Kürt ulusunun 21\'inci yüzyılda tarihi bir fırsatın eşiğinde bulunduğu belirtilen açıklamada, tüm Kürdistani parti ve güçlere ulusal birlik çağrısında bulunuldu.
“Düşmanlarımız bir olmuş, gelin biz de bir olalım!” başlığıyla yayınlanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Faşist ve işgalci Türk devleti, Kürt halkına yönelik soykırım savaşında kararlı ve ısrarlı. Doktrini, ya da diğer bir ifadeyle varlık felsefesini Kürt halkı ve Kürdistan toprakları üzerinde yaşayan tüm bileşenlerin imhasında görüyor.
Geniş çaplı ve çok yönlük bir savaş planı ile Kürt halkının kazanımlarını yok etmek ve Kürt iradesini kırma doğrultusunda hareket ediyor. Ayrıca bir süredir, Kürdistani güçler arasında ulusal bir ittifak ve birlik sağlanmaması ve Kürtler arasında iç savaş çıkması için, bir süredir Güney topraklarında geniş kapsamlı saldırılara başladı.
İşgalci Türk devleti gün geçtikçe bu saldıırlarını karadan ve havadan genişletiyor. Ülkemizin güneyinde bir çok alanı işgal etti. Onlarca Kürt vatandaşı işgalci orduya ait uçakların saldırısı ve top atışları nedeniyle şehit oldu ve onlarcası da yaralandı. Bölgede yüzlerce köy ve yaşam alanı saldırılar nedeniyle boşaltıldı, vatandaşlara ait tarlalar, bağ, bahçeler, mal ve mülkler yakıldı ve viran edildi. Bunlar dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Her yıl Kürdistan\'ın dağları, ağaçları ve çalılarının nasıl ateşe verildiğini herkes görüyor.
‘Türk devleti Kürt güçlerin birbiriyle çatışmasını sağlamak istiyor’
İşgalci Türk devleti Kürt halkı ve Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırma stratejisi ve amacını bu kez açık bir şekilde şöyle dile getiriyor: ‘Bölgede savaş baskısı kurarak Kürt güçlerin birbiriyle savaşmasını sağlamalıyız. Aşiret ve kabilelerin siyasi olarak kullanılmasını ve farklı araçları iyi kullanmalıyız…’
Heftanin\'de yaşananlar Türk devletinin savaş yöntemi olarak dile getirdiklerini doğruluyor. Heftanin\'deki savaşa gelişmiş teknoloji ve ağır silahlarla birlikte, işbirlikçiler, ajanlar, korucular ve kendini satanlar Türk istihbaratının emri altında katılıyor.
Kürdistan\'ın güneyinde büyük bir tehlike olduğunu görüyoruz. Barbar Türk devleti Güney\'i işgal etmek istiyor. Hem işgal etmek hem de Kürtleri birbirlerine karşı kullanmak istiyor. Bunu da saklamadan açık bir şekilde söylüyor. Kürt siyasetindeki bu parçalanmışlık ve bölünmüşlük, en büyük utançtır ve yüz kızartıcı bir durumdur. Artık halkımız böyle bir Kürt siyaseti istemiyor.
Kürt halkı, Kürt ulusu 21\'inci yüzyılda tarihi bir fırsatın eşiğinde bulunuyor. Tüm acılar, zulüm, zorbalık ve yüzyıllık adaletsizlik gözler önündedir. Önümüze gelen fırsatı kaçırmamalıyız. Kaderimizi ve irademizi partisel çelişkiler ve kişisel çıkarlara kurban etmemeliyiz.
‘Kürtlerin düşmanları bir olmuş, gelin biz de bir olalım!’
Kürdistan\'ın dört parçasından Kürt halkının sanatçıları olarak, tüm Kürtlere, siyasi hareketleri, partileri ve kurumlarına şunu söylüyoruz: Düşmanlarımız bir olmuş, gelin biz de bir olalım!
Halkımıza çağrıda bulunuyoruz: Kim olursa olsun, hangi parti olursa olsun, ulusal birlik çizgisine kim gelmiyorsa, kim işgalci devletin politikalarına ortak oluyorsa, kim işgalci Türk devletinin politikalarına alet oluyorsa, Kürt halkının katledilmesinin sorumlusudur! Dört parçadaki halkımızın bunu kabul etmemesi, geçit vermemesi ve sert bir şekilde karşısında durması gerekiyor.
Kürt siyaseti, ya da diğer bir ifadeyle tüm parti ve hareketler, aynı zamanda aydınlar, sanatçılar ve toplumun akil insanları ve dini öncüleri; herkes bu konuya sorumlu yaklaşmalı. Bu durum, en yüksek düzeyde tehlikelidir. Artık Kürt siyaseti bu berbat haliyle ulusumuzun kazanımları ve değerlerini koruyamaz! Toplumun tüm kesimleri uyanık olmalı. Kim Ulusal Birliği istiyor, kim istemiyor! Kim ulusu koruyor, kim bozuyor!
Kürdistan parçalarının sanatçıları olarak çağrımızı yineliyoruz: Halkımız, Kürt toplumu, tüm siyasi parti ve örgütler özüne ve ulusal istişareye dönene kadar, bu siyasi duruma el koymalı.
Tüm Kürdistani parti ve güçlere de çağrıda bulunuyoruz. Ulusal birlik ve ulusal istişare siyaseti dışında, başka bir çare ve yöntem kalmadı! Bu konuda erteleme ve ilgisiz kalma, sessizlik ve eylemsizlik, düşmanın umudu ve arzusudur.
Kürt sanatçılar olarak özellikle Kürdistan\'ın dört parçası ve yurtdışındaki genç kadın ve erkeklerimize de çağrımız var: Siz, yüzyıldır parçalanmışlık ve bölünmüşlükle Kürdistan topraklarına yüzbinlerce şehit veren ulusumuzun geleceğisiniz. Her yerde, her alanda, ayaklanın, ulusumuzun geleceğinin söndürülmesine izin vermeyin.
Kahrolsun işgalcilik!
Yaşasın Kürdistan ulusunun birliği!”