USCIRF Başkan Yardımcısı Nadine Maenza ve Komisyon üyesi Anurima Bhargava tarafından kaleme alınan Newsweek’te yer alan makalede, “Dünya pasif bir şekilde izledikçe, Türkiye şu anda bir kez daha kuzeydoğu Suriye’yi işgal etmeye hazırlanıyor” denildi.
Yazıda, “ABD ve uluslararası toplumun Türkiye’nin Suriye’deki dini özgürlük üzerindeki eylemlerini (özellikle Ezidiler, Hıristiyanlar ve Kürtler) sonuçlarını dikkate almak ve çok geç olmadan harekete geçmek zorundadır” ifadelerine yer verildi.
IŞİD’in “yıkıcı ve soykırımcı” saldırıları ile karşı karşıya kalan Ezidilerin bu defa da Suriye’de “bir NATO müttefikinin elinde” acı çektiğine dikkat çekilen yazıda, “Türk ordusu ve Türk destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), 2018’in başlarında Efrin’den başlayıp bu güne kadar devam ederek Kuzey Suriye’nin büyük bir kesimini işgal ederek diğer savunmasız azınlıklara karşı şiddet uyguladı” sözlerine yer verildi.
Sadece üç ay önce, Nisan 2020’de Basufan köyündeki Ezidi türbesinin ÖSO grubu tarafından yerle bir edildiğine ve Ezidilerin yüzde 80’inin bölgesini terk etmek zorunda kaldığı bilgisine yer verilen yazıda şu tespitlere yer verildi:
“Aynı dönemde insan hakları örgütleri, Birleşmiş Milletler ve yerel kaynaklar, bölgedeki Ezidi, Hristiyan ve Kürt azınlıkların maruz kaldığı taciz ve travmaları belgeledi. Türkiye işgalini Ekim 2019’da daha geniş bir alanda genişlettiği için, ÖSO müttefikleri de kalan sivillere karşı şiddeti artırdı. Bu temelde cinayet, tecavüz ve kaçırma raporları ortaya çıkmaya devam ediyor.”
ABD Uluslararası Din Özgürlükler Komisyonu’nun (USCIRF) 10 Haziran’da Rojava’daki koşulları rapor şeklinde beyan ettiğine dikkat çekilen yazıda, Türkiye destekli ÖSO gruplarının “kuzey Suriye’de tam bir etnik, dini ve demografik yıkım sürdürdükleri” ve böylece “insani suçlar” işledikleri belirtildi.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ve ABD’nin yardımıyla Rojava Özerk Yönetimi idaresi altında IŞİD’e karşı savaşta 11 bin kayıp vererek savaştığı bilgisine yer verilen makadelede, Türkiye’nin Özerk Yönetimi hedef haline getirdiği ifade edildi.
USCIRF’in 2020 Faaliyet Raporu’nda, Özerk Yönetim yetkilileri Müslüman, Hıristiyan, Ezidi ve diğer farklı dini grupların inançlarını özgürce yaşadıkları ve dini kimliklerini ifade etmelerine izin verdiğine değinilen yazıda, “Orada, Suriyeli vatandaşlar, vicdanlarına göre ibadet edebilir, istediği inancı seçebilirler; bu da uzun süredir dini baskılarla boğulmuş bir bölgede olağanüstü bir durumdur” denildi.
“ABD, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarının sadece Kürt muhaliflerini tehdit etmediği gerçeğini açıkça tanımalı” diyen Anurima Bhargava, Nadine Maenza, yazıda, “Bu durum Suriye’nin kuzeydoğusunda dini özgürlük için açık ve mevcut bir tehlikeyi temsil ediyor. Trump yönetimi dini özgürlüğü açık bir dış politika önceliği haline getirdi; Suriye’nin kuzeydoğusunda dini özgürlüğü korumak bu önceliği uygulamaya koymak için çok önemlidir” dedi.
Ttrum yönetimine, Rojava Özerk Yönetimi’ni “meşru, yerel bir yönetim olarak kabul edip yaptırımlardan muaf tutarak ilişkilerini geliştirmeye çağran USCIRF Başkan Yardımcısı Nadine Maenza ve Komisyon üyesi Anurima Bhargava, ortak makalde şu sözlere yer verdi:
“Bu durum daha önce var olan ABD ile SDG arasındaki ortaklığı tamamlayacaktır. ABD ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254’üncü kararına göre, ‘Suriye’deki çatışmayı sona erdirmek için çatışmaların ardından Suriye ile ilgili tüm müzakerelere Özerk Yöneti’nin dahil edilmesini talep etmelidir. Buna ek olarak, ABD, özellikle Suriye’nin kuzeydoğusundaki varlığının yol açabileceği feci sonuçları göz önüne alarak Türkiye’yi Suriye’den çekilmesi için bir zaman çizelgesi belirlemeye zorlamalıdır.”