Rojava Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd, Demokratik Toplum Hareketi’nin (TEV-DEM) Kamişlo’daki yıllık toplantısında konuştu.
Suriye rejimi ile yapılan çözüm diyaloglarını değerlendiren Bedran, “Biz rejim ile diyaloga varız ve bu konuda ciddiyiz. Bazı kırmızı çizgilerimiz var bunlardan vazgeçmeyiz. Bu şartlarımızdan birincisi Özerk Yönetim’in tanınması ve kabul edilmesi ikincisi de DSG’nin kabul görmesidir. Rejim ile yaptığımız her diyalogda bölgede yaşayan Kürt, Arap ve Süryani tüm halklar yer aldı” dedi.
Rejimin diyaloğa ciddi yaklaşmadığını söyleyen Bedran, “Şimdiye kadar rejimden ciddi bir adım görmedik. Rusya bizi ve rejimi yakınlaştırmak istiyor. Fakat rejim hiçbir şartımızı kabul etmiyor. Diyalog konusunda ciddi değiller. Sürekli şiddet dilini kullanıyor. Bu nedenle aramızdaki diyalog süreci uzun sürecek gibi görünüyor” dedi.
Türk devletinin hem ABD’den hem de Rusya’dan destek görmeye çalıştığını ifade eden Bedran, “Rusya ve ABD ikisi de Ortadoğu’daki hegemonyasını arttırmak için uğraşan iki devlet. Hegemon devletler kendi aralarında anlaşarak Türkiye’nin Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal etmesine izin verdi. Yaklaşık 5 yıldır uluslararası koalisyon ile ortak çalışma yürütüyoruz. Türk devletinin saldırılarından önce uluslararası koalisyon devletleri Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik her türlü saldırının karşısında durma sözü vermişti. Fakat bu devletler verdikleri sözleri unuttular. Birçok askeri üslerinden çekildiler. Türkiye'nin bize saldırmasına yol verdiler. Rusya ve rejim de bölgeye askerlerini yerleştirdi. DSG’nin büyük direnişi uluslararası büyük destek gördü. Türk devletine siyasi baskılar yapıldı” ifadelerini kullandı.
Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’nin özgürleştirilmesi kendileri için stratejik bir dava olduğunu kaydeden Bedran, “İşgal edilen topraklarımız özgürleşene kadar mücadelemiz sürecek. Rejim ile yaptığımız anlaşma askeri bir anlaşmaydı. Anlaşma kapsamında rejim güçleri Dêrik’ten Minbic’e kadar sınır hattına konuşlandı. DSG güçleri her alanda savaştaydı. Rejim güçleri uluslararası yola kadar gelerek durdu. Savaş alanına girmedi. Rusya, elimizdeki her şeyi rejime teslim etmemiz için bize tehditler savurdu. Hiçbir tehdide boyun eğmedik ve teslim olmadık” şeklinde konuştu.
DSG’nin zayıflamasının terörün yeniden canlanması anlamına geldiğini belirten Bedran, dünya devletlerinin bunun farkında olduğunu ve kimsenin DSG’nin zayıflamasını istemediğini söyledi.