Perulu bir yılda Kürtçe öğrendi

Perulu Öğrenci Kevin Azpilcueta Vâsquez, kursa giderek öğrenmeye başladığı Kürtçeyi bir yıl içinde günlük yaşam dili olarak kullanabilecek düzeye geldi. Kürtçeyi ve Kürtleri çok sevdiğini söyleyen Vâsquez, Kürtlerin önemli merkezi sayılan Diyarbakır.
13.06.2014, Cum - 07:26
 Perulu bir yılda Kürtçe öğrendi
Haberi Paylaş
Perulu Öğrenci Kevin Azpilcueta Vâsquez, kursa giderek öğrenmeye başladığı Kürtçeyi bir yıl içinde günlük yaşam dili olarak kullanabilecek düzeye geldi. Kürtçeyi ve Kürtleri çok sevdiğini söyleyen Vâsquez, Kürtlerin önemli merkezi sayılan Diyarbakır’da insanların kendi anadillerini konuşmamalarını ve Kürt gençlerinin bu konudaki duyarsızlığını ise eleştirdi.

Türkiye’de Kürt kimliği ve dili üzerinde yıllardır süren ve halen de çeşitli biçimlerde devam eden yasakçı anlayışa rağmen Kürtçe var olma mücadelesini sürdürüyor. Yasaklar ve uygulanan politikalar sonucu Kürtlerin bir kısmının yabancılaştığı Kürtçenin zenginliği ise dünyanın öbür ucundan gelen insanları bile cezbede biliyor. Kürtlerin bir çocuğu çocuklarını “gelecek” kaygısıyla yabancı dillere yönlendirirken, Güney Amerika ülkesi Peru’dan Türkiye’ye okumaya gelen Kevin Azpilcueta Vâsquez isimli bir öğrenci, Kürtçenin büyüsüne ve cazibesine kapıldı.

Vâsquez’în Kürtçe ile ilişkisi Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne 2013 yılında kayıt yaptırmakla başladı. Burada Kürt öğrenciler ile tanışan ve Türkiye’nin siyasi atmosferinden etkilenen Vâsquez, Kürtçeye merak salmaya başladı. Dil konusunda zaten meraklı olan Vâsquez, Kürtçeye yönelik merakları sonucunda Kürt Demokrasi, Kültür ve Dayanışma Derneği’ne (Kurd-Der) kayıt yaptırdı. Bir yıllık kurs sonucunda kendi anadiliyle hiçbir şekilde uyuşmayan Kürtçeyi konuşacak düzeye gelen Varquez, Kürtçeyi ve Kürtleri çok sevdiğini söyledi. Bu sene 3. sınıfı bitiren Vâsquez, Kürtçeyi öğrenme merakını anlattı.

‘Kürtler hakkındaki bilgilerim yetersizdi’

Vâsquez, “Türkiye’ye geldikten sonra Kürtlerin durumunu duymuştum. Ama maalesef Kürtler hakkında öğrendiğim şeyler sadece medyada gördüklerim ve duyduklarım şeylerdi. Bundan dolayı Kürtler hakkında bildiklerimin yetersiz olduğunu anladım. Daha sonra Kürtlerin içende yaşadıkları zor durumu gördüm. Kürtlerin bir ülkesi dahi olmadığını öğrendim. Dillerinin hala yasaklı olduğunu öğrendim. Ama şimdi Kürtleri hem daha iyi tanıyorum, daha iyi anlıyorum” şeklinde konuştu.

‘Kürtçeyi kaynağından öğrenmek istiyorum’

Kürtçe öğreneli bir yıl olduğunu söyleyen Vâsquez, Kürtlere kendisini yakın hissettiğini ve onlar için bir şey yapmak istediğinin bunun için de dil öğrenmeye karar verdiğinin altını çizerek, “Çünkü en önemli şey dildir. Geçen seneki Newroz’da Amed’e gitmiştim. Newroz dönüşünde Kürtçe öğrenmeye karar verdim. Burada Kürtçe ders veren Kürt Demokrasi -Kültür ve Dayanışma Derneği’ne giderek Kürtçe öğrenmeye başladım. Hala devam ediyorum” dedi. Vâsquez, Kürtçeyi daha iyi öğrenmek için seneye Kürdistan’a gitme kararı aldığını belirterek, “Oralara gidip Kürtçeyi kaynağından öğrenmek istiyorum. Kürt dili üzerindeki araştırmalarım ise devam ediyor” şeklinde konuştu.

‘Kürt gençleri dillerini unutuyor’

Kürtçenin yanı sıra Fransızca, İngilizce, Türkçe ve İspanyolca öğrendiğini söyleyen Vâsquez, başka bir dilin mantığı ile Kürtçenin öğrenilemeyeceğini söyledi. Vâsquez, Kürt dilini daha iyi öğrenmek için farklı kaynaklardan yaralandığını belirterek, Kürtçenin eski kaynaklarına ulaşmaya çalıştığını kaydetti.

