Demokratik Suriye Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi, “Şubat'ta Türkiye Rojava’ya Kobani üzerinden saldırabilir” diyerek “Türkiye'nin kendi Kürt sorununu çözememesinin günah keçisi haline gelmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Suriye’ye yönelik operasyonun her an başlatılabileceğine ilişkin açıklaması yine Ankara-Şam arasındaki normalleşme sürecine ilişkin Al Monitor’dan Amberin Zaman’a değerlendirdi.
Al-Monitor'a 15 Ocak'ta verdiği röportajda Abdi, Türkiye'nin tehditlerini ciddiye aldığını ve Ankara'yı halkıyla savaşı değil barışı tercih etmeye çağırdı. Abdi, Suriyeli olduğunu ve Suriye'nin geleceğinden endişe duyduğunu söyleyerek kendisinin ve liderlik pozisyonundaki çok sayıda kişinin PKK içinde aktif olduğu konusunu ise gerçekçi bulmadı. Abdi, Türkiye'nin PKK ile uzun süredir rafa kaldırdığı barış görüşmelerini başarılı bir sonuca ulaştırmadığı için Suriye'deki Kürtleri cezalandırmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Amberin Zaman’ın Mazlum Abdi ile gerçekleştirdiği röportaj şöyle:
Türkiye her an saldırabileceğini söyleyerek tehditlerine devam etti. Kasım ayında benzer söylemleri duyduk sonra hiçbir şey olmadı diye bu tehditleri ciddiye alıyor musunuz? Sorusuna Abdi:
‘’Türkiye'nin tehditlerini ciddiye alıyoruz. Şubat ayında bir saldırı bekliyoruz. Kobani kasabası, dünyadaki Kürtler için sembolik anlamı nedeniyle olası bir hedef. Türkiye seçimlere gidiyor ve Cumhurbaşkanı [Recep Tayyip] Erdoğan'ın milliyetçi desteği toplamak istediğinin farkındayız ve Rojava'ya tekrar saldırmanın bu amaca hizmet edebileceğine inanıyor gibi görünüyor.’’
Ama mesele sadece seçimler değil, değil mi? Türkiye'nin güvenlik teşkilatı, algılanan Kürt tehdidine her zaman askeri bir çözümü savundu ve Rojava'daki özerk yönetimi ve DSG'yi kendi güvenliğine yönelik bu tehdidin bir parçası olarak görüyor ve PKK ile aynı olduğunuzu söylüyorlar. Konularını değerlendiren Mazlum Abdi:
‘’Birkaç kritik noktayı açıklayayım: Türkiye geçmişte de aynı bahanelerle bize saldırılar düzenledi. Birincisi, Türkiye'ye, halkına, sınırlarına veya ulusal güvenliğine yönelik herhangi bir tehdit oluşturmuyoruz. Suriye Kürtleri, DSG Özerk Yönetim olarak biz Türkiye ile barışçıl ilişkiler istediğimizi, sizinle daha önceki görüşmelerimde de dahil olmak üzere defalarca ifade ettim. Suriye'deki iç çatışmanın patlak vermesinden bu yana Türkiye'ye sınırlarımız içinden asla saldırmadık ve yalnızca Türkiye tarafından saldırıya uğradığında ve her zaman yalnızca Suriye sınırları içinde meşru müdafaa için hareket ettik. Ne şimdi ne de gelecekte Türkiye'ye karşı düşmanca bir niyetimiz yok. ‘’ İfadelerini kullandı
Aslında ilk günlerde, Türk kuvvetleri Osmanlı'nın atası Süleyman Şah'ın kalıntılarını Türkiye sınırına yaklaştırdığında, Türkiye ile Suriyeli Kürt Halkı Koruma Birlikleri (YPG) arasında fiili bir işbirliği vardı. IŞİD'e karşı savaşırken yaralanan YPG savaşçıları Türk devlet hastanelerinde tedavi edildi ve meslektaşlarınız Salih Müslim ve İlham Ahmed Ankara'da Türk yetkililerle görüştü. Ne değişti? Sorusuna Abdi:
‘’Evet, Türkiye ile askeri ve diplomatik alanda görüşmelerimiz, görüşmelerimiz oldu. Ancak Türkiye - hükümeti - Abdullah Öcalan, PKK ve Demokratik Halk Partisi (HDP) ile barış sürecini sona erdirmeye ve 2015'te PKK'ya karşı çatışmayı yeniden başlatmaya karar verdiğinde, bize karşı da düşmanca davrandı ve harekete geçmeye başladı. 2019'da Cerablus'ta, ardından Afrin'de, Serekaniye'de ve Tel Abyad'da kara saldırıları başlıyor. Biz PKK değiliz. PKK ile organik bağımız yok. Bu suçlamaları reddediyoruz. ‘’ Cevabını verdi.
