İbrahim Gürbüz kitabında anı ve hayat hikayesini anlatıyor.
Elif Gün, kitabı, “Yaşamın Kıyısında adlı kitapta, İbrahim Gürbüz kendi şahsına münhasır, mücadele, sürgün, yokluk, ölüm içinde yetişmek zorunda olan, yaralı bir çocuktur. Daha sonra o yaralı çocuğun yavaş yavaş büyüyüp karanlığa hapsedilmiş ülkesinin bir yolcusu oluşuna şahit oluyoruz. 1955 yılında Kars’ın Sarıkamış İlçesi’nin Qizil köyünde dünyaya gelir. Daha küçücük yaşında bilmediği diyarlara yani Türk metropollerinden biri olan İzmir’in Tire ilçesine sürgün edilir. İbrahim Gürbüz’ün hikayesini ve hayatını renksiz çocukluk fotoğraflarından görüyor ve okuyoruz” ifadeleriyle tanıtıyor.
Kitap genel olarak yazarın anılarından oluşuyor ve bu anılar ise yazarın çocukluğundan yaşlılığına kadar geçen bir zaman dilimini kapsıyor.
12 Eylül’de cezaevinde tek kişilik hücrede kaldığı zamanlarına da yer veren Gürbüz, kitabını şu satırlarla sonlandırıyor:
“Ülkemiz gölgede kalmasın, Alman ulusunun kurucu filozofu Goethe, ölüm döşeğindeyken, ‘Işık ışık biraz daha ışık!’ demiş. Bize de ışık ve ışık, daha çok ışık gerekiyor. O ışığı bulan, yüzlerce, binlerce genç bu ışık sayesinde, özgür ve bağımsız bir ülkeyi yapılandırabilirler. Ancak o ışıkla donanan gençler, tutsak edilmiş ülkemin özgürleşmesinin teminatı olabilirler. Tek umudum o ışıklı gençlerde…”
Nerina Azad. K24