüzden davayı tüm yönleriyle ele alabilmek için komisyonu genişletmeyi düşünüyorum ve bu hükümetin sorumluluğundadır. Yarın Uluslararası İnsan Hakları Günü'nü kutlayacağız. Anayasamızda yaklaşık 32 maddede insan haklarından bahsediliyor. Bu bakımdan bölge ülkeleri düzeyinde en örnek anayasalardan biri ama alınacak ders bu maddelerin uygulanması ve kim olursa olsun tüm katillerin hesap vermesidir. Suçların tespit edilmesi, ister askeri askeri ister siyasi herhangi bir tarafın örtbas edilmemesi için yumuşak davranamayız. Ama bildiğiniz gibi bu, soruşturma ile kanıtlaması gereken bir şey. Yani komisyona üye olan uzman hakimler tarafından. Bu yine benim bir sözüm olsun, tahkikat ve komisyonun çalışmaları tamamlandığında Allah'ın izniyle sonuçlarını açıklayacağız.
Mehdi Riyaz (Öğrenci): Sayın Başbakan Muhammed Şiya Sudani merhaba, selamlar ve sevgiler. Ben Meysan vilayetinden Mehdi Riyaz, Meysan vilayetinde çevre sorunları üzerinde çalışan aktivistim. Sayın Başbakan, sorum göletlerin kuruması ve sonuçlarıyla ilgili. Sorun ülkedeki su yönetiminin zaafiyetinden mi, komşu ülkelerden gelen su salımındaki eksiklikten mi, nehirlerin yönünün değişmesi ve baraj inşa edilmesinden mi kaynaklanıyor. Ayrıca iklim değişikliği konusu ve bunun göletler üzerindeki etkisi. Irak heyeti BAE'deki COP 28'e katıldığına şahit olduk ki Irak bu konuda zarar gören ülkelerin başında geliyor. Sayın Başbakan, önemli bir soru sormak istiyorum; hükümet Meysan'ı bir petrol vilayeti olarak mı görüyor yoksa tarım vilayet mi? Biz her iki sektörden de hak almıyoruz. Petrol vilayetiysek devletin vilayetteki vatandaşlara istihdam sağlayacak yeterli proje ve fabrikaya sahip olması gerekiyor. Tarım vilayetiysek devletin raporumuzda belirttiğimiz şartları sağlaması gerekiyor. Lütfen saygılarımı kabul edin Sayın Başbakan.
Sudani: Teşekkürler. Misan’ın hangi ilçesindensiniz?
Mehdi Riyaz: Merkezden.
Bestoon: Yakınınız mı?
Sudani: Bu benim vilayetin ve onlarla gurur duyuyorum. Eğitimim, çalışmalarım ve bu vilayette kaymakamlıktan valiliğe kadar değişik görevlerde bulunmaktan ve hizmet etmekten onur duyuyorum. Meysan, petrol üretimi ve burada faaliyet gösteren petrol şirketi sayısı bakımından ikinci büyük vilayettir. Tam tersine bu da vilayette yaşayanlara birçok iş olanağı yaratmıştır. Lisans sözleşmelerinin bir kısmı orada faaliyet gösteren şirketlere verildi. Tarım açısından bir önceki mevsime oranla da aktif bir vilayet, dolayısıyla her iki yönden de destek veriyoruz. Doğalgaz ve enerji santralleri yatırımı alanında da birçok projemiz var. Vilayette çok sayıda önemli santralimiz de var.
Her vilayeti sahip olduğu zenginliğe göre ele alıyoruz ve o zenginliğin ışığında o vilayete ve milli hasılaya değer katan ekonomik faaliyet türünü belirliyoruz. Yani bunu hem bakanlıklar hem de hükümet bununla ilgileniyor. Ancak ilk bahsettiğiniz konu çok önemli. Açık söylemek gerekirse, Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere Irak'ın her yerinde su surunu var ki bazıları bölgede su sorunu olmadığını düşünebilir. Erbil'de de su sorunu yaşanıyor. Orada kuyu kazıyorlar, orada sorunlar var. Hepimizin su kıtlığı sorunu var ve hepimiz iklim değişikliğinden etkileniyoruz. Bu sorun, göç ve etkileri nedeniyle pek çok alanda yaşamın devamlılığını tehdit edecek boyutlara ulaştı. Yani su azalıyor. Çölleşme oranı artıyor. Karbon gazlarının salımı hava sıcaklıklarını önemli oranda etkiliyor. Çevre diye bir sorunumuz var. Başta kanalizasyon şebekeleri olmak üzere altyapı düzeyinde önemli adımlar attık ama maalesef gidip kanalizasyon şebekeleri kurarken kanalizasyonların nereye boşaltılacağını, nasıl arıtılacağını unuttuk. Kanalizasyon şebekelerindeki su nereye gidiyor? Nehirlere akıyor. Dolayısıyla bu sorunun boyutunu bir düşünün. Bir yandan nehir seviyelerinizde azalma olurken diğer yandan kanalizasyon şebekesinden kullanılan atık sular arttı. Bu durum şu anda olduğu gibi çevre felaketlerine yol açıyor. Şimdi 2024 planım Musul'dan Basra'ya kadar tüm arıtma istasyonları için çözüm bulmaktır, çünkü sağlık ve çevre açısından bundan daha önemli bir proje yoktur.
Bestoon: Musul’dan Basra’ya kadar mı?
Sudani: Evet, yani Dicle Nehri ve yatakları su arıtma istasyonlarına dönüşecek. Beyci'de kuruldu, Salahaddin'den geçiyor ve diğer illere kadar uzanıyor. İkincisi komşu ülkelerle de sorunumuz var. Komşu ülkeler su kaynaklarını korumaya yönelik projeler uyguluyor, örneğin Türkiye elektrik üretmek için barajlar inşa etti, ancak bu barajlar Dicle ve Fırat'tan salınan su miktarını etkiledi. İran da aynı şekilde çeşitli projeler aracılığıyla bazı nehirlerinin yönünü değiştirdi ve bu da Dicle'ye akan kolların su seviyelerini etkiledi. Bu, sorunu karmaşıklaştırdı. Diplomatik yönden çabalarımız devam ediyor, çünkü uluslararası kuruluşlar üzerinden meseleyi daha da karmaşık hale getirmek istemiyoruz, bu çözümü daha da uzun kılar ve sorunun kökenine etki eder. Mevcut hükümet bu sorunun üstesinden gelmek için stratejik bir plan hazırladı ve ilk kez bunu burada Bestoon’un programı sayesinde açıklıyorum.
Plan su yönetimiyle ilgili, çünkü bahsettiğim tüm sorunların yanı sıra bu bizim sorunumuz. İklim değişikliği ve komşu ülkelerin tavrı ayrıca suyun nasıl yönetileceği konusunda da sorunlarımız var. Çiftçilerimizin çoğu hâlâ eski sulama yöntemlerini kullanıyor. Sen de bunu çok iyi biliyorsun, Ammara’da ve diğer illerdeki kardeşlerimizin hepsi de bunları biliyor olabilir. Bu tarım planında yeni yöntemleri kullanan çiftçinin buğday ürünlerine eski sulama yöntemini kullanan çiftçinin buğdayından daha yüksek bir fiyat belirledik. İlk defa böyle bir şey yapıyoruz. Buna önem vermeliyiz. Tarıma ayrılan su miktarına dikkat etmeliyiz ki bize gelen toplam suyun yaklaşık yüzde 65'ini oluşturuyor. Yani tarım sektöründe su yönetimini bilimsel bir şekilde değiştirirseniz, o yüzde 65'in ne kadarının içme suyuna döneceğini bir düşünün. Yani bu, atık su da dahil olmak üzere birbirini tamamlayan bir yönetim sürecidir. Dünyadaki tüm ülkeler atık suları tarım için yeniden kullanıyor. O suyu israf etmiyorlar, bu su gelirinin bir parçası. Herkesi temin ederim ki, bir stratejik plan hazırladık ve bunu önümüzdeki yakın dönemde Bağdat ziyaret edecek olan Türkiye Cumhurbaşkanı ile birlikte imzalamayı umuyoruz.
