Christopher Phillips: Putin: Kürtlerle olan anlaşmasına sadık kalmayabilir

Rojava\'ya yapılan Türk saldırıları yeni ortaya çıkan güvenlik tehditleri tarafından değil, jeopolitik hesaplamalar tarafından yönlendiriliyor.
07.06.2022, Sal - 13:07
Christopher Phillips: Putin:  Kürtlerle olan anlaşmasına sadık kalmayabilir
Haberi Paylaş

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye\'nin Tel Rıfat ve Münbiç\'i Kürt \"teröristlerden\" temizlemek için yakında Rojava’ya askeri harekat yapılacağını duyurdu. Bu, Ankara\'nın altı yıl içinde bölgeye yaptığı dördüncü askeri harekat olacak. Daha önce olduğu gibi, Erdoğan şu anda bu bölgeleri kontrol eden Kürt milisleri ihraç etmeye ve onların yerine Türkiye yanlısı Suriyeli isyancı güçler koymaya ve kasabaları Türkiye sınırı boyunca bağımlı rejimlere dönüştürmeye çalışacak.

Yurtiçinde, iktidarda geçirdiği yirmi yılın ardından Erdoğan\'ın popülaritesi azalıyor.2023\'te yapılacak hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Ekonomi mücadele ederken, Erdoğan\'ın elinde tuttuğu 3,6 milyon Suriyeli mülteciye yönelik düşmanlık artıyor. Erdoğan, Rojava’da YPG\'ye karşı bir hareketin bu iç baskının bir kısmını hafifletebileceğini umuyor.

YPG/PKK karşıtı operasyonlar, özellikle Erdoğan\'ın geri kazanmak istediği milliyetçiler arasında genel olarak iyi karşılanıyor.

Erdoğan\'ın hareketini kolaylaştıran değişen uluslararası durum da aynı derecede önemli. Türkiye, Suriye ihtilafında önemli bir dış oyuncu olmakla birlikte, hava sahasını kontrol eden hem Rusya\'ya hem de ABD\'ye tabidir. Geçmişteki Türk işgalleri ve YPG\'ye yönelik operasyonlar ancak Moskova\'nın veya Washington\'un onayı ile mümkün olmuştur. Yine de her ikisi de farklı nedenlerle daha fazla saldırıya karşı çıktılar ve Erdoğan\'ın Türkiye-Rojava sınırı boyunca 30 kilometrelik devasa bir tampon bölge inşa etme planını kesinlikle onaylamayacaklardır.

Ancak ikisinin de Tel Rıfat ve Münbiç\'in ele geçirilmesine ciddi şekilde itiraz etmesi beklenmiyor.

Peki Ne değişti? Tek kelimeyle: Rusya Ukrayna ile yorucu çatışma nedeniyle dikkati dağıtıyor ve Suriye\'den bazı güçlerini çekiyor.Bu nedenle Suriye Kürtleriyle 2019\'da Türkiye\'yi Menbiç\'in dışında tutmak için anlaşmaya varmasına rağmen Türkiye\'nin harekâtına ciddi şekilde direnemiyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Erdoğan\'ın Rusya\'nın zayıflığını bu şekilde ortaya çıkarmasını hoş karşılamayacak olsa da,Türkiye\'nin Ukrayna konusundaki ihtiyatlı duruşunu sürdürmesine ihtiyacı var ve muhtemelen Moskova\'nın Suriyeli Kürtlerle olan anlaşmasını feda etmeye istekli olacak. Moskova ayrıca Türkiye\'nin, kendisinin ve müttefiki Esad rejiminin savunacak güçlü bir konumda olmadığı daha değerli İdlib bölgesindeki çatışmayı yeniden alevlendirmektense Kürt topraklarını bölmeyi tercih eder.

Washington\'un IŞİD\'i yenmek için desteklediği YPG ile müttefik olduğu düşünülürse, ABD daha zor bir konumda Erdoğan en son 2019\'da saldırdığında,ABD kamuoyu Beyaz Saray\'ın müttefiğini yalnız bırakması Trump’u ABD\'de tepkilerin hedefi haline getirmişti.