Kürt dili için üzgün olduğunu da dile getiren Vâsquez, bunun nedenini ise şu sözlerle açıkladı: “Kürt gençlerinin yavaş yavaş dillerini unuttuklarını gördüm. Kürtçe konuşmuyorlar. İki sefer Kürdistan’a gittim. Amed’in Kürdistan’ın başkenti olduğunu söylüyorlar; fakat orada Kürtçe konuşulmuyor. Bu durum da beni üzmüştü. Türkiye tarihinde Kürtçenin yasaklandığını da biliyorum. Ama bunun dili kullanmak için gerekçe olmaması gerekir” dedi.

“Her yerde Kürt var ama Kürtçe konuşmuyorlar” diye üzüntüsünü dile getiren Vasquez, “Bir gün gelecek Kürt gençleri dilin ne kadar önemli olduğunu öğrenecektir. Kürtçe derler yar ‘bê ziman jiyan nabe’, Gerçekten de bu böyledir” diye konuştu.

‘Dil öğrenirken pratik yapmak önemlidir’

Vâsquez, yeni bir dil öğrenmede zorlukların yaşamasının normal olduğunu vurgulayarak, “Her dilin kendine özgü bir dizilişi ve yapısı vardır. Ama dil öğrenirken pratik yapmak çok önemlidir. Bu dili öğrenmeyi daha kolay kılar. Her zaman yanımda bir defter bulundururum. Sürekli kelimeler yazarım, yeni öğrendiğim kelimeleri unutmamak, için not alıyorum. Bununla birlikte pratik yapma, dil öğrenme için en önemli adımlardan biridir” diye konuştu.

‘Türkiye’de dil soykırımı varmış’

Bilkent Üniversitesi’ne kayıt yaptıktan sonra Kürt gençleri ile tanıştığını, bununda Kürtçe dili öğrenmede önemli olduğunu dile getiren Vâsquez, Kürt gençleriyle birlikte Kürtçe üzerinde yoğunlaştıklarını söyledi. Vâsquez, yaptığı araştırmalar sonucunda Kürt dilinin durumun kötü olmadığını fakat gereken önemin verilmediğine dikkat çekerek, “Türkiye’de Çerkes dili vardı fakat öldü. Bunun nedeni ise Türkiye’nin tek dil, tek bayrak ve tek millet politikalarıdır. Türkiye’de dil soykırımını olduğunu da öğrenmiş oldum” ifadelerini kullandı.

‘Kürt dili uluslar arasında tanınsın’

Kürt dili için bazı şeyler yapmak istediğini söyleyen Vâsquez, “Ben istiyorum ki Kürtlerin dili uluslar arasında bile tanınsın. Herkes Kürtçe diye bir dil var bunu bilsin. Artık Oxford Üniversitesi’nde bile Kürtçe dersler veriliyor. Bununla birlikte Kürtçenin Kurmanci lehçesi Dimilkî lehçesinden daha iyi durumdadır. Dimilkî biraz daha dar bir alanda konuşulduğunu gördüm” dedi.

‘Ben hem Kürtçeyi sevdim hem de Kür halkını’

“Ben Kürtçe öğrenmeye başladığımda çevremdekiler niye ‘Kürtçe öğreniyorsun?’ diye sorarlardı. Bende onlara ‘Kürtçenin zengin bir dil olduğunu ve Kürtçeyi çok sevdiğimi’ söylüyordum” diyen Vâsquez, “Amacım sadece Kürtçeyi öğrenip, bunu paraya çevirmek değildi. Ben hem Kürtçeyi sevdim hem de Kür halkını çok sevdim. Kürdistan’a gittiğimde bana çok yakınlık gösterdiler. Beni kendi çocukları gibi bağırlarına bastılar. Bu da beni çok duygulandırmış ve sevindirmişti. Tekrar Kürdistan’a giderek, Kürtlerle birlikte onlardan biri gibi yaşamak istiyorum” dedi.

‘Ailem artık Kürtleri tanıyor’

Ailesinin kendi durumundan haberdar olduğu ve kısmen kaygılandığını belirten Vâsquez, ama Kürtlere ve Kürtçeye yönelik ilgisini desteklediklerini belirterek, “Ailemin Türkiye’de yaşananlardan ötürü biraz korkuyordu. Çünkü Kürtlerin durumlarını biliyorlardı. Hatta Kürtlerle yakınlık kuran insanların başına bir iş geleceğini de biliyorlardı. Biraz bu noktada çekinceleri vardı. Fakat ben onlara herhangi bir sorun olmadığını söylüyorum. Ailem artık Kürtleri tanıyor. Hatta Kürt düğünlerine gittiğimde çektiğim görüntüleri aileme gönderdim. Çok hoşlarına gitmişlerdi” dedi.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 13600 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:35:57