Bestoon: Stratejik su yönetimi projenizde bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Kürdistan Bölgesi'ne her yıl düşen ve boşa giden yağmur sularını dikkate almamışsınız. Kürdistan dağlarındaki yağmur ve kar sularının nasıl kullanılacağına dair birçok araştırma okudum. Gerek Dicle, gerekse Fırat ve Dicle Nehri'ne dökülen tüm kolların çoğu, Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere Irak topraklarının dışından kaynaklanıyor. Ancak kaynağının yüzde 90'ı Kürdistan Bölgesi'nde olan tek bir nehrimiz var o da Büyük Zap’tır. Su yönetimi uzmanları tarafından Kürdistan Bölgesi ve federal hükümete yönelik eleştiriler, Bağdat’ın Kürdistan Bölgesi'nde su yönetiminin gelişmesine siyasi nedenlerle izin vermediği dönünde. Bu eleştiriye yanıtınız nedir?
Sudani: Bunun siyasetle hiçbir ilgisi yok. Maliyetin yüksek olması, ayrılması gereken fonun bulunmaması ve su konusunun ciddiye alınmaması nedeniyle 2003 yılından bu yana baraj inşa edemedik. Hatırlarsanız geçtiğimiz yıllarda çok fazla yağmur suyumuz vardı ve stratejik olarak bu konuda düşünmemiştik. Şimdi bugün yağmur var, peki ya yarın? Unutmayalım ki, küresel kuraklık küresel bir krizdir ve Irak'a özgü değildir. Son rapora göre her yedi yılda bir su seviyesi biraz daha düşüyor. Bu planımıza Kürdistan Bölgesi'nde hayata geçirilecek bir takım barajları da dahil ettik. Bu planın bir parçası ve Irak'ın tamamını kapsayan bir plan. Bunlar daha sonra başka amaçlarla kullanılmak üzere yağmur suyunu toplayan küçük barajlar olacak. Ben iyimserim ve bu planın ve bu stratejik projenin su sorununa kökten örnek bir çözüm olacağına inanıyorum. Teknisyenlerin ve uzmanların sözlerine dayanarak, eğer doğru şekilde yönetirsek, elde ettiğimiz su gelirinin tüm ihtiyaçlarımıza yeteceği konusunda sizi temin edebilirim.
Bestoon: Teşekkür ederim. Kürdistan üniversitelerinde, özellikle Kürdistan Üniversitesi'nde bu konuda benim de beğendiğim çok güzel araştırmalar var. Size bur araştırmalara göz gezdirmenizi tavsiye ediyorum.
Sudani: Kürdistan'da da Yüksek Su Meclisi’nin toplantısına başkanlık edeceğim, toplantının tüm oturumlarına Kürdistan Bölgesi Tarım Bakanı ve çok sayıda uzman da katılcak.
Bestoon: Çok iyi, ellerinize sağlık. Buyrun, bu tarafa bir mikrofon verin.
Hamza İsmail (Öğrenci): Giriş Hoş geldiniz Sayın Irak Başbakanı, bu fırsat için Sayın Sudani ve Bestoon beye teşekkür etmek istiyorum. Ben Germiyan'ın evladıyım, Enfal'in başkenti Çemçemal'den geldim. Çemçemal’den buraya kadar geldik, Bestoon beye teşekkür ediyorum.
Bestton: Ben de sana teşekkür ediyorum.
Hamza İsmail (Öğrenci): Benim sorum Enfal ile ilgili. Uluslararası hukuka göre bir rejim ya da devlet başka bir yere karşı suç işlerse orayı tazmin etmek zorundadır. Mesela Irak, son yıllarda Kuveyt'e yaptığı saldırının bedelini tazmin etmeye hazırdı. Peki ya Enfal'in tazminatına ne oldu? Irak hükümeti Enfal'ın soykırım olarak tanınması için ne yaptı? Enfal mağdurlarının cenazeleri hala memleketlerinde toprağa verilmedi. Siz hükümet olarak cenazelerin memleketlerine geri iade edilmesini talep eden yakınlarına yardım ettiniz mi?
Bir sorum daha var, Çermo Üniversitesi mezunu engelli biriyim ve adım Hamza İsmail. Programın başında Zaho'dan Basra'ya kadar bu ülkenin evlatlarına aynı gözle baktığınızı söylediniz. Bir birey olarak sayıların dilini anlamıyorum, siyasetin dilini anlamıyorum ve buraya bir siyasi görüşü savunmaya gelmedim. Sıradan bir vatandaş olarak burada huzurunuzdayım. Size şunu söylemek istiyorum; bütçe ve maaşlarla ilgili alınan kararların, aylık 150.000 dinar maaşı olan ve bazen iki üç ay ertelenen veya ödenmeyen benim gibi engelli insanları nasıl etkilediğini biliyor musunuz? Neden Kürdistan'ın bütçesi ve maaş sorunu konusunda köklü bir çözüm bulmuyorsunuz? Kürdistan Bölgesi'nin mali hakları zamanında gelmediği için ben istihdam bile edilemiyorum. Siyasi yöneticilerden hangi biri aylık 150.000 dinarla geçinebilir? Hükümetinizde herhangi bir yetkili Kürdistan Bölgesi'nin maaş ve bütçe meselesinin çözümü için hazır değilse gelsin tek bir gün Kürdistan Bölgesi vatandaşı gibi ve benim gibi yaşasın. Çok teşekkür ederim.
Bestoon: Şok teşekkür ediyorum.
Ellerinize sağlık çok iyi. Semawa’dan Enfal kurbanlarının naaşlarının geri getirilmesi.
Sudani: Konuşmanızın sonundan başlayacağım. Maaşları sosyal yardım kapsamında olanlardan. Yasada yapılması düşünülen değişiklik Kürdistan Bölgesi Hükümetinin bütçesini de kapsıyor. Yasa, bütçeden ödenek ayrılarak değiştirilecek ve maaşların Federal Maliye Bakanlığı'ndan doğrudan gönderilmesini içerecek. Maaş ayarlaması Kürdistan Bölgesi Hükümetinin yetkileri dahilinde çünkü bu, Kürdistan Parlamentosu tarafından çıkarılan bir yasaya uygun olarak kararlaştırılmış. Anayasa açısından şehitler, tutulular ve sosyal yardımlarla ilgili yasalar da federal parlamentonun değil Kürdistan Parlamentosunun yetkisindedir. Ancak Enfal ile ilgili ilk konu, diktatörlük rejiminin Kürdistan Bölgesi'nde halkımıza karşı işlediği en büyük suçlardan biridir bu. Hatırlıyorum, Sayın Nuri El Maliki'nin ikinci hükümeti döneminde İnsan Hakları Bakanıyken....
Bestoon: 2010 mu?
