Görüşmelerin içeriğine ilişkin iznews‘e konuşan, Şam’a görüşmeye giden heyetin başkanlığını yürüten Suriye Demokratik Meclisi Eş Başkanı İlhan Ahmed: “Nasıl bir yönetim konusunda uzlaşabileceğimizi ve Kuzey Suriye’nin projesi olan ‘Demokratik Özerklik’ ile diyalog ve uygulama yöntemi (öz yönetim) üzerinde duruldu” dedi.
“Şam yönetiminin talebi üzerine görüşme yapıldı”
İlhan Ahmed: “İlk defa Rejim ile, Suriye Hükümet yetkilileriyle görüşmeler gerçekleşiyor. Şunu belirtmekte bir kez daha fayda var; “bu sadece bir görüşme idi, müzakere değil!”. Şam Hükümetinin talebi üzerine bu görüşme gerçekleşti. Demokratik Suriye Meclisi olarak bir heyet Şam’a davet edildik ve görüşmeyi gerçekleştirdik.
Görüşmemiz; genel hatlara ilişkin, genel sorunları ele alan nitelikte gerçekleşti ve bunun tartışmaları oldu. Tüm sorunlara ilişkin temel bir uzlaşma gerçekleşmedi. Askeri hususlar konuşuldu. Özerklik konusunda, bir uygulama örneği olarak, yedi yıldır özyönetim örneği konuşuldu. Şam yönetiminin öz yönetim sistemi anayasada var. Anayasanın 107. maddesi bu hakkı tanıyor. Şam yönetimi 107. maddeyi bizimle tartışmak istiyorlardı. Biz de dedik, ‘’kendi sistemimiz Demokratik Özerklik’dir. Biz bu çerçevede tartışabiliriz”. Fakat bunlar için de heyetlerin, kurulların, komisyonların kurulması gerektiğini belirttik. Kendileri de kabul gördüler.
Buna bağlamda; onlardan 7 kişilik bir komisyon ve bizden de 7 kişilik bir komisyon olmak üzere 14 kişilik iki komisyon oluşturuldu. Bu komisyon kendi aralarında demokratik özerklik sistemini tartışacaklar. O zaman genel çerçeve çok daha netleşecek. Artık ne kadar uzlaşılıp uzlaşılmayacağı tartışmalar sonucunda belli olacak. Bu komisyon, sadece bu sistemi tartışacak; anlaşmaları yapmayacak, herhangi metni imzalamayacak. Ekonomi, petrol, askeri, yerel ve genel bütçe gibi konular üzerinde durulacak.
Bu tartışma sürecinde bir maddeye ilişkin düşünceler birleşir ve genel bir uzlaşı sağlanırsa, ortak kabul noktası oluşursa o zaman karşılıklı resmileşmeye gidilebilinir.
“Davete ABD veya Uluslararası Koalisyonun direktifiyle gitmedik”
Görüşmenin bütünü bu çerçevede gerçekleşti. Kendi kararımızla gittik, koalisyonun veya Amerika’nın bu konuda kendi kararımıza ilişkin hiçbir etkisi söz konusu olmadı. Kendi irademizle gittik. Bu zaten bizim, Suriye krizi başlarken koruduğumuz, savunduğumuz ve dile getirdiğimiz ideolojik düşüncemizdi. Her zaman inandığımız gibi çözüm; Suriye’nin kendi içinde gelişmelidir. Suriye halklarının kendi aralarında muhataplaşarak çözüm üretmeleri gerekir. Bu çerçevede çözüm gelişmelidir.
Uluslararası Koalisyonun durumu ne olacak, orda kalacak mı, size destek vermeye devam edecek mi?
Bu konuda onların net bir tavırları yok. Yani bize açıktan söyledikleri birşey yok. Daha çok askeri konuları Suriye Demokratik Güçleri ile konuşurlar. Ama şahsi fikrim şu, onlar (Uluslararası Koalisyon) Cenevre görüşmelerini hep desteklediklerine göre, gelişebilecek siyasi çözümleri de destekleyecekleri anlamına gelir. Çözüm ve diyalogları desteklemeleri de gerekir. Biz umutluyuz, çözüme odaklanacağız. Özellikle Rusya ve Uluslararası Koalisyonun da bu sürece destek olacağını umuyoruz.
İdlib’e ilişkin, Şam’ın İdlib’e gireceği söylendi, siz müttefik olur musunuz?
İdlib konusu öncesinde, Afrin bizim gündemimizin başındadır. Afrin’in tekraradan eski durumuna dönmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Sadece Afrin değil, bir bütün olarak Türk devletinin hakimiyetinden ve diğer yabancı güçlerden temizlenmesi gerekir. Yabancı tüm güçlerin Suriye’den ellerini çekmeleri gerekir. Afrin çok daha kötü bir durumdadır; halkı göç etmiş, kalanlarla ilgili her gün ağır işkence ve gözaltı haberlerini duyuyoruz.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin raporlarını görüyorsunuz. Afrin halkına yönelik; öldürme, kaçırma, dövme, mallarına el koyma, demografik değişime tabi tutma gibi birçok hak ihlali yaşanmaktadır. Bu ihlaller Suriye halklarına karşı yapılıyor. Bu durum karşısında sessiz kalmamız söz konusu değil.
“Olası İdlib’e operasyona destek veririz”
İdlib nüfusunun büyük kısmı göç etmiş durumda ve buralarda (Afrin) bulunmaktadır. Onların da en doğal hakkı; kendilerini örgütleme ve İdlib’in özgürlüğü için olası bir operasyona katılarak evlerini gasp eden kişilere karşı mücadele etmeleridir. Biz de mücadelelerine destek veririz.
Efrin ve İdlib’e ilişkin eşzamanlı bir hareket mi düşünülüyor?
Eşzamanlı olup olmayacağı henüz tam netleşmemiş, fakat her iki bölgenin de yabancılardan kurtarılıp gerçek sahiplerine kavuşturulması çok büyük bir önem arz etmektedir.