Rojava Özerk Yönetimi’nin çatı yapılanması olan Demokratik Suriye Meclisi geçtiğimiz Aralık ayında 4'üncü olağan kongresini gerçekleştirmiş ve eş başkanları değişmişti.
Riyad Dirar ve Emine Omer’in yerine Arap asıllı Mahmud El-Meslet (Deham Abdulaziz) ve Afrinli Leyle Qereh Man seçilmişti.
Arapların bölgedeki en büyük aşireti olan Ciburi aşireti mensubu olan Mahmud El-Meslet, 1974’de Heseke'de dünyaya geldi. Uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans yapan El-Meslet ABD’deki Ohio Üniversitesi ve Oberlin Üniversitesi'nde akademisyenlik yaptı.
El-Meslet, Rûdaw TV’de yayınlanan özel bir röportajda, Suriye ve Rojava’da yaşanan gelişmeler, mevcut durum ve Suriye krizinin çözümü gibi konularda açıklamalarda bulundu.
Neden ABD’den geri döndü?
ABD’den Suriye’ye dönüşünü ve böyle bir görev üstlenmesini “şaşılacak bir şey yok çünkü ben Suriyeliyim, bu ülke benim ülkem ve burada derin bir geçmişimiz var” şeklinde yorumlayan El-Meslet, “Buradaki siyasi sürecin, güvenliğin ve huzurun bir parçası olmak benim görevim” diye konuştu.
Bölgedeki toplulukların içinde barındığı tek askeri bileşenin Demokratik Suriye Güçleri olduğunu dile getiren Mahmud El-Meslet, “Bütün taraflar bu gücün şemsiyesi altındadır. Kendimizi dağıtmak istemiyoruz; Yollarımızı parçalamak istemiyoruz. Biz bu yapının içerisindeyiz ve her zaman gölgesinde kalacağız” ifadelerini kullandı.
Neden Suriye muhalefetini tercih etmedi?
Mahmud El-Meslet, neden Suriye muhalefeti değil de DSM’yi tercih ettiği sorusuna, “Doğusu ki Özerk Yönetim ve Demokratik Suriye Meclisi’nin Suriye'nin geleceği konusunda net ve ileri görüşlü bir vizyonu var. Özerk Yönetim benim için bir tercih meselesi değil, onlar devrim çerçevesinde ve zaman içinde kazanımlarını korudular, toplumsal barışı korudular ve halkımızı korudular. Biz de bu yönetimin ve Demokratik Suriye Meclisi’nin bir parçası olmadan duramazdık” yanıtını verdi.
El-Meslet, “Özerk yönetim biziz, biz de onlar. Onlar bizim akrabalarımız. Başka bir gezegenden gelmediler, bu yüzden Özerk Yönetim’i neden seçtiğime dair soru sorulmasını tuhaf buluyorum! Tam tersine ülkemi seçtim; Halkımı seçtim; Bölgeyi seçtim" diye ekledi.
Suriye muhalefetinin hem faaliyetlerinin hem de fikirlerinin dağınık olduğunu belirten Mahmud El-Meslet, “Suriye'nin geleceğinde bir parçası olmak istediğim yol ve düşünceye sahip değiler” yorumunu yaptı.
Özerk Yönetimin, Suriye'nin topraklarının ve halkının birliğine inandığını ifade eden MSD Eşbaşkanı El-Meslet, “Ancak Suriye'nin geleceği için de bir proje olabilir. Çünkü tüm Suriyelilere hizmet verebilecek ulusal projedir” dedi.
Türkiye ve Suriye krizinin muhataplarına çağrı
“Biz bölünmüş bir ülkeyiz” diyen MSD Eşbaşkanı, mevcut durumda Türkiye, Rusya, İran ve ABD’nin Suriye topraklarının bir bölümünü kontrol ettiğini söyledi.
Türkiye destekli silahlı grupların kontrolü altındaki Afrin ve Sare Kani ve diğer bölgelerde halkın evlerine geri dönmesine yardımcı olmaya çalışacaklarını kaydeden El-Meslet, “Ben diyaloğa açığım, intikam kültürüne değil diyalog kültürüne inanıyorum. Barış ve istikrarın tesisi için gerekirse Türkiye ile gerekirse diğer ülkelerle ve tüm taraflara diyaloğa hazırım” diye konuştu.
“Ben birçok devletle bağlantısı olan siyasi bir şahsiyetim” diyen Mahmud El-Meslet, “Bu ilişkiler Türkiye ile de olur başka ülkelerle de. Hangi ülke barışın ve diyaloğun tesis edilmesine yardımcı olmak isterse biz de buna hazırız. Fakat ne Türkiye'de ne de Türkiye dışında hiçbir kurumla bir bağlantı kurmadım” dedi.
Şam ile diyalog
El-Meslet, “Diyaloğun kendisi bir fırsattır. Bu fırsat tüm Suriyeli topluluklar içindir. Daha önce de söylediğim gibi Şam'a diyalog ve barış çağrısında bulunuyoruz. Şam, Suriye'nin bir parçasıdır ama yine de dikkate alınması gereken uluslararası yasalar var” ifadelerini kullandı.
Mensubu olduğu Ciburi aşiretinin her zaman huzurun koruyucusu olduğunu belirten El-Meslet, “Allah'a şükür, Irak'ta, Suriye'de, Suudi Arabistan’da ve diğer ülkelerde Ciburi aşireti içinde pek çok aydın, yetenekli insan ve lider var. Aşiret düzeyinde ve ulusal düzeyde barışçıyız, Suriye içinde ve dışında güvenliğe, barışa ve sosyal güvenliğe katkıda bulunacak her türlü olumlu adım için bir aradayız” dedi.
Kürdistan Bölgesi ile ilişkiler
Cibur aşiretinin Kürdistan Bölgesi ve özellikle de Barzani ailesi ile tarihi ilişkileri olduğunu kaydeden Mahmud El-Meslet, “Kürdistan Bölgesi bizim devamımızdır, onlar bizim akrabalarımızdır ve bizim için önemlidirler. Ayrıca Barzani ailesi ile, Mele Mustafa Barzani (Allah rahmet etsin) döneminden bu yana köklü bir ilişkimiz var. Sayın Mesud Barzani’yi de bir ağabey, bir baba ve bir lider olarak gördüğü belirtmek istiyor ve buradan kendisine selam gönderiyorum” şeklinde konuştu.