Sudani: 2010-2014 yılları arası. Rejimin suçlarının ifşa edilmesine katkıda bulundum ve bunları çeşitli uluslararası konferanslarda tüm dünyaya gösterdik. O dönemde karşılaştığımız sorun uluslararası mahkemelerde dava açma meselesiydi çünkü biz Uluslararası Ceza Divanı (ICC) ve Roma sisteminin bir parçası değildik. Bu da önceki rejimin işlediği suçlara küresel bir damga vurulmasını engelledi. Çünkü dikkat ettiyseniz Ezidilere karşı işlenen suçlar bazı ülkelerin parlamentosunda onaylandı, Ceza Mahkemesi'nin kararı değildi ki önünde engeller olsun. Şehit ailelerinin durumu ile ilgili konuda ise, birden fazla vaka ve özel yetkiliden bile açıklama aldım, sorun yasalardan kaynaklı. 2021 bütçe kanununda bazı haklarının, sanırım Halepçe'nindi, refha dosyasına eklenmesi gerektiği belirtiliyordu ancak fon yetersizliğinden dolayı hayata geçirilemedi. Bunlar sizin hiç alakanız olmayan bazı sorunlar ama sorunun hukuki olduğunu, hakkın ödenmemesi meselesi olmadığını bilesiniz diye açıklamam gerekiyor. Irak’ın değişik vilayetlerinde işlenen çeşitli suçların mağduru var, örneğin 1980'lerde İslami Hareket üyelerinin katledilmesi ve idam edilmesi ya da 1990'larda Şabani ayaklanmasının kurbanları. Bunların hepsi suçtur ve önceki rejimin suçlarının mağdurlarıdır. Bu siyasi sürecin 2003 yılından günümüze kadar olan tarihinde yaşanan sorunlar. 20 yıldan bahsediyoruz. Kürdistan Bölgesi'ndeki mağduriyet meseleleri her zaman Kürdistan Parlamentosu'nun çıkardığı yasalar çerçevesinde ele alınmıştır. Kürdistan Bölgesi dışındaki diğer vilayetlerde bulunan mağdurların meselesi ile de federal parlamentonun çıkardığı yasalara göre ilgileniliyor. Bu tür sorunlara çözüm olacak her yasayı biz hükümet olarak Irak'ın neresinde olursa olsun mutlaka uygulayacağız.
Bestoon: Ellerinize sağlık, Semawa ve Enfal edilenlerin cenazeleri ne zaman geri gönderilecek?
Sudani: Süreç devam ediyor, sanırım çalışmamız Semawa kentinde. Toplu mezarlar harita üzerinde işaretlendi ancak IŞİD'in gelişiyle süreç gecikti ve daha sonra yeni toplu mezarlar bulundu. Bu süreç özel bir ekip tarafından yürütülüyor. Uluslararası alanda tanınmış, özel bir ekibimiz var. Başka mezarların aranması, cesetlerin çıkarılması ve DNA testi gibi çalışmalar zaman alıyor ancak Şehitler Kurumu’na bağlı özel ekip, çalışmalarını planlı bir şekilde sürdürüyor.
Bestoon: Ama DNA testi ve teknik sorunlardan dolayı çok çok geç kalındı biliyorsunuz, aylarla, yıllarla sınırlı olmayan bir gecikme yaşandı, bu insanlar yakınlarının kemiklerini bulup kendi topraklarında gömmenin mutluluğunu yaşamayı bekliyorlar. Bu sürecin Irak hükümeti yetkilileri tarafından ihmal edildiğini düşünmüyor musunuz?
Sudani: Bahsettiğim gibi bu dosyadan haberdarım çünkü bu alan İnsan Hakları Dairesi bünyesinde yürütülen bir çalışma. Profesyonel bir ekip olduklarını ifade edebilirim, başka ülkelerden de bizden yardım istediler. Uluslararası kuruluşlarla ortak çalışmalar içerisine girdiler ancak toplu mezarlar arama alanlarının menzili farklıydı ayrıca 2014'ten sonra ortaya çıkanlar daha önce rejimin tarafından işlenen suçlardan farklıydı, bu nedenle çalışmaların gecikmesine neden oldu. Bu alanda çalışan kurumumuz var, bütçesi var ve ister Şehitler Enstitüsü'nden ister Sağlık Bakanlığı'ndan olsun DNA testi konusunda çalışmalarını sürdürüyorlar.
Öğenci: Irak Başbakanı'na hoş geldiniz diyorum, bugün burada bulunmaktan çok mutluyum. Sorum Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatının yeniden ne zaman başlayacağıyla ilgili. Kürdistan Bölgesi'nde çalışmalarını durduran petrol şirketleri ile yaşanan sorunlarının çözümü noktasında nereye varıldı ve petrol ihracatı yeniden ne zaman başlayacak? Çok teşekkür ederim.
Bestoon: Teşekkür ederim Sayın Başbakan, sanırım burada burada bir bilmece var. Irak hazırım diyor, Türkiye de hazırım diyor. Kürdistan Bölgesi de aynı şekilde hazırım diyor ama ihracata neden başlanmıyor bilmiyorum? Bu bilmecenin cevabı nedir?
Sudani: Aslında herkes hazır. Sorun şu ki... Konuşmamın başında bundan bahsettim. Parlamento, bir varil petrol üretmenin maliyetinin ulusal ortalamaya göre belirleneceğini belirten bir madde yayınladı. Bunu parlamento belirliyor, Maliye Komisyonu belirliyor, hükümet değil. Geldiğimizde bu sorun vardı... Daha sonra Türkiye petrol ihracatına yeniden başlamaya hazır olduğunu açıkladı. Ardından gelip petrol şirketleriyle görüştük. Böyle yapamayacaklarını söylediler çünkü ortalama maliyet 8 dolardı.
Bestoon: Yani bana Irak, Türkiye ve Kürdistan Bölgesi'nin hazır olduğunu sadece şirketlerin hazır olmadığını mı söylüyorsunuz?
Sudani: Hayır, bitireyim, Parlamentonun berlirlediği yasaya göre şirketlere üretim için varil başına 8 dolar ödemesi gerekiyor. Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile yapılan sözleşmelerde ise bir varil petrol üretmenin maliyeti 21 dolar olarak belirlenmiş. Bu farkı kim ödeyecek? ? Ne Kürdistan Bölgesi Hükümeti ödeyebilir ne de biz yasaları çiğneyemeyiz. Parlamentoda oylanan bütçe tasarısındaki sorunlardan biri de bu. Firmalar artık bu maddenin değiştirilmesini bekliyor.
Bestoon: Bütçe yasasında mı?
Sudani: Bütçe yasasında, üretim maliyetini ödeyebilmemiz için.
Bestun: Siz Bakanlar Kurulu olarak değişikliği kabul edip parlamentoya gönderecek misiniz?
Sudani: Elbette, çünkü günde ortalama 470.000 varil petrol kaybımız var. Bu Kürdistan Bölgesi'nden yurt dışına ihraç edilmesi gereken miktardır. Bu yüzden bir süre önce eğer hatırlarsanız Petrol Bakanı ve Başbakan Yardımcısını bölgeye göndermiştik ve orada hem Doğal Kaynaklar Bakanıyla hem de bir grup petrol şirketiyle toplantı yapmışlardı. Orada değiştirilmesini önerdikleri maddeyi bize ilettiler, biz de bunu taslağa yerleştirdik ve Parlamento Maliye Komisyonuyla görüşeceğiz.
Bestoon: Kürdistan Bölgesi Irak'a günde kaç bin varil petrol sağlıyor?