Ama çoğunuz bir zamanlar PKK'da aktiftiniz. PKK'nın üst düzey isimleri de Rojava'da bulunuyor. Sorusunu yanıtlayan Abdi şu ifadeleri kullandı:
‘’Suriye ayaklanmasının başlamasından bu yana neredeyse 12 yıl geçti. Ülkemizin geri kalanı için, Suriye için bir model oluşturmak amacıyla Araplar, Hristiyanlar, farklı etnik ve mezhepsel gruplarla gücü paylaşarak burada, kuzeydoğu Suriye'de demokratik çoğulcu bir yönetim sistemi kurmaya çalışıyoruz. Ben Suriye Kürdüm. Benim geleceğim bu ülkede. PKK'nın IŞİD'e karşı mücadeleye yardım ettiği kesin. Ama bugün PKK'nın bizim yönetimimizde hiçbir rolü yok. Biz Türkiye'nin iddia ettiği gibi PKK'nın bir kolu değiliz. Biz değiliz. Biz ayrıyız. Evet, PKK lideri Abdullah Öcalan bizim için Rojava'da, diğer yerlerdeki Kürtler için bir semboldür. Ama Kürdistan'ın diğer parçalarına dair bir tasarımımız, planımız yok - Türkiye'de olsun, Irak'ta olsun, İran'da olsun. Suriye ve tüm Suriye halklarının geleceğinden endişeliyiz. Türkiye'nin kendi Kürt sorununu çözememesinin günah keçisi haline gelmek istemiyoruz. Zaten yeterince acı çektik ve bu şekilde sürekli saldırıya uğramayı kabul etmiyoruz. Bildiğiniz gibi Türkiye sivil altyapıya, elektrik santrallerine, petrol tesislerine saldırıyor ve ciddi hasara neden oluyor. Bu, özyönetimimizi yok etmeyi amaçlayan yeni bir tırmanış düzeyidir. Türkiye, kendi Kürt sorununu barışçıl demokratik yollarla çözemediği için halkımızı ve sınırlarının ötesinde yaşayan diğer Kürtleri cezalandırmayı bırakmalıdır. petrol tesisleri ve önemli hasara neden oldu. Bu, özyönetimimizi yok etmeyi amaçlayan yeni bir tırmanış düzeyidir. Türkiye, kendi Kürt sorununu barışçıl demokratik yollarla çözemediği için halkımızı ve sınırlarının ötesinde yaşayan diğer Kürtleri cezalandırmayı bırakmalıdır. petrol tesisleri ve önemli hasara neden oldu. Bu, özyönetimimizi yok etmeyi amaçlayan yeni bir tırmanış düzeyidir. Türkiye, kendi Kürt sorununu barışçıl demokratik yollarla çözemediği için halkımızı ve sınırlarının ötesinde yaşayan diğer Kürtleri cezalandırmayı bırakmalıdır.’’
