Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'un Suriye Kürt YPG milisleri aleyhine bir saldırı başlatılmasına olumlu yanıt verdiğini ilan ederken, aynı gün ABD’li diplomat Jim Jeffrey Erdoğan’la çelişen bir açıklama yaptı ve “Kuzeydoğu Suriye'ye yönelik herhangi bir saldırının kötü bir fikir olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Ankara’nın Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne bağlı uluslararası ilişkiler profesörü Hüseyin Bağcı Türkiye’nin tehditleri için “askeri şantaj mı yoksa bir blöf mü olduğunu söyleyemeyeceğini”, “Türkiye’nin askeri harekat yapabilecek, kabiliyete ve dövüş moraline sahip olduğunu” dile getirdi ve “Asıl soru bu askeri operasyonun ne zaman ve nasıl gerçekleştirileceğidir. ” şeklinde konuştu.

“Muhtemelen Kürt güçleri bölgeden çekilecekler” şeklinde görüş belirten Bağcı, “Amerikalılar, Türkiye'nin beklentilerini karşılamak için son dakikaya kadar müzakere edecekler veya ilk defa iki NATO ülkesi, iki stratejik müttefik arasında bir çatışma göreceğiz” dedi.

Washington'un desteklediği bir girişimde Kurdistan Bölgesi destekli Rojava Peşmergelerinden oluşan bir heyetin Pazar günü YPG ve onun siyasi kanadı olan PYD temsilcileriyle buluştuğu dile getirilen analizde, Washington’un, Peşmerge gücünü YPG ile Türkiye sınırı arasında potansiyel bir tampon olarak ele aldığı ve Rojava Peşmergeleri’nin Suriye Sınırı boyunca konuşlandırılmasının ABD’nin insiyatifiyle gerçekleştiği vurgulandı.

Bu teklifin PYD ve YPG tarafından reddedildiği hatırlatılan analizde Irak ve Suriye Kürt güçleri arasında derin bir güvensizlik olduğuna dikkat çekildi.

Böyle bir hareketin Ankara tarafından da reddedilmesinin muhtemel olduğuna değinen Bağcı, “Türkiye’nin Kuzey Irak'taki peşmergelere güvenmesi için bir sebep olmadığını” vurguladı ve “Artık Kürtlere bu oyunun bir parçası olmaları için izin verilmeyecek. Peşmerge Kürtler bir tampon bölge olmaya çalışırlarsa Ankara tarafından YPG’yle eş tutulur ve terörist olarak eşit muamele görürler” diye ekledi.

Türk iç siyasetinin, Mart ayında yürürlüğe girecek olan kritik yerel seçimlerle, karmaşık bir sürece girdiğine dikkat çekilen analizde, Türkiye’nin, ekonomik durgunlukla karşı karşıya olduğu ve kamuoyu yoklamalarının, Erdoğan’ın iktidardaki AK Partisinin oylarını düşürdüğünü gösteriyor.

“Suriye'deki bu askeri operasyon girişiminin zamanlamasını, popülizme kaçış” olarak değerlendiren Küresel Kaynak Ortaklarından analist Atilla Yesilada, “Zamanlamanın, AKP'nin milliyetçilere ve Türk etnik duygularına hitap ederek eski oylama yöntemlerine geri döndüğünü ve bunun tehlikeli bir oyun olduğunu” öne sürdü.

İki ülke arasında bu yılın başlarında gelişen krizin ardından Türkiye ekonomisinin ABD’nin yaptırımları kaldırmasına rağmen ciddi bir tehdit aldığı dile getirilen analizde, Olası bir Türk ABD çarpışması ve ardından Türkiye’ye çeşitli yaptırımlar uygulanması halinde Türkiye’nin bundan olumsuz bir şekilde etkileneceğini vurgulandı ve ikili diplomatik çabaların olası bir çarpışmanın önüne geçebilmek için son güne kadar yoğunlaşağı tahmininde bulunuldu.