Suriye\'deki Kürtler, ilk olarak 1970\'lerde Suriye hükümeti tarafından uygulanan ve şu anda Türkiye tarafından tamamlanan uğursuz (kara)demografik değişimin onlarca yıldır acısını çekiyorlar.
Rojava Kürdistan’ında ki Kürtlere karşı demografik değişim projesi, şimdiki Suriye rejimi lideri Beşar Esad\'ın babası eski Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad’a ve Baas\'ın iktidar partisi dönemine kadar uzanıyor.
“Arap Kuşağı” nedir?
24 Haziran günü, Arap Kuşağı projesinin Suriye hükümeti tarafından Baas Partisi\'nin aldığı bir kararla Suriye\'nin kuzeydoğusundaki Haseke Valiliği olan Cezire bölgesindeki şehir, kasaba ve köylerde uygulanmasının 48. yıl dönümü idi.
1960\'ların başında Suriye istihbaratı ve iktidardaki Baas Partisi, Rojava’nın Türkiye sınırındaki Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerden Kürtleri tahliye edip, Arapları buraya getirip; Kürtleri, Haseke Valiliği\'nin güneyine gönderdi. Rakka ve Halep kırsalından getirdiği arap aileleri ise Kürtlerin yerlerine yerleştirdi
Arap Kuşağı Irak sınırındaki Derik şehrinin doğusundan, kuzeyde Serekaniye şehrine kadar uzanıyor.
Teklif
12 Kasım 1963\'te Suriye istihbaratının Siyasi Güvenlik Şubesi yetkilisi Muhammed Talab Hilal, Haseke Valiliği\'nin ulusal, siyasi ve sosyal durumu hakkında bir araştırma sundu. Araştırma, Kürtleri vatansever olmayan ve anavatanları Suriye\'ye sadık olmayan olarak nitelendirdi.
Hilal, diğer bölgelerden sadık Arap kabilelerini Türkiye ve Irak sınır şeridine, Serekaniye\'den Derik\'e kadar yerleştirmek için getirmeyi ve bu kabilelerin üyelerinden silahlı bir milis kurmayı önerdi.
Hayata geçirme
Hilal\'in önerisi, 1974\'te Rakka Valiliği\'nde Fırat Barajı inşaatının başlamasına, baraj gölünün geniş tarım alanlarını sular altında bırakmasına ve Suriye yetkililerinin toprakları sular altında kalan aileleri sınır şeridine yerleştirmeye karar vermesine kadar gizli kaldı. Bu karar Türkiye ile yaklaşık 350 km uzunluğunda ve 10-15 km genişliğinde bir sınır şeridini kapsıyordu.
Bu aileler, daha sonra Suriye\'deki Kürtleri Türkiye ve Irak\'taki Kürtlerden ayıran “Arap Kuşağı” olarak bilinen şeyi oluşturdular.
Sonuç olarak, Rakka ve Halep Valiliklerinden getirilen yaklaşık 4.000 aile, demografik değişimin açık bir adımında söz konusu bölgede 35\'ten fazla farklı alana yerleştirildi.
Irkçı projenin yasallaştırılması
Suriye hükümeti, demografik değişim projesini yasallaştırmak için, tarım reform yasalarını uygulama bahanesiyle Kürtlerin işlettiği tarım arazilerinin yeniden dağıtılmasını öngören 521 sayılı 1974 sayılı kararı yayınladı.
Bölgeye getirilen 4.000\'den fazla Arap aile için 700.000 hektardan fazla su, okul ve güvenlik koruması ile donatılmış model çiftlikler kurdu.
Ayrıca, projenin Hafız Esad döneminde uygulanmasından önce, 1962\'de Haseke Valiliği\'nde binlerce Suriyeli Kürt\'ün Suriye vatandaşlığından çıkarıldığı olağanüstü bir durum yaşandı.
Baas Partisi\'nin projesi, nihai olarak Kürt dilinin ve kökeninin varlığını inkâr etti ve Kürt okullarının kapatılmasını destekledi.
Suriye\'de Baas başladı, Türkiye\'de AKP devam ettiriyor
Suriye\'de Baas Partisi\'nin başlattığı demografik değişim, şimdi Türkiye\'deki hükümet tarafından tamamlanıyor. Türkiye yakın geçmişte Afrin ve Serekaniye dahil olmak üzere Rojava’da Türkiye\'nin ele geçirdiği bölgelerde başlattığı projede bu açıkça görülüyor.
3 Mayıs\'ta Türkiye Cumhurbaşkanı, batıda Azaz\'dan başlayarak doğuda Serekaniye\'ye kadar Türkiye\'nin güney sınırına bitişik 13 Suriye bölgesine yaklaşık bir milyon Suriyeli mülteciyi yerleştirme planını açıkladı.