Sudani: 470.000 varil ihraç ediliyordu ve bunun yaklaşık 380.000 ila 400.000 varili Kürdistan Bölgesi’nde üretiliyordu.
Bestoon: Şu anda Kürdistan Bölgesi Irak pazarına bu kadar varil petrol sağlıyor mu?
Sudani: Şimdi durmuş durumda, durmuş... Bu sorun nedeniyle.
Bestoon: Şu an tek bir varil de üretilmiyor mu?
Sudani: Hayır, hayır 80.000 ila 90.000 varil üretiyorlar ve biz bunları Federal Petrol Bakanlığı olarak anlaşmalı olduğumuz rafinerilere gönderiyoruz. KAR refinerisi de petrol ürünlerini bize gönderiyor... Evet.
Bestoon: Çok teşekkür ederim, eminim doğalgazla ilgili sorular da olacaktır. Benin Kormor gaz sahası ile ilgili size sorum olacak. Ancak size geliyorum. Şu ana kadar konuşanların çoğu erkekti, bayanlar da konuşun, buyurun. Evet Bağdat’a dönüyorum.
Dersim Muhammed Emin (Öğrenci): Merhaba. Adım Dersim Muhammed Emin Ahmed. Soran Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisiyim. Bugün sizi burada gördüğüme çok sevindim. Ben siyasetçi değilim, siyasetle de alakam yok ama siz başbakanlığa geldiğinizde Kürdistan Bölgesi halkı çok sevindi ve onlara umut kaynağı oldunuz. Ancak son zamanlarda Kürdistan Bölgesi ve Irak'taki vatandaşların refahından sorumlu olduğunuz için yaşana durumlardan ötürü bazı hayal kırıklıklarına tanık olduk. Geçtiğimiz günlerde hem Kürdistan Bölgesi'ne hem de Irak'a güvenlik kapısı olan Erbil Uluslararası Havaalanı'na saldırı düzenlendi. Nüfusun yoğun olduğu ve sivillerin yaşadığı Harir Ovası gibi yerler de tehdit altında. Bildiğimiz gibi bu saldırıların bazı Iraklı gruplar tarafından gerçekleştirdiği söyleniyor ama biz bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz. Fakat neden buna tepki göstermediğinizi veya sizin kabinenizle diğerleri arasında tepkiler açısından neden bir fark olmadığını anlatmanızı istiyoruz. Ayrıca Başkan Neçirvan Barzani ile aranızdaki ilişkiden de bahsetmenizi istiyorum ki daha önce Başkan Mesud Barzani ile ilişkinize değinmiştiniz ve bunu bize de anlatmanızı istiyorum. Son Erbil ziyaretinizde Başkan Neçirvan Barzani sizi kendi otomobili ile Erbil Uluslararası Havalimanı'na kadar götürdü. Bu aranızdaki dostluğun iyi olduğunu mu gösteriyor? Kürdistan Bölgesi'nde huzur ve istikrarın sağlanmasındaki rolünü bize anlatabilir misiniz?
Bestoon: Nedir yani, Sayın Neçirvan Barzani'nin nasıl araç kullandığını mı bilmek istiyorsunuz?
Sudani: Sanırım teknik, idari, mali sorunları, maaşlarla ne alakası olduğunu konuştuk. Belki de bir nevi… Hayal kırıklığı demeyelim ama bir kaygı yarattı. İnşallah bütçe kanunuyla ilgili olduğunu söylediğimiz kanun değişikliği yasalaşır ve maaş sorununu çözülür. Diğer konularda ise anlaştığımız yükümlülükler gereği herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Hem Kürdistan Bölgesi'nde hem de Irak'ın diğer bölgelerinde askeri üslere yönelik saldırılar konusu da son dönemde en çok öne çıkan tartışmalarından biri. Detaylara hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir.
Öncelikle böyle bir sorunumuz var ve biz gizlemiyoruz. Açıkça konuşuyorum. Devlet kontrolünün dışında bir silahlanma sorunumuz var. Devlet kurumlarının dışında. Bilinen ve tanınan silahlı gruplar var. Onlar Irak'ta yabancı güçlerin olduğuna inanıyorlar ve buna karşı bir tavırları var. Bu güçlerin varlığını da bir tür işgal olarak görüyor ve Irak'ın egemenliğini ihlal ettiğini söylüyorlar. Göreve geldiğimde konuştuğum önemli konulardan biri de buydu. Beni kim atadı? Tabii ki de Parlamentodaki en büyük grup ve diyorlar ki, hadi seni başbakan atayalım, hükümeti kur. Peki... sorunlar neler? Sorunumuzun silahlar, yolsuzluk dedim ve bir, iki, üç şeklinde sıraladım.
Gelelim silah konusuna, sorun ve bahsettikleri prensip budur. Bunu nasıl düzeltebiliriz? Bombalarla, füzelerle ve devlet ile kurumlarının yerine her kesin kendine göre karar vermesiyle mi? Bu doğru değil. Bu, Irak'ı halk adına kararlar alan silahlı grupların yönettiği bir devlet olarak tasvir ediyor. Grup olarak fikriniz ne olursa olsun, bu sizin fikrinizdir ve tüm Irak halkının fikri gibi dayatamazsınız. Halkın temsilcileri var. Temsilcileriyle ilişkisi ne olursa olsun, yasa ve anayasaya göre parlamentoda halkın seçimi ile hükümeti seçen temsilcileri var. Sadece bu kurumların karar verme hakkı vardır. Bu sorunu çözmek için güvenilir bir hükümet olan hükümetin uluslararası koalisyonla diyalog yoluyla müzakere yapması konusunda anlaştık çünkü artık gerçekten de uluslararası koalisyona ihtiyacımız kalmadı. Teröre karşı uluslararası koalisyondu. Çok şükür terörü yendik, bitti, terör artık bir tehdit değil. IŞİD artık Irak devletine yönelik bir tehdit değil. Güvenlik teşkilatlarımız, farklı unvanlar altında Irak'ın her yerinde güvenliği ve huzuru sağlayabiliyorlar. Dolayısıyla Irak'ın hem içeride hem de dışarıda insanların öfkesini körükleyen bu güçlerden kurtulmasının zamanı gelmiştir. Bu konuyu Irak'ın işlerine karışmak için bahane olarak kullanan, şu partiyi, şu grubu teşvik eden taraflar var ve bu durum kargaşaya neden oluyor. Her gün duyduğumuz bir tartışma ve bundan kurtulmak istiyoruz. Dolayısıyla hükümetin ilk yılı boyunca ABD'li dostlarımıza söylediğimiz şey uluslararası koalisyonun çekilme zamanının geldiği ve buna artık ihtiyacımızın olmadığıydı. Onlar da bunu kabul ettiler. Belgelerle tavırlarını ortaya koydular, hem Başkan Trump hem de Başkan Biden, muharip güçlerinin burada kalmasına son vereceklerini ve hükümetle anlaşma temelinde sadece bazı danışmanlarını bırakacaklarını açıkladılar. Biz hükümetin talebi üzerine Irak topraklarındayız dediler, gerçekten de onlar bizim talebimiz üzerine buradalar. Bu sözler ve bu açıklamalar ne anlama geliyor? Benim isteğim üzerine burada oldukları anlamına geliyor. Görevi bitince teşekkür ederim ve göreviniz sona erdi derim. Biz bu kararı zamanın takdirine bırakıyoruz ve çıkarları hesaplıyoruz. Bu bir görüşe göre belirlenir, devrimcilerin “defol” sloganına göre değil. Onlar güçlü devletler ve özellikle ABD ile kapsamlı ilişkilere sahip olmak bizim çıkarımızadır. Onlarla aramızda stratejik çerçeve anlaşması var. Buna ekonomide, teknolojide birçok alan dahildir.
