YPG Sözcüsü Redur Xelil’in, Cuma günü (dün) Qamışlo’da gerçekleştirdiği basın açıklamasında, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim tarafından bir gün öncesinde (14 Ekim 2015, Perşembe) yapılan ‘ABD’nin havadan fırlattığı silahların YPG güçleri ve müttefiklerine ulaştığı’ şeklindeki açıklamasına dönük sert ifadeleri Kürt kamuoyunda geniş yankı buldu.
Salih Müslim Perşembe günü yaptığı açıklamada ‘ABD’nin 50 tonluk silah yardımını Kürt güçlerine ve müttefiklerine gönderdiğini, bunun başlangıç olduğunu ve devamının geleceğini,” belirtirken, bir gün sonra basın önüne çıkan Redur Xelil ise “Müslim’in bu açıklamalarının sadece kendisinin ve başkanı olduğu partinin bakış açısını yansıttığını, bu açıklamaların YPG’yi hiçbir şekilde bağlamadığını,” vurgulayarak, Washington’un daha önceden bu silahları kimlere gönderdiğini açıkladığını hatırlatmıştı.
Salih Müslim’in bu açıklamalarının ardından Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Kürt güçlerine gönderilen silahların bir şekilde Türkiye’de Türk güvenlik güçlerine kullanılması halinde Suriye’deki Kürt güçlerine karşı her türlü tedbiri alacakları ve bu silahları imha edecekleri tehdidinde bulunurken aynı gün bir açıklama yapan Pentagon, hava yoluyla Suriye’nin kuzeyine fırlatılan silah ve mühimmatların küçük bir bölümünün Kürt güçlerinin eline geçtiğini doğrulamıştı.
YPG güçlerinin PYD ile direk bağlantısının olduğu bilinmesine rağmen, Xelil Redur’un basın önünde yaptığı nezaket barındırmayan açıklamalar YPG liderliği ile PYD arasında çok öteden beri mevcut derin bir uçurumu gözler önüne sermesinin yanısıra Salih Müslim’in ve PYD’nin Batı Kürdistan’daki rolünün ve etkisinin sadece sembolik olduğunu hiçbir kafa karışıklığına meydan bırakmayacak şekilde ortaya serdi.
Redur Xelil’in nezaketten uzak açıklamalarının PYD lideri sıfatıyla uluslararası görüşmeler gerçekleştiren Salih Müslim’in prestij ve saygınlığına da büyük bir darbe vurduğu düşünülüyor.
Öncesinde de Salih Müslim’in PYD ve Kantonlar üzerindeki etkisinin sorgulandığı benzer hadiseler yaşanmış, en son Hewler’de ABD’li yetkililerin de katıldığı 3’lü bir toplantıda alınan Rojava Peşmergeleri’nin Batı Kürdistan’a geçme anlaşması açıklamasının hemen ardından Kanton Yönetimleri böylesi bir anlaşmanın olmadığını beyan ederek Salih Müslim’i boşa çıkarmışlardı.
Bölgedeki aktivistler ve medya çalışanlarının bir kısmı YPG güçlerinin halihazırda direk olarak ABD dış politikasına bağlı hareket ettiklerini, bu nedenle bir süreden bu yana iç menfaatleri gözetmediklerini, Redur Xelil\'in bu açıklamalarının arkaplanında Türkiye ile ilişkilerinde sorun yaşamak istemeyen Amerikalıların bulunduğunu ileri sürerken, diğerleri PYD ile YPG arasındaki ilişkilerin formaliteden öte bir anlam taşımadığını, belirleyici olanın YPG yönetimi olduğunu belirtiyorlar.