Batılı ülkelerin Rusya’ya uyguladığı ambargoya dikkat çeken Genç, bu ambargonun Türkiye üzerinden delinmesi karşılığında operasyon için pazarlık yapıldığını söyledi.
\"Putin, Türkiye’nin batı içerisinde bir Truva atı gibi rol almasını istiyor.\" yorumununda bulunan Genç şu tespitte bulunuyor; \"Bunları yapabilmesi için de Türkiye’ye bir şey vermesi gerekiyor. Bu tür hegemonik güçler insafsız olurlar. Satabilecekleri, pazarlığa oturtabilecekleri değerler her zaman vardır. Putin, bu çerçevede Türkiye’nin Rojava’daki emellerinin kendisini masaya yatırıyor. Ortada böyle bir pazarlık var. Putin Türkiye’ye kısmen onay verdi ama gerçek anlamda henüz tüm arzu ettikleri açısından beklentilerini henüz karşılayan süreçleri görmüş değil.\"
‘Zaten fiili bir savaş durumu var’
Genç şöyle devam ediyor, \"Bir süredir Rojava’ya saldırılar zaten yapılıyor. SİHA, topçu birlikleri ya da ÖSO tarafından saldırılar yapılıyor. Türkiye’nin egemenlik kurduğu kentler üzerinden operasyonal sürece hız verilmiş durumda. İçeride aslında zaten fiili bir savaş durumu var.\"
‘Kürtler birbirine düşman iki lideri kardeşleştirme potansiyeli taşıyor’
Esad ile Erdoğan’ın görüşmesi döşenmiş bu kadar yoldan sonra mümkün hale geldi.\" diyen Yüksel Genç, hem Esad hem Erdoğan, Kürtlerin mevcut pozisyonunda elde etmiş oldukları statüyü kendi devletsel bekalarına ve iktidar çıkarlarına ters ve tehlikeli buldukları için aynı konuda kolaylıkla uzlaşabileceklerini ifade ediyor.
Genç konuşmasını şöyle sürdürüyor:
\"Kürtler iki düşman lideri kardeşleştirme potansiyeli taşıyor. Türkiye, Esat ile yapacağı görüşmede “sizin sınırlarınız içindeki özerk yapılanmanın kendisi Türkiye için de tehdittir, ortak tehditte buluşalım” deyip ilişkileri Kürt meselesi üzerinden yeniden tesis etmek isteyebilir. Türkiye “eğer sizin gücünüz yetmiyorsa biz halledeceğiz” diyecektir. Bu durum iki ülkenin ilişkilerindeki kodları ortaya koyuyor. Esad’ın ise “Suriye’nin bu hale gelmesinde Türkiye’nin çok büyük katkısı var. Ülkemi parçaladınız, insanlarımı bana karşı kullandınız. İçeride farklı bir yapı kurdunuz, nifak tohumları attınız, size güvenip ilişki geliştiremem” demeyecektir. Çünkü devletler güncel çıkarlar üzerinden, ortak düşmanlar üzerinden geçmişin üzerine sünger çekmeyi becerebilen yapılardır. Devletlerarası ilişkilerde ilke beklemek hayaldir. Hem Esad yönetimi Kürtlerin ve Kuzey Suriye hattında oluşan özerk yapının kendisini tanımak istemiyor hem de Türkiye orada oluşabilecek bir yapıyı kendi çıkarlarına tehdit olarak görüyor. Bu noktada uzlaşabilecekleri çok açık bir alan var. Türkiye olası bir operasyonun Suriye’nin çıkarına da olacağını iddia edecektir.\"
Açıklamasının sonunda Genç, \"Mutabakat arayışında Türkiye’nin Suriye’ye girememesi yok. Türkiye zaten Suriye’de, İdlib’de, Cerablus’ta, Afrin’de, Azez’de, Kobani’ye her gün saldırıyor. Türkiye girmeyi istediği derinlikten çıkmaz. Uzlaşılmaya çalışılan şey bu.\" ifadelerini kullandı.