Bestoon: Üniversiteler ve yüksek öğrenim...
Sudani: Elbette, eğitim ve daha bir çok alan da.
Bestoon: Yeni sorular geldi aklımıza, senin sorularını da unutmayacağız, merak etme. Irak'ta artık IŞİD tehlikesi hiç yok mu? Mesela geçen hafta Mahmur'da IŞİD Irak polisine saldırdı. Yeniden örgütlenebileceklerine dair bir tehlike görmüyor musunuz?
Sudani: Onlar mağaralarda ve dağlarda saklanan, korkmuş küçük gruplardır. Irak'ta hiçbir izleri yok.
Bestoon: Yeniden örgütlenme imkanları yok mu?
Sudani: Hayır, hayır, onları kovduk... ama cevabımı bitirmeme izin verin. Onları her yerde avlıyoruz ve nerede olurlarsa olsunlar vuruyoruz.
Uluslararası koalisyonla anlaştık, son olarak Washington'a giden delegasyonda ikili bir komite kurulması, güçlerinin geri çekilmesi konusunda görüşülmesi ve bir takvim belirlenmesi konusunda mutabakata vardık ve bitti. Hiç beklenmeyen gelişme Gazze'deki olaylardı. Bu kesinlikle bölgeyi şok eden bir olay oldu. Her gün soykırım yaşandığına tanıklık ediyoruz. Kalabalık bir alanda silahsız bir halka yapılan soykırım. Biz hükümet olarak resmi duruşumuzu ifade ettik ve bu net bir duruştu. Siyasi, mili ve dini otorite olarak tavrımızı açıkladık. Bütün dini liderler bunu kınadı. Bu şu noktaya kadar açık ama biz de gidip çatışmaya karışmalı mıyız? Bu Irak'ın çıkarına değil. Dolayısıyla son dönemde ABD Büyükelçiliğine yapılan saldırı, Erbil havaalanına yapılan saldırı da dahil olmak üzere tüm saldırılar terör eylemidir. Onlar terörist ve hükümet ile güvenlik teşkilatları bunların faillerinin takipçisi olacak. Allah'ın izniyle bu suçları kimlerin işlediğini açıklayacağız ve bu konuda hiçbir esneklik göstermeyeceğiz. Bu ülkenin güvenliği ve istikrarıyla alakalı bir şey. Bu konuda hiç taviz verilemez ve hükümet görevini yerine getirme konusunda son derece ciddidir.
Bestoon: Gruplar tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini söylediniz ve bu saldırılara karşı ilk kez sert bir dil kullanıyorsunuz.
Sudani: Durum tehlikeli olduğunda ve Irak'ın ve Iraklıların geleceğini tehdit ettiğinde şahsen hiçbir tereddüt göstermiyorum.
Bestoon: Bu gruplar seçimlerde oy aldı ve erenler parlamento çatısı altında temsil ediliyorlar. Parlamentodakiler de başka güçlerden söz ediyor ve tavırlarında değişiklik olduğu konusunda sizinle aynı fikirdeler.
Sudani: Elbette siyasi güçlerin ve farklı grupların net bir tutumu var. Bugün tüm güçler aynı görüşte değil, dolayısıyla bu herkesçe netleşiyor ve bu konuyu herkesle görüşme halindeyiz. Dün Koordinasyon Çerçevesi ile bir toplantı vardı. Onları toplantıya davet ettim ve açıklamalarının net olduğunu düşünüyorum. Açıklamada hükümete, faillerin ortaya çıkarılması ve yargılanması için gerekli önlemleri alması çağrısında bulunuldu. Bundan daha da net olamaz.
Bestoon: Ama sözlerinizden anlıyorum ki artık grup içinde grupçuklar var. Yani gruplar içinde küçük gruplar oluşmuş, Irak'ın bu dönem huzur içinde olması gerektiği konusunda sizinle aynı fikirde olanların sözlerine uymuyorlar.
Sudani: Hükümet olarak tedbirlerimizi destekleyen net bir siyasi duruşa sahip olduğumuzu görmek bizim için önemli. Bu bir. İkincisi, bizim resmi görevimiz, hükümetin görevi, kanunları uygulamak, güvenlik ve istikrarı sağlamaktır. Zeyd ve Amir'ın bunu kabul etmesini beklemiyorum. Güvenlik birimlerine talimatım açık, güvenliği ve istikrarı bozan herkes, kim olursa olsun hukuka ve yargıya göre takibe alınacaktır. Kim olursa olsun açık olunmalı. Hükümet tavır alıp bu suçları ortaya çıkaracaktır. Bu işe karışan herkesin ismini vereceğiz, bu bizim görevimiz.
Bestoon: Bu soruşturmaların sonuçlarını ne zaman göreceğiz?
Sudani: Her gün takip ediyorum... Soruşturma tamamlanır tamamlanmaz. Soruşturmada iyi bir ilerleme kaydedildi ve Allah'ın izniyle yakın zamanda sonuçları açıklayacağız.
Bestoon: Erbil ve Harir'i hedef alan şüphelileri de hedef alacak mısınız, onları da araştırdınız mı?
Sudani: Peşmerge ve güvenlik güçleriyle ortak çalışmamız var. Peşmerge Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral İsa ve arkadaşları Milli Güvenlik Kurulu'nun tüm toplantılarında hazır bulunuyor. Aramızdaki işbirliği devam ediyor ama birimizin diğeri olmadan çalışması söz konusu değil. Çünkü güvenlik hepimizin sorumluluğundadır, kolektif bir çalışmadır. Bir ülkenin güvenlik sorumluluğundan bahsediyoruz.
Bestoon: Teşekkür ederim. Başka soruları vardı ama diğer soruları unuttuk. Neçirvan Barzani ile ilişkiniz hakkında bir soru daha soruldu. Bilemiyorum, sanırım nasıl bir şoför olduğunu bilmek istiyor.
Sudani: Tabii ki başından beri Başkan Mesud Barzani'den, Başkan Neçirvan Barzani'ye kadar tüm Kürt liderlerle çok iyi ilişkilerim olduğunu ve kendilerine çok saygı duyduğum belirtmiştim. Çok anlayışlı bir insan ve tüm çalışmalarda bizimle iletişim halinde. Sayın Kürdistan Bölgesi Başbakanı, kardeşim Mesrur Barzani de aynı. Yaptığımız işin doğası gereği her türlü engeli sorumluluk ruhuyla göğüslemek, Anayasa ve kanunların gerektirdiği şekilde davranmak için anlayış, işbirliği ve iletişim gerektirmektedir. Allah'a şükür olsun ki ilişkiler çok iyi ve İnşallah bu da bölgede halkımızın yakasına yapışan tüm sorunların çözümüne yansıyacaktır.
Rojin Çelebi (Öğrenci): Öncelikle size hoş geldiniz diyorum Sayın Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani. Ben Rojin Çelebi, Zaho Üniversitesi'nde tıp öğrencisi ve Zaho’da ikamet ediyorum. Sorum şu; hükümet, devlet hastaneleri dışından satın almaya gücü yetmeyenler için kaliteli ilaç sağlayabilecek mi? Özellikle yoksul ve muhtaç olanlara, devlet ne zaman onlara hastalıklarını tedavi edecek ilaç sağlayabilir?
