Kürtçe’nin Türkiye’de resmi dil olması için UNESCO’ya başvuru yaptıklarını aktaran Barıj Celali, bir adımın atılmadığını dile getirdi.
Rûdaw TV Haber Bülteni’ne katılan Barıj Celali, “Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da hak ve özgürlükler kötü durumda, özellikle kadınların üzerindeki baskı ve şiddet tırmanmaya devam ediyor. Her gün bir kadının ölüm haberini okuyoruz. En son Muş Malazgirt’te şiddete uğrayan bir Kürt kadını Emniyet’e gittiğinde, ifadesini Kürtçe verdiği için dikkate alınmamıştı ve saldırgan serbest bırakıldı. Daha sonrasında da kadını öldürdü” dedi.
Siyasi parti ve kurumların Kürtçe’ye önem vermesini isteyen Barıj Celali, sadece basın açıklamalarıyla bir yere varılamayacağını, herkesin bu ulusal sorun hakkında çalışma yapmasını beklediklerini ifade etti.
Barıj Celali, dil hareketi olarak sivil bir yapı olduklarını ve ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını ancak genel olarak Kürtlerin de anadillerine önem vermediklerini, çocukların Kürtçe bilmediklerini söyledi.
Bir annenin yakınarak, “Ben Türkçe bilmiyorum, çocuklarım Kürtçe bilmiyor, bu suç devletin de suçudur” dediğini aktaran Celali, asimilasyona karşı çıkılmasını ve buna sessiz kalınmaması gerektiğini vurguladı.
Celali ayrıca, Kürt kadınların sorunlarının diğer ulus kadınlarına göre daha çok olduğunu ve kadınlara destek olunması gerektiğini kaydetti.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Kadın Destek Hattı’nda (KADES) Kürtçe’ye yer vermemesine tepki gösteren Celali, bunun haksızlık, vicdansızlık ve ahlaksızlık olduğunu ifade etti.