Erdoğan, “Ülkemizde misafir olarak bulunan bir milyon Suriyeli kardeşin gönüllü dönüşü için yeni bir proje hazırlıyoruz” dedi.
23 Mayıs\'ta Erdoğan, Türkiye\'nin güney sınırı boyunca \'güvenli bölge\' planının kalan kısımlarının tamamlanması için adımlar atıldığını açıklayarak, “30 km derinliğinde başladığımız projenin eksik kısımlarıyla ilgili yakında yeni adımlar atacağız. ‘’demişti.
Türkiye\'nin “güvenli bölgesi”, Suriye topraklarının 30-35 km (19-22 mil) derinliğindeki bir alandır Türkiye\'nin 2019 ‘dan bu yana hedeflediği bu plan, çoğu bölgesi DSG kontrolünde bulunan bu bölgeye Türkiyede ki mültecileri yerleştirmektir.
8 Haziran\'da, bir insan hakları örgütü olan Hakikat ve Adalet için Suriyeliler (STJ), Türkiye\'nin Afrin ve kırsalında uyguladığı demografik değişim sürecinin ayrıntılarını ortaya koyduğu kapsamlı bir araştırma raporu yayınlamıştı.
Kobani Üniversitesi\'nde öğretim görevlisi ve Afrin\'den zorla yerinden edilmiş bir kişi olan Muhammed Raşid, \"Türkiyenin işgali altındaki bölgelere yerleşim yeri inşa etme kararı, Suriye rejiminin Arap Kuşağı\'na benzer bir demografik değişiklik yapmayı amaçlıyor\" dedi.
Suriyeli yazar ve muhalif Ali al-Amin al-Swaid, “Türkiye, Suriye’deki bu politikası ile ilerde ilhak etmesi kolay olacak sadık bir Arap Kuşağı kurmak istiyor. Türkiye bu gerçeği yaratmak için elinden geleni yaptı.”
İşgal, göç, değişen demografi
2018\'de, TSK ve Suriye Ulusal Ordusu (SMO) olarak da bilinen bağlı silahlı muhalif grupları, Türkiye\'nin terörist olduğunu iddia ettiği Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile çatışmaların ardından Afrin şehrini ve kırsalını ele geçirdi
\"Zeytin Dalı\" adı verilen operasyon, Halep Valiliği\'nin kuzeyindeki köylere ve kamplara sığınan Afrin Kürtlerinin yaklaşık 300.000\'inin yerinden edilmesine yol açtı. SMO militanları Afrinlilerin evlerine girerek tarım arazilerine el koydu.
2019 yılında, Türk kuvvetleri ve SMO grupları, Türkiye\'nin ulusal güvenliğini koruma bahanesiyle düzenlediği “Barış Pınarı” askeri operasyonu sırasında Rakka\'nın kuzeyindeki Tel Abyad şehri ve kırsalını ve Haseke\'nin kuzeyindeki Serekaniye\'yi ele geçirdi.
Bu harekatlar, şu anda Haseke ve Rakka kırsalındaki düzinelerce kampa dağıtılan iki şehrin 300.000\'den fazla asıl sakininin yerinden edilmesiyle sonuçlandı. Ayrıca Türkiye , kendisine destek veren silahlı grupların ailelerini başka bölgelerden getirdi ve oraya yerleştirdi.
“Arap Kuşağı”ndan “Kara Kuşak”a
25 Mayıs\'ta DSG\'nin Medya Merkezi, Din Muhafızları\'nın (Hurras al-Din) de aralarında bulunduğu isyancı grupların, Afrin kırsalında, özellikle de Afrin\'in güneyindeki Kabaşin ve Basuta köylerinde Türk birlikleri tarafından konuşlandırıldığını söylediği bir haber yayınladı .
DSG, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ, eski adıyla Nusra Cephesi) militanlarının Afrin\'in güneyindeki Fafertin, Yezidi köyü Basoufan ve Şeyh Akil köylerinde konuşlandığını söyledi.
“Bu, Türk destekli milislerin liderleri ile Türk güçleri arasında İdlib\'in Sarmada kentinde yapılan görüşmede HTŞ paralı askerlerini Halep\'in kuzey ve doğu kırsalındaki cephe hatlarına yeniden konuşlanma ve Afrin, El Bab ve Cerablus bölgelerindeki hareketlerini kolaylaştırma gibi konularında anlaştılar.\"
DSG, “Din Muhafızları(eski adıyla Tahrir al şam) ve HTŞ\'nin yeni dağılımı, Afrin\'in güney kırsalından Minbiç eksenine ve Batı kırsalına kadar temas hatlarında Türk destekli grupların kara kuşağını kurmaya yönelik bir Türk planının parçası” dedi. DSG genel komutanı Kobane, ‘’hedeflenen bu grupları olası herhangi bir saldırıda kullanmak.\"