Rojava Özerk Yönetimi’nin kontrolündeki bölgelerde yapmak istediği yerel seçimler yeni bir bölgesel gerilimin de fitilini ateşledi.
İlk olarak 30 Mayıs’ta yapılacağı açıklanan, ardından 11 Haziran’a ertelenen yerel seçimlerin tarihi, son olarak ağustos ayına ertelendi.
Kuzey ve Doğu Suriye Yüksek Seçim Komiserliği, dün (6 Haziran) yaptığı erteleme açıklamasında, “seçim propaganda süresi için ayrılan sürenin sınırlı olması” gerekçesiyle bu kararın alındığını belirtti.
Ancak süreci başından itibaren “Türkiye’nin ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemler” olarak nitelendiren Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bölgeye yönelik yeni askeri operasyon tehdidinde bulunurken, MHP lideri Devlet Bahçeli de “Ankara ile Şam arasında işbirliği köprüsü inşa edilerek” askeri operasyon yapılmasını öneriyor.
Rojava Özerk Yönetimi’ni destekleyen ve bölgede askeri varlığı bulunan ABD, “uygun şartların olmaması” gerekçesiyle seçimlerin yapılmamasını istiyor. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) çatısı altında bulunan siyasi partiler ise yerel seçimleri boykot ediyor.
Türkiye siyasetini yakından takip eden ve Şam’da yaşayan Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian ile Kuzey Rojava’daki yerel seçimlerin ertelenmesini, Rojava-Şam ilişkilerini ve Ankara’nın Şam ile ‘normalleşme’ arayışlarını Bianet’te değerlendirdi.
Suriyeli gazeteci Kassargian’ın sorulara yanıtları şöyle:
Rojava’daki seçimler Şam’da nasıl karşılanıyor?
‘’Şam’ın seçimlerle ilgili resmi bir açıklaması ya da bir tavır sergileme durumu olmadı. Ama hükümete yakınlığıyla bilinen medya bu seçimlere çok sert hedef aldı. Ve genel olarak Şam’ın söylemiyle uyumlu cümleler kurdu. ‘Bölücülük’ suçlamaları, ‘Amerikan uşaklığı’ ya da ‘Amerikan ajanlığı’ yaptıkları yönünde ifadeler -ki bunlar artık Şam siyasetiyle özdeşmiş tavırlar. Ancak dediğim gibi ne İçişleri, ne Dışişleri, ne de Cumhurbaşkanlığı’ndan seçimlerle ilgili resmi açıklama yapıldı.’’
“Ağustosta bir erteleme kararı daha gelebilir”
Rojava Özerk Yönetimi’nin yerel seçimleri erteleme kararını nasıl yorumluyorsunuz?
‘’Şahsen ben bu seçimlerin ertelenmesini bekliyordum. Çünkü daha önce 2017’de Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde buna benzer bir atmosfer doğmuştu. O dönem Erbil yönetimi bağımsızlık referandumu kararı almıştı ve Erbil’in en yakın müttefik olarak bilinen ABD bile “Yapmayın” demişti. Erbil’le çok iyi ilişkilere sahip olan Türkiye de referandum kararından geri adım atılmasını istemiş ve hatta tehdit etmişti. Sonunda da Irak ordusu ve Haşdi Şabi’nin askeri harekâtıyla Erbil yönetimi ciddi kayıplar vermişti.
KBY’de yaşananlar hafızalarda hala taze. Dolayısıyla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin de özellikle ABD Dışişleri’nin “seçimlere gidilmemesi” çağrısı yapmasının ardından bu seçimleri erteleme kararı alması bekleniyordu. Ama ağustos ayına kadar ertelenmesi kararının da zaman kazanma hamlesi olduğunu düşünüyorum. Özerk yönetim bu süre içinde biraz daha ABD’nin ve genel olarak Batı’nın tavrına bakacaktır. Uluslararası siyasi konjonktüre bağlı bir durum. Ama ağustosta yeniden bir erteleme olması da güçlü bir ihtimal.’’
Rojava-Şam ilişkilerinde son durum nedir?
Rojava-Şam ilişkilerinde yeni bir şey yok. Bu ilişkiler öyle siyaseten normal şekilde izah edilecek bir ilişki değil. Ortada istihbarat üzerinden kurulan ve yalnızca güncel ve günlük yaşamla ilgili konuları tartışılıyor. Birkaç kere daha geniş kapsamlı siyasi konular konuşuldu ama bir sonuca varılamadı. Onun için bu ilişkiler olduğu gibi kalıyor. Ne uzaklaşıyor ne de yakınlaşıyor. Mesafeli, de facto ve şartlar gereği bunun kurulması zorunluluğu altında iki taraf da ilişkileri ve diyaloğu devam ettirmeye çalışıyorlar.’’
Şam’ın ‘normalleşme’ şartı: TSK bölgeden çekilmeli
Ankara’nın ‘normalleşme’ adımları ve Kürtlerin kontrolündeki bölgelere yönelik ortak operasyon çağrılarının Şam’da bir karşılığı var mı?
‘’Öncelikle bu söylemin Ankara’dan çıktığını katılmıyorum. Çünkü bu çağrı, her ne kadar iktidar ortağı olsa bile MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi. Ve Bahçeli’nin çıkışları her zaman resmi tavır ya da Erdoğan’ın isteği şeklinde olmuyor. Bu yüzden Ankara’da da böyle bir hava yok. Çünkü Şam, Amerikalıları ve o bölgede Amerika ile çalışanları nasıl ki bir 'işgal gücü' olarak görüyorsa Türkiye’yi de öyle tanımlıyor. Türkiye ile herhangi bir işbirliğinden önce TSK’nin bölgeden çekilmesi şartını öne sürüyor. Onun için böyle bir işbirliğinin gerçekleşeceğini çok düşünmüyorum. Şam’da böyle bir işaret de yok.’’