MA'ya konuşan Rojava Özerk Yönetimi İletişim Dairesi Eş Başkanı Ciwan Mele İbrahim, bu kişilerin pasaportunu taşıdığı yaklaşık 60 ülkenin "Vatandaşlarınızı geri alın" çağrılarını reddetmesi nedeniyle IŞİD'lileri yargılama kararı aldıklarını söyleyerek, mahkeme sürecini anlattı.
'Uluslararası mevzuat göz önünde tutulacak
İbrahim, bu düzenlemelerle IŞİD'lilerin "Halk Koruma Mahkemesi" ve "Toplumsal Adalet Meclisi" çatısı altında yargılanacaklarını belirtti. Sürece ilişkin toplantıların devam ettiğini, işlenen suçlar ve belgeler çerçevesinde bir yargılama yapılacağını söyleyen Îbrahîm, konuyla ilgili uluslararası mevzuatın da göz önünde tutulacağını vurguladı.
'Bir kaç gün içinde başlayacak'
İbrahim, "mahkemelerin birkaç gün içinde başlayacağını ve duruşmaların kamuoyuna açık bir biçimde yapılacağını söyledi. Ayrıca mahkemelere IŞİD'lilerin saldırılarında ölen aileleri de katılacak.
Uluslararası hukuk kuruluşlarına ve yargılanan IŞİD'lilerin vatandaşı olduğu ülkelere de davetiye göndereceklerini söyleyen İbrahim, yargılamanın şeffaf bir biçimde yapılacağını söyledi.
Batılılar 'sürpriz' olarak değerlendirdi
Reuters'a isim vermeden konuşan Batılı bir diplomat ise bu kararı bir sürpriz olarak gördüklerini söyledi. Diplomat, IŞİD militanlarının Rojava'da yargılanması fikrinin geçmişte ele alındığını ama Şam yönetiminden ayrı faaliyet gösteren bölgesel bir mahkemede yargılamanın yasallığı konusundaki soru işaretleri nedeniyle bundan vazgeçildiğini anlatarak şöyle dedi: "Kimse bunu yapacaklarını düşünmüyordu. Onların çok sayıda kişiyi tutuyor olmalarını ciddiye alıyoruz ama bu, yargılamadan ayrı bir konu. Bu kişileri yargılamak tamamen farklı bir zorluk."
'Güvenlik sorunu yaşanabilir uyarısı
Diplomat, bahsi geçen mahkemelerin özellikle yüksek seviyede güvenlik önlemi alınmasını gerektirdiğini, kamplarda tutulan IŞİD militanlarının kaçma girişimi riskinin artacağını söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden destek
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden terörle mücadele uzmanı Letta Tayler ise uluslararası toplumun ya Rojava'daki mahkemelere destek vermesi ya da kendi ülkelerinde veya üçüncü bir ülkede yargılamanın önünü açması gerektiğini belirtti. Tayler, bu iki seçeneğin dışındaki adımların "zanlıların yasal haklarının ihlali" anlamına geleceğini söyledi; IŞİD mağduru olanların adalete kavuşması için de bu yargılamaların gerekli olduğunu belirtti.
Ne olmuştu?
Demokratik Suriye Güçleri'nin (DSG) 2017-2019 arasında IŞİD'i Irak sınırındaki Baxoz bölgesinde yenilgiye uğratmasının ardından, örgütün binlerce militanı gözaltına alınmıştı. Sayılarının 10 bini bulduğu düşünülen ve Hol gibi kalabalık kamplarda tutulan bu yabancı militanlar, Suriye'de 12 yıl önce patlak veren iç savaşın en karmaşık güvenlik ve insan hakları konularından biri haline gelmişti
Ancak DSG'nin ve Özerk yönetimin yabancı savaşçıların pasaportlarını taşıdıkları ülkelere iade edilip burada yargılanmaları yönünde yıllardır yaptığı çağrılar büyük ölçüde karşılıksız kaldı. Kanada, Fransa ve İngiltere gibi birçok Batılı ülke, IŞİD'e katılan vatandaşlarını, "terör yasalarının yeterince uzun hapis cezaları verilmesini engelleyeceği" gerekçesiyle yeniden kabul etmeye yanaşmadı. Kabul edilmeyen kişiler arasında, binlerce yabancı kadın ve çocukları da bulunuyor.
Rojava Özerk Yönetimi ise yıllardır kamplarda tutulan binlerce yabancı IŞİD militanının kendi ülkelerine iade edilip buralarda yargılanması yönündeki çağrılarının karşılıksız kalması sonrasında bu kişileri kendileri yargılama kararı aldı.