Musul’dan seçilen bir Türkmen parlamenterin Erbil’e bir faydası olmayacağını, Erbil’deki sorunları gündeme alamayacağını ifade eden Türkmen vekil Aydın Maruf, Irak Parlamentosu seçimlerinde Kürtler ve Hristiyanlar’dan da destek beklediklerini belirtti.
Kerkük’ün özerk bir bölge olmasından yana olduklarını belirten Maruf, “Kerkük’te Türkmenler, Kürtler, Araplar ve Hristiyanlar arasında tüm alanlarda ortak görev dağılımı yapılabilir. Şimdiye kadar Kerkük’e gelen tüm iktidarlar bu dengeyi sağlayamadılar” diye konuştu.
Maruf, referandum nedeniyle Erbil-Ankara ilişkilerinin kötüye gittiğini ancak gelinen aşamada yeni sürece girildiğini söyledi.
“Türkiye haklı olarak Sincar konusunda bir talepte bulundu” diyen Maruf, “Kısa sürede belki müdahale olmayacak ancak Irak seçimlerinden sonra bu konular konuşulacak” ifadelerini kullandı.
Aydın Maruf'un Rûdaw’ın internet sitesinde yayınlanan röportajı ...
Türkmenler, Irak Parmentosu seçimlerine Erbil’den “Irak Türkmen Cephesi” listeyle katılma kararı aldı. Irak seçimlerinin önceki yıllara oranla farkı nedir?
Her seçim önemli ancak bu yılki seçimlerde kendi içinde büyük önem taşıyor. Geçen yıla göre farklılıklar var tabi. Örneğin; IŞİD terör örgütünün Musul, Kerkük ve diğer bölgeleri işgal etmesi, 16 Ekim olaylarının ardından peşmergenin Kerkük’ten çekilmesi. Bazı bölgelerde peşmerge ile Irak ordusuyla çatışmanın yaşanması vs. Sonuçta bölgede 3-4 yıl içinde değişimler yaşanmasına neden oldu. Gelinen aşamada bu seçim hem Irak, hem tartışmalı bölgeler hem Kürdistan Bölgesi ve hem de bölgedeki diğer taraflar için büyük önem taşıyor. Biz Türkmenler sadece Erbil’de 2’si kadın 5 adayla seçime katılacağız. Kerkük’te ise koalisyon şeklinde birçok partiden oluşan “Kerkük Türkmen Cephesi” adı altında seçime katılıyoruz.
Erbil’deki adaylarınızı hangi kriterlere dayanarak belirlediniz?
Birçok siyasi parti ve kurumlarla istişare ederek adaylarımızı belirledik. Neticede 5 aday üzerinde anlaşarak, ITC adı altında 137 katılım numarasıyla Irak Parlamentosu’ndaki 15 sandalye için katılma hakkına sahip olduk. Adaylarımızın hepsi yüksek lisans, iyi ailelerden gelmenin yanı sıra toplumda saygın kişilerdir. Bununla birlikte 48 yaşın altında genç adaylara sahibiz.
Erbil’de sadece ITC adı altında seçimlere katılmamız Erbilliler ve Erbil’de yaşayan Türkmenler için avantajdır. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bununla birlikte sadece Türkmenlerden değil, Kürt halkından da bize destek verilmesini bekliyoruz. Neticede bir vekilimiz dahi Erbil’den Bağdat’a gitmesi halinde bu sadece Türkmenlerin değil tüm Erbil’i temsil edecek. Bu yüzden de birlik beraberlik temelinde seçime giriyoruz.
Partinizin, Irak Parlamentosu’nda kaç sandalyesi bulunuyor?
Irak Parlamentosu’nda geçmişte 7 sandalyaye sahipdik. Ancak Erbil’den üyemiz yoktu. Ne yazık ki 2003’ten beri 2 seçime katılmamıza rağmen parlamentoya giremedik. Bu defa ise 18 vilayette sadece Erbil’de ITC adına katlıyoruz. Bu da Erbil için büyük bir şansdır. Partimiz 24 Nisan 1995 yılında Erbil’de kuruldu. Bu yüzden seçimde tüm kesimlerden destek istiyoruz.
Irak Parlamentosu’nda önceki yıllarda Erbil’den temsil edilmeseniz de yine temsilcileriniz bulunuyordu. Mevcut aşamaya kadar Irak Parlamentosu’nda gerçek anlamda temsil edilmediğinizi mi düşünüyorsunuz?