Bestoon: Teşekkürler.
Sudani: Sanırım bir ay kadar önce federal hükümetin sağlık bakanı ve Kürdistan Bölgesi sağlık bakanıyla görüştük. Sağlığın her alanında aralarında iyi bir koordinasyon sağlandığını gördüm. İlaçların tescili konusu artık Kürdistan Bölgesi Hükümeti tarafından belirli prosedürlere göre kayıt altına alınıyor. Son kararlarda var. Büyük miktarlarda ilaç hiçbir denetim ve kayıt olmaksızın kaçak bir şekilde götürülüyordu. Biliyorsunuz özellikle Irak'ta kayıt konusu çok sıkı prosedürlerden geçiyor. Irak'ın ilaçlara ilişkin spesifikasyonları her zaman daha ayrıntılı, daha iyi ve daha karmaşıktır; bu nedenle ilaçların kayıt altına alınmasını kolaylaştırmak için bir dizi karar yayınladık ve test edilen kayıtlı ilaçlar bölge içinde veya dışında her yere dağıtılabiliyor. Çünkü en büyük kaçakçılık insan sağlığını doğrudan ilgilendiren ilaç ticaretinde yapılıyor. Bu nedenle prensip olarak iyi bir koordinasyon var ve dediğim gibi bu konuyla ilgili bir ay önce bir toplantı yaptık.
Bestoon: Bu konuda çok ama çok dikkatinizi Süleymaniye'deki Hiwa Hastanesine çekmek isterim. Hiwa Hastanesi Irak'ta bu seviyedeki faaliyet yürüten tek kanser tedavi merkezi. Hastaların sadece yüzde 60'ı Kürdistan Bölgesi'nden, geri kalanı Irak’ın orta ve güney illerinden gelen hastalar. Ben bir gazeteci olarak hastaneyi 3 yıldır çok yakından takip ediyorum. Hastanenin adı Hiwa, lütfen ismini Arapçaya çevirin, hastanenin adı Emel ve Irak genelinde on binlerce kanser hastasına umut oldu. Ama üç yıldır onları her hafta haberlerde görüyorum ve bizzat ziyaret ediyorum. Maaşlarını alamadıkları için ve ilaç yetersizliğinden dolayı başka hastaları kabul edemiyorlar. Bu konu üzerinde durmak istiyorum. Hiwa Hastanesi'nde bizimle birlikte olan birkaç öğrenci olduğunu da belirtmek isterim, hanginizdi? Hiwa Hastanesi bir dakika hakkında konuşmak istiyorum. Ahmed bey, bize Hiwa Hastanesi hakkında çok kısa bir şeyler söyler misiniz? Ahmed bey, bir dakika vaktiniz var. Mikrofonu yaklaştırın ve buyurun.
Ahmed Cemal (Tıp mezunu): Dr. Aso'nun Hiwa Hastanesi hakkında konuşmasını istiyorum. Benim başka bir sorum var.
Bestoon: Peki, teşekkürler, Hiwa Hastanesi hakkında söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ahmed Cemal(Tıp mezunu):: Sorum sağlık sektörüyle ilgili, ben Ahmed Cemal, Süleymaniye Goyje Üniversitesi sağlık yönetimi mezunuyum. Bana fırsatı sağladığınız için teşekkür ediyorum. Bestoon beyin de bahsettiği gibi, Irak'ta ilk kez Kürdistan Bölgesi’nden gençlerle bir araya gelen ilk hükümet yetkilisisiniz, bu yüzden çok teşekkür ediyorum.
Bestoon: Lütfen sorunuzu kısa tutun, sadece 30 saniyeniz var.
Ahmed Cemal (Tıp mezunu): Sorum sağlıkla ilgili, bu yıl kabineniz döneminde sağlık sektörüne ne kadar önem verdiniz? Alanımda tecrübem var ve altı yıldır sağlık gönüllüsüyüm. Kanser hastalarının sayısı gün geçtikçe artıyor. Özellikle de Hiwa ve Nanekeli hastanelerinde, bu hastaneleri kim idare ediyor biliyor musunuz? Hayırseverler tabi ki, yani ilgili kurumlar destek vermiyorlar. Altı-sekiz ay bekleyen hastalar var ama sıra kendilerine gelince onlar ne söylendiğini biliyor musunuz?! "İnna lillahi ve inna ileyhi raci'un" deniliyor.
Bestoon: Teşekkür ederim.
Ahmed Cemal: Siz Irak'te en yüksek yetkilisisiniz, son söylediğim cümlenin sizin üzerinizde ne etkisi oldu? Neden? İlaç eksikliği nedeniyle. Tedavi açısından Avrupa ülkelerindeki hastanelere benziyorlar ancak ilaç ve ekipman konusunda destekleyenleri yok ve hayır kurumları tarafından yönetiliyorlar.
Bestoon: Çok teşekkür ederim, mesajınız çok açık. Hiwa Hastanesi hayırseverlerin ve gönüllülerin maddi desteğiyle yönetiliyor, bu konuda ne söylemek istersiniz?
Sudani: Bu Kürdistan Bölgesi’nde...
Bestoon: Ama tüm Iraklılara hizmet veriyor, dolayısıyla hastalarının yüzde 40'ı Basra, Ammar, Kufe, Bağdat, Diyala ve Musul'dan geliyor.
Sudani: Tabii ki, hepinizden uzak olsun, kanserin çeşitli türleri ve aşamaları vardır. Hastalığın keşfini ve tedavisini yapan ayrı merkezler var. Bunların sayıları diğer illerde artıyor. Meysan vilayetinde özel bir tedavi merkezimiz, Basra'da ve ayrıca Süleymaniye'deki hastanemiz var. Federal hükümet ile Kürdistan Bölgesi sağlık bakanlıkları arasındaki görüşmenin bir kısmı bu alanda işbirliğine ilişkindi. Kardeşim Ahmed'e açıklamak istediğim bir şey de, hem tedaviye fon ayrılması hem de tahsis edilen para miktarının artırılması açısından, kanser tedavisine ve ilaç teminine yönelik olanlar da dahil olmak üzere, hükümetin gündemindeki uzmanlaşmış merkezlere öncelik verdiğimizdir. İlk defa sağlık ocakları ve hastanelerin ihtiyaç duyduğu tüm ilaçların yüzde 90'ını karşılıyoruz. Daha önce hiç böyle bir şey olmamıştı. Ayırdığımız para 1,6 trilyon dinarın üzerindedir. İlk kez hastanelerin uzman kuruluşlarla ortak yönetimini teklif ediyoruz, yani vatandaşlarımız yurt dışına tedavi için gideceklerine bu ortak yönetim onlara uzman ve ilaç sağlayacak. Bir diğer önemli konu ise sağlık sisteminin felsefesi yani sağlık sigortası hukuku ile ilgilidir. Şu anda yasanın uygulamaya konduğu geçiş aşamasındayız ve Sağlık Sigortası Kurulu'nu oluşturduktan sonra bu yıl için test ve ilk grup olarak 300.000 çalışanı seçtik. Elbette bu durum özel hastaneleri sağlık sigortasının hukuki bağlamına uygun olarak gerekli tedaviyi sağlamaya teşvik ediyor. Bu, sağlık sektöründe yaşanan gerçeği değiştirmeye yönelik önemli bir adımdır. Ayrıca.. Çünkü sağlık sektörü gerçekten önemli ve hükümetin gündeminde büyük yer tutuyor. 2013 yılına çakılıp kalan hastanelerimiz var. Bağdat'ta, Fazeliye'de, Şaab'da, diğer illerde. Musul'da İbn Sina’mız var, Musul'da sağlık sektörünün gerçekten büyük sorunları var. Bu hastanelerin sözleşmelerini hızla yapıp işlerini tamamlamaya başladık. Bunun önümüzdeki iki yıl içinde tüm hastanelere ulaşmasını umuyoruz. Başta Bağdat olmak üzere bazı hastaneler önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde bu hizmete başlayacak.
