MEB geçtiğimiz haftalarda 20 bin öğretmen atamasına ilişkin branş dağılım kontenjanını açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “7 bin 503 okul öncesi, 2 bin 223 sınıf, 1250 özel eğitim öğretmeni, 1218 din kültürü ve ahlak bilgisi, 1004 adet de ilköğretim matematik öğretmeni alacağız” dedi. 1 Eylül’de yapılacak atamalara ilişkin bakanlık sitesinde yer alan bilgiye göre Kürtçeye 3 kontenjan ayrıldı. Kürtçenin Kurmancî lehçesine 2, Zazakî lehçesine ise 1 kontenjan verildi. Fakat Kürtçeyi seçmeli ders olarak tercih eden öğrencilerin sayısı ise 20 bin. Halihazırda 79 Kürtçe öğretmeni olmasına rağmen sayı oldukça düşük kaldı.

Uzun süredir bu konuda kamuoyu çalışmaları yürütmeye çalışan Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) sosyal medyadan çağrılar yapıyor. DİERG’in çağrısı atamaların güncellenerek Kürtçe öğretmen sayısının artırılması yönünde.

Yeterli Değil

DİERG Direktörü Aziz Yağan ile bu durumu konuştuk. “Bakanlığın mantığını anlamakta güçlük çekiyoruz” diyen Yağan, “Yalnızca üç öğretmenin atanacak olması kesinlikle makul değil. Şu an 79 öğretmen var ama bunlar da başka yerlere tayin olmak için branş değiştiriyorlar. Dolayısıyla şu anda öğretmen sayısı hiç yeterli değil. Biz ek atamayla daha Kürtçe öğretmeninin atanmasını istiyoruz. En az 200 ek kadro verilmeli” ifadelerini kullandı.

Sosyal medyada yaptıkları çağrılarla toplumun durumu fark etmeye başladığını aktaran Yağan, “Atama yapılacağı duyulunca memnun oldular ama sonra yetersiz olduğunu fark ettiler. Sonuçta dersi 20 bin kişi tercih etmiş. Burada bir ayrımcılık yapıldığını görüyoruz. Geçen günlerde Kayseri’de Çerkesçe konuşan bir kişiye yapılan hakaretten farklı değil bu durum. Bu meseleye bize kalırsa en çok Kürtler dışındaki kesimler destek vermeli” diye konuştu.

DİERG geçen günlerde konuya dair şu açıklamayı yapmıştı:

"Geçtiğimiz seçmeli ders tercihi döneminde 20 bin 265 öğrenci Zazaca ve Kurmanccayı içeren Kürtçe dersini tercih etmişken, Bakanlığın bu derse neden sadece üç kontenjan ayırdığına dair bir açıklama yapması yerinde olacaktır. Tamamen ihtiyaçlara göre planlama yapılıp yapılmadığını bilmek, kontenjan sayılarını belirleyen parametreleri bilmek herkese güven verecektir. DİERG, seçmeli 'Yaşayan Diller ve Lehçeler' derslerinin zorunlu hale getirilmesi önerisini tekrar anımsatır. Ayrıca, Türkçe dışındaki anadillerine sahip öğrenciler için de 'anadilinde zorunlu eğitime' başlanması önerisini tekrar vurgular."