Petraeus, Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde düzenlenen ‘Türkiye’nin Bölgesindeki Rolü’ başlıklı toplantıda, Türkiye-ABD ilişkilerinin yakın geçmişte yaşadığı gerilime ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Gerilimin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad nedeniyle başladığını savunan eski CIA başkanı şöyle dedi: “2012’de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve müthiş bir ortak olan Hakan Fidan’la görüşmemizi hatırlıyorum da, ABD’nin çok temkinli, tereddütlü hareket etmesinin yol açtığı çok açık bir hayal kırıklığı vardı.
“Petraeus, dönemin ABD başkanı Barack Obama’nın Suriye’de kimyasal silah kullanımını ‘kırmızı çizgi’ diye nitelediğini hatırlatarak, Bunu, ABD Yönetimi’nin ‘kırmızı çizgi’ olarak nitelendirdiğinin aslında kırmızı çizgi olmadığının oraya çıkışı izledi” ifadesini kullandı.
‘Türkiye’nin Önerileri Ciddiye Alınmalı’
Eski CIA başkanı, bir diğer ihtilafın Suriyeli Kürtler konusunda yaşandığını söyledi. Petraeus, Suriye’deki Kürtlerin IŞİD’e karşı mücadelede ‘çok iyi savaşçılar’ olduğunu söylese de, PYD’yi ‘ABD’nin terör örgütü olarak tanıdığı PKK’nın kuzeni’ diye nitelendirerek, “Bu gerilimin diğer bir sebebi” diye konuştu. Petraeus, Türkiye-ABD ilişkilerinde yakınlaşma sinyalleri olduğuna da işaret ederek, “Suriye’de daha fazla kan akmasının nasıl önlenebileceği hedefine odaklanılmalı. Türkiye bu konuda çok somut öneriler sundu, bu önerilerin çok ciddiye alındığını düşünüyorum” dedi.
‘Rakka’da Hassasiyet Büyük’
Eski CIA başkanının Rakka operasyonuyla ilgili şu sözleri dikkat çekti: “Edindiğim bilgilere göre büyük bir hassasiyet var, Rakka’nın bir Kürt kenti olmadığı ve bu nedenle Kürtler tarafından kurtarılamayacağı anlayışı var. Askeri anlayışa göre ‘tutamayacağın toprağı kurtarmamalısın.”