Bu konu çok önemli. Erbil’den bir temsilin bulunması bu bölgede yaşayan Türkmenler için hayatı bir önem taşıyor. 2003’ten sonra Erbil Türkmenleri’ni parlamentoda temsil edecek üyeleri olmadı. Evet Irak Parlamentosu’nda Türkmen üyeler var ancak bunlar sonuçta seçildikleri bölgeleri temsil ediyor.
Bu Araplar ve Kürtler içinde böyle. Örneğin; Musul’dan seçilen bir Türkmen parlamenterin Erbil’e bir faydası olmaz. Erbil’deki sorunları gündeme alamaz. Irak Parlamentosu’nda Erbil’e 15 sandalye verilmiş bir sandalyede Hrisitiyanlar için kota. Bu yapılacak seçim dördüncü seçim ve mutlaka bir adayımızın seçilmesini istiyoruz. Erbil’de 400 bin Türkmen’in yaşadığını düşünüyoruz. Bunlar Kürt kardeşlerimizle birlikte yaşıyorlar. O zaman seçim günü ispatlamamız lazım.
Görüştüğünüz taraflar size desteklerini sundu mu?
Evet özellikle halkımızdan destek aldık. Partimiz özellikle son 4 yılda geniş bir yelpazeyle tüm kesimlerle irtibata geçti. İlişkilerimizi geliştirmeye çalıştık. Parlamentodaki toplantılarda desteğimizi sunduk. Bizde gelinen aşamada da tüm taraflardan destek bekliyoruz.
Seçim sloganınız...
“Hep birlikte Erbil için” biz Erbil’deki Hristiyanların da aralarında bulunduğu, her kesimden destek bekliyoruz. Erbil kardeşçe yaşanan bir şehir ve tüm dünyayada örnek olmuş bir kenti Bağdat’ta ve tüm dünyaya bunu göstermemiz gerekiyor. Bizim tek kaygımız seçimde usulsüzlüğün yapılmasıdır. Umarız böyle bir durumla karşılaşmayız. Umarız Irak Yüksek Seçim Komisyonu ciddi bir şekilde çalışır.
16 Ekim olaylarının ardından Kerkük, Irak ve Heşdi Şabi güçlerinin kontrolüne girdi. Kentte meydana gelen olaylarda mağdur tanıklar, özellikle Şii Türkmenlerden oluşan Heşdi Şabi mensuplarının kentteki kundaklama ve yağmalarda etkin rol aldığını belirtiyor. Gelinen aşamada söz konusu olaylar Türkmenlerin lehine mi, aleyhine mi oldu?
Biz Türkmenler her zaman barıştan yana olduk. Irak, Kerkük ve Erbil’de hiçbir zaman savaştan yana olmadık. Osmanlı İmparatorluğu Irak’tan çekildikten sonra 1926’dan yani kraliyetten itibaren Irak’a gelen tüm yönetimler her zaman Türkmenlere baskı oluşturdu. Bölgede etnik gruplar arasında kışkırtmayla Türkmenleri yok etmeye çalıştılar. Geçen sürede de yönetime gelenlerin hepsi yapmıştır. Sorunuzda “16 Ekim’den” sonra dediniz. 16 Ekim’den önce de Türkmenler için iyi bir şey olmadı.
Türkmenler her zaman geride kaldı. Partimiz Kerkük’te özerk bir bölge olmasından yana ve bunu her zamanda dillendirdik. Bütün etnik grupların siyasi oluşuma eşit bir şekilde katılmasını istiyoruz. Başta Türkmenler olmak üzere de Kürtler, Araplar ve Hristiyanlar yani 3 ana unsur mutlaka tüm alanlarda ortak görev dağılımıyla çalışabilir. Şimdiye kadar Kerkük’e gelen tüm iktidarlar bu dengeyi sağlayamadılar.
Kerkük’teki durum şu anda bizim için daha zor. Her geçen gün de daha çok zorlaşıyor. 16 Ekim’den önce ve sonra da Türkmenler şehit edildi. 16 Ekim olaylarının ardından 30’a yakın insanımız şehit edildi. Zanlılar ise henüz belirlenmedi. Bunların amacı ise kışkırtma ortamı yaratmaktır.
Irak ve Heşdi Şabi güçlerinin Kerkük’e girmesiyle, çok sayıda kişi bölgeyi terketmek zorunda kaldı. Bunların içinde özellikle referanduma destek veren Türkmenlerde bulunuyor. Söz konusu Türkmenlerle hiç görüşüldü mü? Sonuçta bir baskı soz konusu...
