Rûdaw TV’de yayınlanan 19:00 bültenine katılan Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Kamuran Haco, Rojava’da Kürt tarafları arasındaki müzakere sürecinden ve bunun diğer güçler için öneminden, ayrıca diyaloğun kesintiye uğramasının sebeplerinden bahsetti.
Haco, birlik için gerçekleştirilen diyaloğun öncelikle Kürtlerin ve sonra süper güçlerin menfaatine olduğunu belirterek, “Kürt taraflar bu diyaloğun başarıya ulaşması için neler yaptıklarını kendilerine sormalı" diye konuştu.
Haco, “İlk günden beri dedik ki biz hazırız. Biz yolu kapamadık ve saldırmadık. Bu şekilde ittifak olacaksa, bir yere varamayız. Zihniyet değişmeli. Tarafların menfaatlerine değil, tüm Kürtlerin menfeatleri üzerine bir zihniyet olmalı. Eğer bu zihniyetle yaklaşırsak, güzel şeyler yapılır. Hiç bir zaman şimdiki gibi bir fırsat Suriyeli Kürlerin eline geçmemiştir ve hiç bir kazanım elde etmeden bu fırsat elimizden kaçabilir" dedi.
Bu konuda tek bir tarafı suçlamak istemediğini dile getiren Haco, geçmiş dönemde yaşanan bazı olayların ittifak ve diyalog ruhuna aykırı olduğunu söyledi.
Haco, “Bu yüzden kendimize sormalıyız acaba Amerika'yı ümitsizleştiriyor muyuz yoksa ittifakın oluşması için yardımcı mı oluyoruz" diye konuştu.
ABD’de yaşanan yönetim değişikliğinin ardından diyaloğun kesintiye uğradığını anlatan Kamuran Haco, “Gözlemci taraf burada değil ve döndüklerinde adımlar atılır. Dolayısıyla sadece zaman kazanmak için adım atmıyorlar. Kürtler arasındaki diyaloğun onların da stratejik çıkarlarına olduğunu görüyorlar” ifadesini kullandı.
Kamuran Haco, Rusya'nın Kürt meselesinde ABD ve Suriye’den farklı düşündüğüne dikkat çekerek, “Ruslardan duyduğumuz şey Kürt halkını destekledikleri şeklindedir. Ancak nasıl bir biçimde; federalizm mi istiyorlar ya da sadece siyasi ve kültürel hakları mı savunuyorlar, bunu da Suriyelilere bırakıyor. Ancak her zaman Kürtlerin haklarını desteklediklerini belirtiyorlar” dedi.
ENKS Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Haco, Suriye’deki Kürt soru konusunda ABD ve Avrupa'nın aynı yaklaşımı sergilediğini belirterek, "Demokratik bir Suriye'den bahsediyorlar, çok açık bir şekilde demokratik bir Suriye'de hiç bir ana bileşenin haklarının gözardı edilmemesi gerektiğini ifade ediyorlar” diye konuştu.