Afrin’in Türkiye ve güdümündeki silahlı grupların denetimi altına girmesinin ardından tablonun Kürtler açısından iç açıcı olmadığı kaydedilen açıklamada, son 5 yılda bu güçler 300 binden fazla Kürd'ü o bölgeden sürüldüğü, ağaçlarına, arazilerine, mallarına el konulduğu kaydedildi.
Rudaw'ın yer verdiği haberinde, tehlikeli eylemlerden biri de o bölgedeki demografik değişim için sistemli bir çalışma yapılıyor olması.
Habere göre Katar, Kuveyt ve Filistin'deki bazı dernek, kurum ve kuruluşlar da bu süreçte katılımcı, destekçi ve yardımcı konumunda bulunduğu belirtiliyor.
Konuya ilişkin konuşan araştırmacı Walid Bekir, şu ana kadar Afrin’de 48'den fazla yerleşim yerinin kurulduğunu söyledi. Örnek olarak da Şadere, Qaziqli, Çiyaye Parse Xatûne ve Evraze köylerinde kurulan yerleşim yerlerini gösterdi.
Aynı konuyla ilgili Filistinli bir siyasetçi de Filistin hükümeti olarak, bazı Filistinli örgüt ve kurumlar tarafından Afrin’e yeni yerleşim yerleri kurulmasına karşı olduklarını söyledi.
Filistinli yazar ve siyasetçi Muhammed Jarade, "Biz Filistinliler, Filistin Dışişleri Bakanlığı'nın Afrin bölgesinde Filistin dernekleri tarafından inşa edilecek herhangi bir binanın reddedilmesi tutumuna katılıyoruz. Biz Filistinliler, Filistin Dışişleri Bakanlığı'nın tutumuna dayanarak bunu reddediyoruz. Biz Filistinliler, barış içinde yaşamak ve iç işlerine karışmamak bağlamında tüm bölge sakinlerinin taleplerine saygı duyuyoruz. Çünkü aksi bir durum onların iç işlerine müdahale olur ve desteklediğimiz demokrasiye zarar verir” dedi.
Türkiye "Zeytin Dalı" isimli harekatı, 20 Ocak 2018'de silahlı grupların katılımıyla başlatmıştı. Aynı yıl 18 Mart'ta, 58 gün süren çatışma ve bombardımanın ardından Afrin, Türkiye’nin denetimine girdi ve o günden beri bölgede yağun insan hakları ihlalleri görülüyor.