Bestoon: Teşekkür ederim ama Hiwa Hastanesi'ni unutmayın Sayın Başbakan, not edin. Lütfen Hiwa Hastanesi hatırınızda oldun.
Buyrun şimdi. Zamanımız çok kısıtlı, lütfen sorunuzu sadece 30 saniye içinde sorunuz. Buyurun.
Öğrenci: Çok teşekkür ederim, Irak Başbakanı Sayın Muhammed Şiya Sudani'ye hoş geldiniz diyorum, seze de teşekkür ediyorum. Binlerce öğrencinin mesajını ve emanetini bugün başbakana ileteceğim için çok mutluyum. 2016'dan bu yana 9.000 üniversite mezunumuz var. Bu üniversitelerden bazıları Xaneqin’de bulunuyor ki burası tartışmalı bölgelerden biri. Şimdi de 6.000 öğrencimiz var. Ses geliyor mu?
Bestoon: Devam et, seni dinliyoruz.
Öğrenci: Bunlardan bin öğrenci Xaneqin’de, diğer 5.000'i ise Kelar ve Kifri'de bulunuyor. En büyük sorunları Irak hükümetinin diplomalarını tanımamasıdır. Bu nedenle mezunlar ve öğrenciler Irak ve uluslararası kurullarda okuyamıyor, üniversite öğrencileri derece ve diplomaları tanınmadığı için dokuz hafta boyunca mesailerini boykot ettiler. Germiyan Ünivesitesi rektörlüğündeki kaynaklara göre idari tedbirler...
Bestoon: Kısaca sorununuzun üniversitenizin tanınmaması olduğunu mu söylüyorsunuz?
Öğrenci: Evet, tanınmıyor. Irak hükümetinin Germiyan Üniversitesi'ni tanımasının önünde ne gibi engeller var, yoksa sorun siyasi mi? Politikacılar, tüm bu öğrencilerin geleceğinin siyasi çatışmaların kurbanı olduğunu kabul ediyor mu?
Bestoon: Çok teşekkür ederim, sadece Germiyan Üniversitesi değil, aynı sorunu yaşayan başka üniversiteler de var.
Sudani: Bunlar özel üniversiteler mi?
Bestoon: Kürdistan Bölgesi'nde 2005'ten sonra kurulan devlet üniversiteleri. Şimdi Irak Yüksek Öğretim Bakanlığı diplomalarını tanımıyor.
Sudani: Bakanlığın, özellikle tıp fakültelerinde tanınma konusunda kendi katı kriterleri var. Sorunun mahiyetini tam olarak bilmiyorum ama Yüksek Öğretim Bakanı'na sorup size cevap vereceğim.
Bestoon: Bu çok önemli çünkü Germiyan Üniversitesi'nde bu sorunu yaşayan ve bu acıyı çeken 5.000 ila 6.000'den fazla öğrenci var. Bağdat’tan şu iki öğenciden biri. Önce siz konuşun, buyurun.
.
Öğrenci: Merhaba Sayın Başbakan, Musul diğer iller arasında sorunları en az tartışılan tek il oldu, ben ve arkadaşlarım Musul’dan geldik. Musul'un birçok sorunu var. Kendinizi yakın hissettiğiniz ve her zaman değer verdiğini doğru ama Musul'a daha fazla ilgi göstermenizi istiyoruz çünkü Musul'un birçok sorunu var. Bağdat'a en son bir yıldan fazla süre önce gelmiştim. Köprü, cadde ve yol inşa edildiği için çok yoğun trafik sorunu yaşanıyordu. Bu Bağdat’a gelen herkesi bezdiriyordu. Bu defa geldiğimde çok memnun kaldım, çünkü köprüler, yollar inşa edilmişti ve çalışmaların tamamlandığını gördüm. İmar bölümü bitmişti ve yapılmayan hiç bir şeyin kalmadığını gördüm, sadece bahsettiğiniz sağlık boyutu hariç. Musul'da sağlık sektörü çok perişan durumda. Lehçemden dolayı özür dilerim, lehçemi değiştiremiyorum ve uzatmak da istemiyorum. Necim Ciburi çok iyi bir valiydi, herkes onu severdi. Herkes değil ama Musul'un büyük bir kısmı onu severdi. Yeni vali kim olursa olsun, umarım ona destek olursunuz ve Allah'ın izniyle dürüst biri olur. Musul Üniversitesi'nde tıp öğrencisiyim, diş hekimiyim, not ortalamam 99,7'ydi. Bir sorunumuz var, devlet üniversitelerindeki tıp öğrencilerinin de sorunu bu. Yıllık puanımız hiç bir zaman 99'dan aşağı olmadı, çok düşükse 98 buçuktu, sorun nerede? Bildiğiniz gibi atamalar merkezidir, özel kolejler yüzünden artık atamalarımızın durdurulması söz konusu. Özel kolejlerde not ortalaması her yıl düşürülüyor. Ataması yapılanların not ortalaması 85'ten 80'e düştü ve şu anda ortalaması 79, hatta 75 puan olduğu halde atanan öğrenciler var.
Sayın Başkan, umarım bu sorun çözülür ve özel kolejler daha yüksek puanlarla çıkar ve öğrenci kabul sayıları azalır. Çünkü bu rekabet tıp öğrencilerinin atanması üzerinde bir tehdit haline gelir. Yani tıp fakültesindeki öğrencinin puanı 99 olduğu halde atanmıyor, özel kolejdeki 79 puanla atanıyor. Bu durum diğer birçok bölüm için de geçerli, sadece özel anestezi ve analiz bölümleri var, bazıları 60 puanla kabul ediliyor, hükümet fakültelerinde okuyanlar ise 79 puan ile alınıyor ve o zaman da diğerlerinin yardımcısı oluyor. Aradaki puan farkı 20-30 olduğu halde. Bu sorunlardan biri. Başka bir sorun da askeri tıp koleji. Ben asker bir aileden geliyorum, babam ve amcamların hepsi subay. Hayalim tabip olmak ama her iki alanı da birleştirmek istiyorum, fakat askeri tıp eğitimi durduruldu ve artık tabipler birliğinin içinde değil. Umarım bu hayalimi gerçekleştirebilir hem subay hem de doktor olabilirim. Defalarca bu bölümün açılması için talepte bulunduk ancak hiç bir sonuç vermedi. Önceki yıllarda oraya başvurular alınıyordu ama şimdi kalmadı ve sizden bu konuda bir şeyler yapmanızı rica ediyorum. Teşekkürler
Sudani: Çok teşekkür ediyorum. Yarın Musul'da IŞİD'e karşı zafer ilan edilmesinin yıl dönümü. Bu şehir bir çok bedel ödedi. Şehre önem vermemizin birkaç nedeni var. Musul Irak'ın beynidir. Irak halkının IŞİD hakimiyetine son vermek için her türlü fedakarlığı yaptığı önemli bir şehir. Aynı zamanda şehir halkı ve Irak'ın tamamı için önemli ekonomik olanaklar da barındırıyor. Her şekilde Musul’u destekliyoruz. İster eski vali olsun ki hakikaten ciddi sabırlı bir adamdı ve şehir için çok çalıştı, ancak yasal sorunlar nedeniyle parlamentodaki kardeşlerimiz devam etmesine razı olmadılar, aynı zamanda yaşı da emeklilik yaşına yaklaşmıştı.
