Ali Qazi'nin dün başkent Erbil'e getirilen naaşı, burada düzenlenen resmi törenin ardından Süleymaniye’nin Kelar ilçesinde toprağa verildi.
Ailesi, Ali Qazi’nin vefatından önce vasiyetinde “ölürsem beni Mahabad’da gömün” dediğini belirtmişti. Cenazenin Rojhılat’ın Mahabad kentine götürülmesi için İran’lı makamlara başvuru yapılmıştı. İran’ın Hamburg Konsolosluğu da ailenin talebini kabul etmişti.
Ancak aile, Qazi Muhammed’in, “Düşman asla size acımaz. Kürtlerden başkasına güvenmeyin” şeklindeki vasiyetini dikkate alarak, Ali Qazi’nin Kelar’da toprağa verilmesini uygun gördü.
Ali Qazi’nin oğlu Kurdo Qazi, “Babam hep biz Kürdüz, Kürdistanlıyız, hiç bir zaman ayrım yapmamalıyız derdi. Bu yüzden biz de babamın başka bir bayrağın değil, Kürdistan bayrağının gölgesinde huzur içinde uyumasını doğru bulduk. Bu nedenle Kelar’a getirdik. Burada emanet olur ve İnşallah gün gelir Mahabad’a döner” dedi.
Ali Qazi 1933 yılında Mahabad'da doğdu. Kürdistan Cumhuriyeti ilan edildiğinde 12, cumhuriyetin kurucusu babası Qazi Muhammed idam edildiğinde ise 13 yaşındaydı. Qazi, 1979’da Almanya’ya yerleşti.
Kazi Muhammed’in kızı Münire Qazi de, “Babam idam edildikten sonra tek evladının Sablax’da okula gitmesine izin vermediler. Annem, ‘evladım seni nereye götüreyim’ der dururdu” diye anlattı.
Qazi Muhammed ile Caf beylerinin siyasi ve toplumsal ilişkileri her zaman çok güçlü oldu. 2020 yılında vefat eden Qazi Muhammed’in kızı Meryem Qazi’nin cenazesi, Kelar’da, eşi Caf Serdar Bey’in yanına defnedildi. Ali Qazi de kardeşi ile aynı yerde toprağa verildi.