Ancak ABD\'nin öncelikleri değişti ve Erdoğan bunu biliyor. O da Ankara\'nın Ukrayna konusunda görece tarafsızlığını korumak istiyor ve Türkiye\'nin Rusya\'ya daha fazla yaklaşmasını kesinlikle istemiyor. Üstelik Washington, sürgündeki PKK üyelerini Türkiye\'ye iade etmeyi reddetmelerine ve Ankara\'nın 2019 saldırısına itirazlarına dayanarak, Erdoğan\'ın İsveç ve Finlandiya\'nın NATO\'ya katılmasına karşı muhalefetini bırakmasını istiyor.

Erdoğan güçlü bir konumda olduğunu biliyor ve nihayetinde bu yeni üyeleri kabul etmek için Washington\'dan F-35 savaş uçağı programına geri dönmeyi talep edebilir..

Uygun bir zamanda uluslararası alanda Erdoğan\'ın ülke içindeki popülaritesini artırmaya yönelik bu tür saldırılar, öngörülebilir bir model haline geliyor.

2019\'da Türkiye, Erdoğan\'ın AK Parti\'sinin mülteci karşıtı duyguların yükseldiği İstanbul ve Ankara\'daki kilit yerel seçimleri kaybetmesinden birkaç ay sonra Barış Pınarı Harekatı\'nı başlattı. Operasyon, cumhurbaşkanının popülaritesini artırdı ve hedeflenen iki milyona yakın Suriyeli mültecilerin taşınabileceği bir alan yarattı.

Zeytin Dalı Harekatı’da,Erdoğan’ın yine iç siyasette tıkandığında Efrine saldırdı.İç siyasetle öyle bir bağ kurdu ki AK Parti,işgalin ardından aldığı oy artışının ardından, “Rojava’daki ve başka yerlerdeki gelişmelerin ivedi hale getirdiğini” belirterek, seçimleri Haziran 2018\'e erteledi.

Yine saldırıyı dış oyuncular, bu sefer Rusya kolaylaştırdı.Putin, Moskova\'nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad\'ın yıl içinde İdlib, Şam ve güneyi ele geçirmesine yardım ettiğinde Türkiye\'nin sessiz kalması karşılığında Türkiye\'nin Suriye hava sahasına girmesine izin vermeyi kabul etti.

Aynı model, 2016\'da Türkiye\'nin İŞİD\'e karşı ve aynı zamanda ilerleyen Kürtleri kesmeyi de amaçlayan bir operasyon olan Fırat Kalkanı\'nı başlattığı zaman da yaşandı. Yine buna iç ve dış siyaset öncülük etti. Yurtiçinde, Erdoğan birkaçay önce bir askeri darbe girişimiyle yüzleştikten sonra kaslarını esnetirken, uluslararası alanda, Halep\'teki isyancılara desteği keserse Türkiye\'nin kuzeyde toprak almayı kabul eden ve Esad\'ın Suriye\'yi ele geçirmesine izin veren Rusya ile anlaşmaya varıldı.

Kısacası, Türkiye\'nin işgallerinin Suriye\'deki olaylarla çok az ilgisi var ve Erdoğan\'ın söylemine rağmen, yeni ortaya çıkan herhangi bir güvenlik endişesi tarafından yönlendirilmiyor. Bunun yerine,Rojava’daki Kürtlerin kontrolündeki bu bölgeler Erdoğan\'ın kum torbası haline geliyor: Uluslararası koşulların izin vermesi koşuluyla, iç gündemine uygun olduğunda vurabileceği alanlar. Bu durumun, Türkiye cumhurbaşkanı iktidarda kaldığı sürece değişmesi olası görünmüyor ve Suriye sınırındaki birçok bölge hala YPG kontrolü altındayken, gelecekte saldırılar olması muhtemel görünüyor.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 5027 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:48:58