Şu anki valiye de bir takım görevler verildi, o da şehrin bir çocuğu ve en iyi mühendislerden biri, ona da mutlaka destek vereceğiz. Şimdi il meclis seçimlerine yaklaşıyoruz ve bu sözlerim herkes için geçerli. Ben bu seçimde bir taraf değilim ve bir listem de yok ama demek istediğim, ilerleyebilmek için kurumsal düzeyde, ister yerel olarak vilayetlerde, ister federal hükümet düzeyinde temsilcilerimiz olmalı. Bir önceki seçimden bu yana en yüksek çekimserlik oranının gençler arasında olduğunu fark ettim. Bu bir sorundur ve bunu tartışmamız gerekiyor. Siyasi süreçle ilgili sorunlarımız var, belki de seçim yasasıyla ilgili sorunlarımız var ama bu mekanizma dışında değişim için başka bir yolumuzun olmadığı konusunda hepimiz hemfikiriz. Varlığınız, desteğiniz ve katılımınız önemlidir çünkü topluma liderlik ediyorsunuz. Her biriniz kendi ailesine liderlik ediyorsunuz, lütfen şuna bakın, elbette güvenilir insanlar var ve onların sizin yaşadığınız illerde olması için güvenoyu verin. Vilayet basit ve sıradan bir şey değil, aksine başat bir rol oynuyor. Ben federal hükümet olarak vilayet meclislerinin göreve başlaması, profesyonel bir valinin bana yardımcı olması için gece gündüz dua ediyorum. Çünkü yetkinin büyük bir kısmı kendisinde, valinin elinde olduğu için onun anayasadan aldığı yetkiyi ortadan kaldıramam. Yani bu toplumun farkındalığına ve doğru seçimine bağlıdır. Projelerimi yürütmemi ve hizmet sunmamı kolaylaştırır. Savunma Bakanlığı harcamaları üzerinden tıp eğitimi meselesine gelirsek eğer, şimdi sayı karşılayabileceğimizden çok daha fazla. Şu anda maaşlarını nasıl ödeyeceğimiz konusunda sıkıntı yaşadığımız yaklaşık 3.000 askeri subayımız var. Notlar konusunda da Yüksek Öğretim Bakanı ile görüşeceğim ve nasıl olduğunu öğreneceğim.
Bestoon: Çok teşekkür ediyorum. Zamanınız nasıl geçti bilemiyorum. Şimdi sona geldik ve hislerinizi öğrenmek istiyorum. Zamanınız kalmadı, bu gençlerin karşısında nasıl bir zaman geçirdiniz?
Sudani: Öncelikle sana teşekkür ediyorum, çünkü bu ilk kez yapılan bir çalışma çünkü nadiren oluyor. Allah'ın izniyle tekrarlanacak. Böylesine açık bir diyalog, özellikle toplumumuzda böyle elit bir kesimle çok nadiren gerçekleşir. Bütün Iraklıları toplamışsınız, bu sizin ve Rûdaw’ın başarısı olarak sayılır. Umarım devam edersiniz. Bu görüşmeden ve bu konuklardan kesinlikle çok memnun kaldım. Size gönül rahatlığı ve geleceğe dair umutla kalın diliyorum. Allah'a şükür ülkemiz çok büyük doğal ve insani kaynaklarına sahip ve bunun üzerine yatırım yaparsak tüm sorunlarımızı aşabiliriz. Buna inancınız olsun, slogan ve söylemden uzak hiçbir sorunumuz yok. Çözülmesi mümkün olmayan bir sorun olduğunu, durumun umutsuz ve çözülemez olduğunu düşünmeyin. Bu sözleri emin olarak söylüyorum. Allah'ın izniyle kazanma şansımız var, iddiamızın kaynağı sizsiniz. Burada olan milli bir duygudur. Bu tür toplantıların tekrarlanmasını diliyorum. Programdan önce sizinle konuştum, bakan kardeşlerimle görüştüm, Kürdistanlı öğrencilerin başka illerdeki üniversitelere gitmesi yine diğer öğrencilerin Kürdistan’daki üniversitelerde okuması, yani eğitimlerini başka illerde tamamlamaları için yapmamız gereken şeyleri tartıştık. Bu bir yakınlaşma oluşturuyor, bir çeşit diyalog ortamı yaratıyor. Birbirlerinin dilini, kültürünü öğreniyorlar, umarım bunu tüm illerimizde başarabiliriz.
Bestoon: Bir Kürdistan vatandaşı olarak tüm vatandaşlarım adına, tüm Arap kardeşlerimizi ve üniversite öğrencilerini Kürtçe öğrenmeye, kültürümüzü tanımaya, barış içinde yaşayabilmemiz için aramızda köprüler kurmaya davet ediyorum.
Sudani: İnşallah.
Bestoon: Bitirmeden önce son bir şey daha var, programın formatına göre iki şahsiyetin ismini bize önermenizi istiyoruz, tecrübelerinize göre, sizden sonra programın konuğu kim olmalı ve bu koltuğa kimin oturması gerektiğini söyleyin. Bize iki kişinin ismini söyleyin, Iraklı da olabilir, Kürt de olabilir, komşu ülkelerden de olabilir ya da uluslararası şahsiyetler de olabilir ama siz onları ülkemizin öğrencilerinin karşısına oturmaya davet ediyorsunuz.
Sudani: Elbette herhangi bir resmi şahsiyet olabilir çünkü bir sorunumuz var, toplum ve siyasi sınıf arasında güven eksikliğimiz var. Bunun bir nedeni de medya imkanı olduğu halde açık bir diyaloğun olmamasından kaynaklanmıyor. Umarım resmi şahsiyetlerden konuklarla devam edersiniz, yasama ya da yürütme düzeyinde karar alma mekanizması içerisinde yer alan yetkililerle gelip bu tartışmaya katılır. Bir sonraki bölümün Bağdat'ta ve Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Neçirvan Barzani ile olması fena olmaz.
Bestoon: Peki, diğer bir şahsiyetin daha ismini istiyoruz, çünkü iki kişiyi meydana davet etmenizi istiyoruz.
Sudani: İkincisi Sayın Yüksek Yargı Konseyi Başkanı. Evet, evet.
Bestoon: Soktor Fayeq Zeydan...
Sudani: Ben gelmeden önce benimleydi, İçişleri Bakanlığı'nda bir konferanstaydım, uyuşturucuyla mücadele konusunda ilk yıllık kongredeydik, yanımdaydı. Bu programa geleceğimi söyledim, o da bunun çok önemli bir iş olduğunu söyledi.
Bestoon: Onun da katılması için bize destek olur musunuz?
Sudani: Evet, ben aracı olurum.
Bestoon: Sayın Neçirvan Barzani için de bize aracı olursunuz.
Sudani: Her ikisi için de aracılık ederim.
Bestoon: Bu sizin Bağdat'a sizin davetinizdir ve buna tüm Iraklı ve Kürdistanlı öğrenciler devetlidir. Dr. Fayeq Zeydan’ınki nerede olsun? Kürdistan'a gelsin burada yapalım.
Sudani: Erbil’de.
.