İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabı Twitter’dan, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklanan ‘BÊRÛ’ isimli oyunla ilgili açıklamada bulundu. Vali Yerlikaya, yaptığı açıklamada, ‘Gaziosmanpaşa Kaymakamlığımız “BERU” tiyatro oyununu Kürtçe dilde olduğu için değil, PKK propagandası içermesi nedeniyle yasaklamıştır. Konuyla ilgili adli süreç başlatılmıştı’ ifadelerini kullanmıştır.

PKK'nin ısrarla karşı çıktığı, kabullenmediği Kürdistan Bayrağı'nı sosyal medyada beğendikleri, paylaştıkları için yüzlerce insan 'PKK Propagandası yapmak'tan yasal koğuşturmalara tabi tutuldular, hapis cezasına çarptırıldılar.

PKK ile hiç bir ilişkisi olmayan PAK yönetici ve üyeleri, PKK eleştirisi de içeren paylaşımları ve PAK'ın programındaki fikirleri yazdıkları, beğendikleri, paylaştıkları için; binlerce siyasetçi, yazar, aydın PKK’yi de eleştiren yazılarla birlikte düşüncelerini dile getirdikleri için, 'PKK Propagandası yapmak'tan yasal koğuşturmalara tabi tutuldular, hapis cezasına çarptırıldılar.

Şimdi de Istanbul Valisi BÊRÛ adlı Kürtçe tiyatro oyununun 'Kürtçe dilde olduğu için değil, PKK propagandası içermesi nedeniyle yasaklandığını ' söylemektedir.

Bu yasak da PKK ile hiç bir alakası olmayanların,PKK'yi eleştirenlerin daha önceleri 'PKK propagandası yapmak' suçlamasıyla cezalandırılmaları gibi akıl dışı yeni bir örnek olmasın?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve tüm yasalarında Kürt dili üzerinde açık, tartışmasız yasaklar mevcuttur. Yanı sıra, bugünkü Türkiye Devlet yöneticilerinin Kürt diline tahammülsüzlüğüne yüzlerce örnek vermek mümkündür.

BÊRÛ adlı Kürtçe tiyatro oyununun yasaklanması, hem Kürtçeye, hem de düşünce ve ifade özgürlüğüne tahammülsüzlüğün son örneğidir.

Mevcut AK Parti iktidarı ortağı MHP'nin önerisiyle Türkiye Eğitim sistemindeki kitaplarda geçen tüm 'Kürt' sözcüklerine de kısa bir süre önce yeni kitaplarda yer verilmemişti .

Bir yandan Devletin resmi bir yayın organı olan TRT KURDÎ hiç bir yasal dayanağı olmaksızın yayın yapıyor, bazı üniversitelerde Kürt Dili Bölümleri sınırlı da olsa eğitim veriyor; diğer taraftan da Kürt diline tahammülsüzlük tüm devlet kurumlarında, hatta yaşamın her alanında tüm açıklığıyla devam ediyor.

Ķürt diline karşı bu keyfi ve hukuk dışı muameleleri kınıyoruz.

Her türlü düşünce ve ifadenin, sanatsal etkinliğin ‘’PKK propagandası yapmak’ la suçlayarak yasaklanması, aslında düşünce , ifade ve örgütlenme özgürlüğünden duyulan korkunun ve Kürt karşıtlığının dışa vurumudur.

BÊRÛ adlı tiyatro oyununun yasaklanması bir tesadüf ya da ‘PKK ile ilişkisi’nden dolayı değil, onlarca örneğini gördüğümüz Kürt karşıtı siyasetin kaçınılmaz sonucudur.

Türkiye Devleti yöneticilerini bir an evvel bu Kürt karşıtı siyasete ve Kürt dili üzerindeki her türlü yasaklamalara son vermeye çağırıyoruz.

Kürt milleti de bu hukuksuz ve Kürt karşıtı siyaset karşısında her zamankinden daha fazla kendi diline sahip çıkmalıdır.

14.10.2020

PAK Basın ve İletişim Bürosu