Amerika’nın Suriye-Türkiye sınırında Kürtler’in yönetiminde 30 bin askerden oluşan bir sınır muhafız gücü oluşturma girişiminin Suriye’de bir Kürt federasyonunun uluslararası alanda tanınması için ilk adım olacağını yazdı.
Fransa’nın da Kürtler tarafından yakalanan Fransız cihatçıların bulundukları bölgede yargılanmasını kabul ederek, Kürt otonom bölgesinin ‘tanınması için ilk adımı’ atacağı yorumlarının yapıldığını aktardı.
Le Figaro’da, gazetenin ünlü Orta Doğu muhabiri Georges Malbrunot tarafından kaleme alınan ve Afrin etrafında dönen tüm çıkar hesapları ve stratejik taktikleri gözler önüne seren “Suriye’de Kürt bölgesinde uluslararası tanımaya mı gidiliyor?” başlıklı makale özetle şöyle :
Kürtler Suriye’de ne istiyorlar ?
“Irak’taki kardeşlerinin tersine Suriye’nin kuzeyindeki Kürtler bağımsızlık talebinde bulunmuyorlar. Suriye yönetimine otonomi ile bağlı bir Kürt Federe Bölgesi kurulması için çarpışıyorlar. Paris’e gelen Suriyeli Kürtler’in liderlerinden Eldar Halil, “Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünün bir parçasıyız” dedi. Elbette nüfus sorununu göz ardı etmiyorlar. Irak’ta 3 Kürt otonom bölgesinde Kürter büyük çoğunlukta. Ama Suriye’de Kuzey’deki 3 Kürt kantonunda çok önemli sayıda Arap nüfus da var.
Suriye’de diktatör ve cihatçılar arasında 3’üncü yol olarak ortaya çıkan PYD’li Kürtler Esad rejimi ile hiçbir zaman köprüleri tümüyle atmadı. Uzun vadede hedefleri ise, ortaya çıkması durumunda Irak ve Türkiye’deki federasyonlara katılmak.
Türkiye’nin operasyonu nasıl sonuçlanabilir ?
Amerika’nın 30 bin asker açıklamasının ardından 21 Ocak’ta Türkiye Afrin operasyonunu başlattı. Hedef, bu bölgede otonom bir Kürt bölgesine engel olmak amacıyla, 30 km. derinlikte bir “güvenlik bölgesi” oluşturmak.
Lübnan’dan bir Suriye uzmanı, “Bu operasyon, Kürtlerin Şam rejiminde kazandıkları pozisyonlarını koruyup koruyamayacaklarını görmek için bir test olacak. Eğer Kürtler, Türklere karşı direnebilirse, federasyon arzuları güçlenecek. Ama kaybederlerse, bu Suriye rejimine Kürtleri doğudaki kantonlarda da zayıflatma fikrini verebilir” diyor. İşte bu nedenle Perşembe günü Afrin’deki Kürtlerin sorumlularından birisi Esad’dan Türk bombardımanlarını engellemesini istedi. Şam’ın ise yanıt vermek için hiç acelesi yok. Uzman, “Esad, Türkler ve Kürtlerin yolunmuş tüylerini savaş meydanında bırakmasını umud ediyor” diyor sözleriyle bu durumun Esad’ın işine geldiğini anlatıyor.
ABD için hangi seçenekler var ?
Türkiye ile NATO’da, Kürtlerle Suriye’de müttefik olan ABD, 2000 askeri ile Kürt ordusunu eğitiyor. ABD, Suriye krizine yeniden yatırım yapabilmek için Kürtleri bir manivela olarak kullanıyor. Türkiye’nin operasyona başlamasından 5 gün önce Washington, yarısı Arap yarısı Kürt, 30 bin milis gücü eğiteceğini açıkladı. Amerika’nın hedefi, Irak sınırında İran’ın gücüne karşı bir güç oluşturmak. Bunun da ötesinde, 2016’nın sonlarında Halep’te olduğu gibi Rusya’nın isyancılara uyguladığı anlaşmanın bir parçası olmak istiyor.
Moskova ile Washington arasında Rusların Fırat'ın batısında, yani Afrin’e doğru olan bölgede, Amerikalılar’ın da Menbiç’e ve Rakka’nın ötesinde kalmalarını içeren bir çatışmazlık anlaşması imzalandı. Türkler’in Afrin operasyonu, Amerikalılar’ın Afrin isteksizliği konusunda bir değişiklik yaratmıyor. Fakat sınır muhafızları projesi Suriye’nin kuzeyi ile Türkiye arasındaki Kürt bölgesinde oluşturulacak bir federasyonun tanınması anlamına gelmiyor mu? Buna Suriye dosyasından sorumlu bir BM diplomatının verdiği yanıt “Evet” ! Bölgenin yeniden inşasına odaklanmak isteyen Washington, bir an evvel diplomatları da göndermeyi planlıyor.