ABD sizin adınıza Türkiye ile herhangi bir arabuluculuk girişiminde bulundu mu? Sorusuna Abdi:
‘’ABD yönetimi, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik herhangi bir askeri operasyonuna karşı olduğunu açıkça gösterdi. Ama bununla birlikte, Türkiye, gördüğünüz gibi, bize yönelik tehditlerinde ısrar ediyor. Bu da Amerika'nın çabalarının yetersiz kaldığını gösteriyor. Bu nedenle daha fazlasını yapmaları gerekiyor.’’ Cevabını verdi
ABD'nin en azından Biden yönetimi süresince Rojava’da kalma taahhüdünü yerine getireceğinden emin misiniz? Sorusunu cevaplayan Abdi:
‘’Evet, kendimize güvenmek istiyoruz diyelim. Ama açıklığa kavuşturmama izin verin ve tüm taraflar not almalı: Biz barış istiyoruz. Ama saldırıya uğrarsak tüm gücümüzle savaşırız. Sonuna kadar direnmekte kararlıyız. Bu eskisi gibi olmayacak, Afrin gibi, Serekaniye gibi olmayacak. Bu da İslam Devleti'ne karşı operasyonlarımızın askıya alınacağı anlamına geliyor.’’ Yanıtını verdi
Washington'un durumu yatıştırma çabalarına Ankara'dan herhangi bir olumlu yanıt geldi mi? Sorusuna ise Abdi:
‘’İlgili makamlara sormak lazım’’. dedi
Türkiye, Kasım ayında İstanbul'daki bombalı saldırıdan sizi sorumlu tuttu ve şimdi güçlerinizin Suriye'de bir Türk askerini öldürdüğünü iddia ediyor. Sorusuna Abdi
‘’Aynı haberi medyadan da duyduk. El Bab bölgesinin batısındaki güçlerimizin bulunmadığı bölgede, buradaki Türk üssünden başlayan saldırı sonucunda bazı çatışmalar yaşandığını ve buna karşılık o askerin hayatını kaybettiğini biliyoruz.’’
Son zamanlarda Ankara'nın sadece ABD'ye sizinle ortaklığını sona erdirmesi değil, ABD güçlerinin Suriye'yi tamamen terk etmesi yönünde çağrılar yaptığını duymaya başladık. Bu oldukça büyük bir değişiklik. Konusunu değerlendiren Abdi:
‘’Türkiye'nin Esad rejimiyle uzlaşma hamlelerine paralel olarak ABD'nin Suriye'den güçlerini çekmesi gerektiğini söylediği kesinlikle doğru. Türkiye, Rusya'nın arabuluculuğuyla bize karşı bir ittifakı yeniden canlandırma, Adana mutabakatlarını yeniden devreye sokma ve genişletme çabası içindedir.’’ İfadelerini kullandı.
Bu çabaları ciddiye alıyor musunuz yoksa Erdoğan'ın başka bir seçim oyunu mu? Yoksa Türkiye'nin güvenlik teşkilatı tarafından mı yönlendiriliyorlar? Sorusu üzerine Abdi:
‘’İkisi de diyebilirim ve şunu da ekleyeyim: Kürt sorunu askeri yöntemlerle çözülemez. Tarih bunu kanıtladı. İster Suriye'de, ister Türkiye'de olsun, ister başka bir yerde olsun, Kürt sorunu ancak barışçıl ve samimi diyalog yoluyla çözülebilir. Ve Türkiye, PKK ile barış görüşmeleri yürütürken, elbette burada, Rojava'da bizi olumlu etkiledi ve şimdi barış görüşmeleri rafa kaldırıldığı için tam tersini yaşıyoruz. ‘’ Yanıtını verdi.
Yeni bir Türk işgalinin frenlenmesinde Rusların büyük payı olduğunu hepimiz biliyoruz. Yine de, sizi Amerika ile ortaklığınızdan vazgeçmeniz ve rejimle bir anlaşma yapmanız için zorlamak için birini tehdidini kullanıyorlar. Aynı zamanda Türkiye'ye Esad'la barışmazsa önce sen yapacaksın diyorlar. Sorusuna Abdi
‘’Rusya, Türkiye ile Suriye rejimini aynı masaya getirerek Suriye'deki mevcut sorunları çözmeye çalışıyor. Ancak, bu tür girişimlerin başarılı olabileceğine inanmıyorum. Suriye rejimi kendi taleplerinden asla taviz vermeyecektir. Bunların başında Türkiye'nin Suriye topraklarındaki tüm birliklerini çekmesi ve Türkiye'nin silahlı Sünni muhalif gruplara verdiği desteği çekmesi geliyor. Aynı şekilde, Suriye rejiminin Türkiye'nin kuzeydoğudaki özerk yönetimi ezme taleplerine de boyun eğeceğine inanmıyorum. Ne bunu yapacak araçlara sahiptir, ne de koşullar bu tür planlar için elverişlidir. ‘’ Yanıtını verdi.