Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Yürütme Meclisi Başkanı İlham Ahmed, Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırı tehditleri ile MSD heyetlerinin Moskova ve Washington’da yaptığı görüşmeler konusunda ANHA’ya konuştu.
Suriye içinde bulunan güçlerin bir süre daha bölgedeki varlıklarını bu şekilde sürdüreceklerini belirten Ahmed, “Suriye’de tansiyonun düşürülmesi için genel bir anlaşma var. Bu anlaşma Suriye sorununun çözüleceği, sonlanacağı ve var olan güçlerin çıkacağı anlamına gelmiyor. Aksine bazı yerlerde bir kez daha çatışmalar olabilir. Şimdi İdlib’de bir savaş olduğunu görüyoruz. Bölgelerimizde Türk devletinin saldırıları devam ediyor. Bu tansiyon düşürme, yalnızca geniş kapsamlı bir savaşın önünü alma çerçevesindedir” dedi.
Efrîn işgalinin Rusya ve Türkiye arasında, Serêkaniyê ve Girê Spî’nin işgal edilmesinin de Türkiye ve ABD arasındaki anlaşmanın sonucu olduğunu hatırlatan Ahmed, bölgedeki devletlerin Suriye içindeki rolünün her zaman bu şekilde kalmayacağını, mutlaka sonlandırılacağı ve Suriye dosyasının artık bir çözüme doğru gideceğini söyledi.
Tehditler Geçici Değil
Türk devletinin saldırılarını geçici görmenin büyük bir hata olacağını belirten Ahmed, konunun sadece Rojava'ya yönelik tehdit saldırıları olmadığını, bunun Türk devletinin Kürt düşmanlığına dayandığını söyledi. Türk devletinin Kürtlere ve halka karşı bir soykırım politikası geliştirdiğini ifade eden Ahmed, Türk devletinin kendisi için bir olay yaratıp saldırıya geçebileceğini dile getirdi. Türkiye’nin sınırlarını genişletmek istediğine işaret eden Ahmed, bölgeye tehdit saldırılarının devam edeceğini, zaman zaman dronelerle bazı yerlerin hedef alındığını kaydederek, “Buna karşı verilecek reaksiyonu önemlidir. Toplumun tutumu, tavrı üst düzeyde olmalı ki dronelerle hedef almayı durdurabilsin, Türk devleti canı istediğinde droneleri bölgede harekete geçirerek halkı katletmeyi kendisine hak görmesin” diye konuştu.
Ahmed, saldırılara karşı devletlerin sessizliğini ise “haksızlık” olarak değerlendirdi.
Görüşmelerden Sonuç Alamadı
Rusya ile Türkiye arasındaki çıkarlara işaret eden Ahmed, “Erdoğan, Soçi görüşmesine istediği sonuçlara tam olarak ulaşamadı. New York’ta beklediği gibi sonuç alamadı, Biden tutum sergiledi ve görüşme talebine yanıt vermedi. Rusya’yı da yanına almak istedi ama yapamadı. Çoğunluk İdlib’e odaklandılar. M4 yolu için zaten önceden Türkiye’nin çıkması için ittifak kurulmuştu. Rusya Türkiye’ye öyle bir şey yaptı ki bütün bu çeteleri Türkiye’nin sorumluluğuna verdi. Bundan belli bir süre önce, ABD Ehrar Şerqiyê çete örgütünü terör örgütü listesine almıştı. Muhtemelen terör listesine alınmaları için bazı gruplarla ilgili çalışmalar yürütülüyor. Rusya ona bu gruplardan sorumlu olduğunu, onları sen çekmelisin, eğer çekmezsen, müdahale etmezsen bizde vururuz dedi. Türkiye M4 yolu hattından çıkmak başka bir yer istiyor. Şimdiye kadar Türkiye’nin talepleri kabul görmüş değil. Bir direniş var. Artık Suriye’de eskisi gibi burayı vereyim, orayı alayım demek zordur. Tüm dünya, Türkiye’nin amacının demografik yapıyı değiştirmek ve işgal etmek olduğunu anladı. Rusya Türkiye’yi yanına almak istiyor. Ama aynı zamanda Suriye hükümetinin egemenliğini de korumak istiyor. Bu dengeyle birlikte yürümek istiyorlar” dedi.
‘Saldırıya İzin Vermeyeceğiz’
Direniş ve özsavunmanın her canlının yaşamsal hakkı olduğunu belirten Ahmed, saldırı karşısında kendilerini koruyacaklarını ifade ederek, “Üzerimizdeki tehditler devam ettiği sürece silaha ihtiyacımız olacak. Siyasi, diplomatik ve yasal olarak kendimizi korumalıyız. Kendimizi korumakla alakalı kimsenin aklında bir şüphe olmamalı. Saldırı olduğunda bu toplumun direnişi doğalında gelişiyor. Bu defa saldırı olursa neler olacağını biliyoruz. Onun için saldırı olmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Cenevre Toplantısı
Cenevre’deki Suriye Anayasa Komitesi’nin sonuçsuz kalan 6’ncı toplantısına işaret eden Ahmed, şunları söyledi: “Anayasa Komitesi yanlış esaslar üzerine kuruldu. Bir tarafta rejim, diğer tarafta muhalefet, öbür tarafta da sözde sivil toplum var. Bundan dolayı komite doğru ve meşru değil. Komitenin kurulmasındaki amaç net değil, öyle olsa bile çözüm için kurulmadı. Sadece Suriye’de değişiklik yaptık demek için kuruldu. Müzakere süreci ciddi değil ve ilerisi için bir şey görünmüyor. Suriyelilerden büyük bir bölüm bu işin içinde. Bunlarla boşa zaman harcanır ve bir sonuç çıkmaz.”