Rûdaw TV’de yayınlanan 15:00 bülteninde Hêvîdar Zana’nın konuğu olan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizirî, Türkiye’de Kürt dilinin resmi olmasını ve Kürt Dili Kurumunun kurulması talebinde bulunduklarını hatırlattı.
HDP’lilerin “15 Mayıs Kürt Dili ve Bayramı’nın Belirli Gün ve Haftalar Çizelgesi”ne eklenmesi talebinin, Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “Anayasa uygun değil” gerekçesiyle reddedildimesini de değerlendiren Cizirî, “Bakanlık Türkiye’de hakim mantaliteye göre yanıt vermis. Çünkü Anayasa Kürtlere ait birçok şeyi reddediyor. Ancak Türkiye’de pratikte gerçekleşen bazı şeyler var. Mesela 24 saat yayın yapan bir TRT Kurdi var. Bunu nereye yerleştireceksiniz?” dedi.
Türkiye’de Arapça, Fransızca, İngilizce’nin yanı sıra üniversitelerde Süryanice ve Kürtçe seçmeli derslerin de olduğunu hatırlatan Cizirî, bu durumun mevcut Anayasa ile çelişkili olduğunu söyledi.
Şerefxan Cizirî, “Türkiye’de Anayasa değişmeden Kürtçe anadil hakkındaki taleplerde bulunmak yerinde midir?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Evet, Anayasa Kürdi birçok şeyi reddediyor. Ama biz de buna karşı elikolu bağlı oturursak, pasif kalırsak olmaz. Belkediye başkanıysanız, milletvekiliyseniz bu konuda tepkinizi dile getirmelisiniz. Görüşlerinizi, önerilerinizi dile getirmelisiniz. Isterse hayır desinler. Eğer öyleyse TRT Kurdi de anayasaya karşıdır. Bir süre reformlar yaptılar ama sonra durduruldu. AK Parti içerisinde de bu konuda rahatsızlıklar var. Bazı vekiller Kürt diline ynelik hakaretlere karşı sert tepkiler de gösterdi. Böyle bir tartışma var ancak sonu nereye gider bilmiyorum. Fakat dediğim gibi, anayasada yok diye biz de çaba ve çalışmalarımızı durdurmamalıyız.”
“Bugün Kuzey Kürdistan’da Kürtçe zayıf düşmüşse bunu Kürtler önce kendilerine sormalı” diyen Şerefxan Cizirî, “Siyasi partilerimiz, kurumlarımız, halkımız kendisine şunu sormalı; neden adım adım dilimiz yok olup gidiyor. Evet devlet bu konuda riyakar yaklaşıyor, dürüst değil ama sen neden dilinden vaz geçiyorsun? Neden toplantılarını, etkinliklerini Kürtçe yapmıyorsun? Neden Kürtçe bilenleri öne çıkarmıyorsun, dilbilenlere değer vermiyorsun? Biz Kürt Dil Platformu olarak böyle bir duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizirî, “Dilimiz kimliğimizdir, varlığımızdır. Dilimiz kaybolursa Kürtler dilini kaybederse uluslararası alanda kültürlerini, edebiyatlarını ve birçok şeylerini nasıl tanıtabilecek? Kürt parti ve örgütleri Kürtçe meselesine taktiksel yaklaşıyorlarsa büyük bir hata yapıyorlar demektir. Stratejik ve hatta siyaset üstü olmalıdır. Kürt dili meselesi siyasetin üstünde olmalıdır. Biz bu ziyniyeti oluşturamazsak birçok değerimiz de dil ile birlikte kaybolup gidecektir” dedi.
Platform olarak Kürt dilinin resmi ve eğitim dili olmasını istediklerini, Kürt Dil Kurumu’nun kurulmasını önerdiklerini belirten Cizirî, bu talebi Ankara’da siyasi partilere de ilettiklerini söyledi.
Cizirî, “Eskiden annelerimiz bizimle Kürtçe konuşurdu ancak şimdi anneler çocuklarıyla Kürtçe konuşmuyor. Bu kendi eliyle evini yıkma anlamına geliyor. Asimilasyon çok kötü birşey, insanlarda travmaya yol açıyor. Biz bu konuyu partilere de hatırlatıyoruz” diye konuştu.