Baskı veya işkence, kimin tarafından gelirse gelsin karşıyız. Bu tür davranışlar demokrasi ve insanlık dışıdır. Yasalar çerçevesinde de herkes görüşlerini dile getirmekte özgürdür. Erbil ile Bağdat arasında yaşananlar siyasi çekişmedir. Bu çekişmelerde geçmişe dayalıdır. Irak’ı yönetenler geçmişten beri adil bir siyaset yürütemediler. Osmanlı’dan itibaren de adil bir siyaset yürütülmedi. Bölgedeki kastım tartışmalı bölgelerde sürekli etnik çatışmaları söz konusudur.
Bölgede etnik gruplar arasında kardeşlikten söz edilse de sürekli şiddetli çatışmalarda yaşanıyor. Bu da halktan değil, siyasi gruplar arasında yaşanan çekişmelerin sonucudur. 16 Ekim olaylarının öncesinde yaşananlardan Kürt hükümeti sorumluyken 16 Ekim sonrasında yaşananlardan da Irak hükümeti sorumludur.
Sorumun cevabını tam olarak alamadım! Kerkük’te referanduma destek veren Türkmenlere yönelik yapılan baskılara karşı bir çaba gösterdiniz mi?
Her kim bu söz ettiğiniz davranış ve baskılarda bulunursa adaletli bir durum değil ve buna karşıyız. Bu Musul ya da Telafer’de de olabilir, yapılan tüm baskılara karşıyız.
Referandumun ardından Ankara-Erbil ilişkilerinde kopukluk yaşandı. Ankara’ya yakınlığıyla bilinen partinizin iki taraf arasında ilişkilerin düzeltilmesi konusunda bir çabası var mı?
Tabii, Türkiye bölge içinde önemli bir konuma sahiptir. Türkiye özellikle 1991’den beri başta Irak olmak üzere siyasi, ekonomik ve diplomatik açısından başta Irak Kürdistan Bölgesi olmak üzere ayırım yapmaksızın tüm bileşenlere destek olmuştur. Zor günlerde bizim ve halkımızın yanında olmuştur. Bu bir gerçektir. Iraklı Türkmenler olarak hem Irak hem de Irak Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerin iyi olmasını çok istiyoruz. Geçmişte çok iyi ilişkilere sahip olan iki tarafın ilişkilerinin iyi olması umudunu taşıyoruz. Referandum nedeniyle ilişkiler kötüye gitti ancak şu anda yeni sürece girmiş bulunuyoruz. Mevcut süreçte de ilişkiler iyiye doğru gidiyor. Biz Türkmenler Erbil - Bağdat ve Ankara arasında iyi ilişkilerin olmasından yanayız.
Ankara’nın Şengal’e müdahalesi söz konusu. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Türkiye ile Irak arasında özellikle yaşanan bir olay. Türkiye haklı olarak Sincar konusunda bir talepte bulundu. Çünkü orada yasadışı gruplar var hem Türkiye’yi hem de orada yaşayan insanları tehdit oluşturuyor. Kısa sürede belki müdahale olmayacak ancak Irak seçimlerinden sonra bu konular konuşulacak.
Irak seçimlerinin ardından mevcut durumun düzeleneceğini düşünüyor musunuz? Nitekim birçok kesim seçimlerden sonra durumun daha çok karışacağı görüşünde...
Geçmişten beri çok olumsuzlar yaşandı. Yaşananlar Türkmen, Arap, Kürt, Sünni ve Şiileri de etkiledi. Temmennimiz, seçimden sonra durumun normaleşmesidir. Irak halkı gerçekten çok zorluk çekti. Artık durumun düzelmesini istiyor.
Partiniz Kerkük’te farklı, Erbil’de farklı bir politika yürütüyor. İki taraf arasında dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Siyaset zor. Bu dengeyi korumak ise çok daha zor. Bu bizim kaderimiz sanki, çok zorlanıyoruz. Ama sonuçta ITC’nin merkezi bir siyaseti var. Bizim genel merkezimiz Kerkük’tedir. Erbil-Bağdat- Kerkük arasında da dengeyi sağlamak zorundayız. Merkezimizden yürütülen siyaseti yürütüyoruz. Şahsım olarak çok zorlandığımı belirtmek isterim.