PDK-S Danışma Komitesi üyesi, hukukçu Adnan Murad’ın yaptığı açıklamaya göre konut inşa çalışmasının genişletildi.Adnan Murad ayrıca; Efrin’de bazı kişilerin topraklarını konut alanları için sattığını, bunun da endişe verici olduğunu kaydetti.
Yerleşim yerlerine ek olarak okul, dini öğreti eğitim merkezleri de bölgede inşa ediliyor.Ayrıca radikal fikirler okullarda ve radikal cihatçı gruplara bağlı merkezlerde de işleniyor.
Dini derneklerin, okulların ve merkezlerin inşası, “Beyaz Eller” gibi Türkiye kökenli kuruluşlar Katar, Kuveyt ve Filistin menşeli İhvan dernekleri, Efrîn’deki grupları finanse eden ana kollarıdır. Bu derneklerden bazıları El-Eyş Bîkerama, Ayadî El-Beyda, Xûza El-Beyda, Katar-Türkiye Beyar Derneği ve Katarlı Eta Bîla Hidûd’dur.
Kürt nüfus oranı yüzde 25’lere düştü
Efrîn, Türkiye ve paramiliter güçlerin kontrolüne geçmeden önce Kürt nüfusunun yüzde 95’in üzerindeydi. Bu oran yüzde 25’lere kadar düştü. Zorunlu göçü insanlığa karşı suç sayan uluslararası hukuka rağmen, sessiz kalındı. 1988 tarihli Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 6, 7 ve 8. maddelerine göre, geniş kapsamlı veya kasıtlı saldırılar sırasında, sakinlerin sınır dışı edilmesi veya zorla geri gönderilmesi ceza gerektiren bir suç sayılıyor.
8 binden fazla kişi kaçırıldı
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün açıkladığı belgelere göre, Efrîn’de 4 yıllık süreçte 8 bin 63’ten fazla kişi kaçırıldı, 655’ten fazla kişi hayatını kaybetti. Kaçırılanların 90’ı işkence sonucu hayatını kaybetti. Açılan ateş sonucu 696’dan fazla kişi yaralandı. 60’tan fazla tarihi eser, türbe ve ibadethane yerle bir edildi. Efrîn’deki demografik değişim kapsamında, Türkiye’de kurulan ve sınır ötesinde Türkiye kontrolünde olan bölgelerde faaliyet gösteren dernekler, İhvan örgütleriyle işbirliği içinde Türkmen ve Arap yabancıları ve paramileter grupların ailelerini barındırmak için kontrol noktaları kurdu