Suriyeli Kürtlerin liderlerinden Eldar Halil, “tereddütlere rağmen bu adım bütün Suriye’de bir federal projenin kabulü anlamına da geliyor” diyor. Sorun : Türkiye’nin diğer Kürt bölgesi Menbiç’e girmekte ısrar etmesi, bölgeye aktarılan Amerikan güçleriyle çatışmaları provoke etme riskini taşıyor.
Ama uzmanlar, Ankara’nın sınırında bir Kürt gücünü kabul etmesinin olanaksız olduğu görüşünde birleşiyor. Çünkü Türk sınırlarının karşısına Kürt güçleri yerleşti, Ankara bu dağınık güçlerin bir hat oluşturmasına engel olmaya çalışıyor.
ABD için bir başka zorluk: Geçtiğimiz günlerde Menbiç’deki gösterilerle kanıtlandığı üzere, bu Kürt bölgelerindeki Araplar arasında güçlü bir Kürt karşıtlığı duygusu var. Telefonla konuştuğumuz bir Arap aşireti lideri "Araplar, Kürtlere karşı dönmek için doğru anı beklemekteler" dedi. Dolayısıyla, Amerika, Suriye Demokratik Güçleri müttefiklerini Arapların yararına yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Kısaca Kürtler üslerinden çok uzaklara gönderilebilir.
Ruslar Kürtleri bıraktı mı?
Kürtler Rusları Türkiye ile bir anlaşma yapmakla suçluyor. Türk operasyonundan hemen önce Moskova Afrin yakınlarındaki birliklerini geri çekti. O zamana kadar Ruslar ve Kürtler işbirliği yapıyordu. Moskova, hazırlanacak yeni Suriye Anayasası’nda Esad'dan bir miktar Kürt özerkliği koparmıştı. Rejimin birkaç noktada destek verdiği Kürt bölgelerindeki Kürt ve Esad yanlısı savaşçılar arasında çatışmalar çıkması durumunda Ruslar, bugüne kadar gerginliği azaltmak için arabulucu rol oynadı. Ancak bir Arap diplomat, Ruslar’ın, Kürtler’in “sonuna kadar Amerikan kartını oynamasından” endişe ettiklerini anlatıyor. Sınırda 30 bin askerlik güç bu endişenin bir parçası. Ama yalnızca bu değil, önemli bölümü Kürt bölgesinde olan Premium 990915 petrol kuyularının durumu ile ilgili de ciddi endişeler var.
Arap diplomat, “Ruslar, tıpkı rejim yanlısı topraklarda olduğu gibi, Kürtler’den kendi petrol şirketlerinin bu kuyularda faaliyet göstermesini istediler. Ama ABD’nin baskısı altında olan Kürtler bu talebi reddetti. O andan sonra Kürtler’e kızan Ruslar Türkler’e yaklaştı. Bir yandan Afrin’den çekildi, diğer yandan da Ankara’yı zaten ilişkileri çok gergin olan Amerikalı müttefiklerinden uzaklaşmaya itmeye başladı” dedi.
Fransa Kürt bölgesini tanıyacak mı ?
Kürt yetkililer kapalı kaplılar ardında mutluluklarını gizlemiyorlar. Fransa’nın Kürtlerin elindeki Fransız cihatçıların kendileri tarafından yargılanmasını kabul etmelerinin bir Kürt Federasyonu’nun tanınması yolunda önemli bir başlangıç olduğunu düşünüyorlar.
Bir üst düzey Fransız diplomat bu sorunun netlik kazanmadığını, hala tartışıldığını açıklıyor. Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian bu konuda hala net değil. François Hollande’ın Fransa’sı Iraklı ya da Suriyeli Kürtlerle çok yakın dosttu, ama Emmanuel Macron’un Fransa’sı biraz daha az… Bu dosyada da gerçekçi olmak ağır basıyor. PKK’yı terör örgütü olarak tanımlayan Paris, Kürtler’in Başar Esad ile olan çelişkili ilişkilerini bilmiyor değil. Diğer taraftan cihatçıların Fransa’ya dönmesini engellemede önemli bir zincir olan Türkiye’yi rahatsız etmeyi de göze alamıyor. Bu zorlukların bilincinde olan Kürtler, federasyon isteklerini daha da ileri götürmek için Fransa’yı zorlayacak “cihatçı kartını oynamak istemediklerini” dile getiriyorlar. İleride görmek lazım.”