En büyük hayali Mem û Zin operası yapmak olduğunu daha önce bir çok kez verdiği röportajlarda dile getiren dünyaca ünlü bir opera sanatçısı Pervin Çakar, Mem û Zîn operasının bestelenmesi sürecinde uğradığı haksızlığı ve projesinin Dara Kutlay tarafından gasp edilmesini sosyal medyada dile getirdi.
Kürt opera sanatçısı Pervin Çakar’ın sosyal medya platformu olan twitter’de yaptığı açıklama şöyle:
‘’Sevgili dostlarım ve takipçilerim, Yaklaşık 15 yıldır basında ve sosyal medyada Kürtçe bir operanın tarafımca yapılacağını duyurmuştum. Mem û Zîn operasının bestelenmesi için bir çok görüşmeler gerçekleştirmeme rağmen uygun besteci ve libretto yazarını bulamamıştım. 2017 yılında Almanya'ya taşınmış ve Berlin'e gitmiştim bir takım iş görüşmeleri için. Bir restoranda bir kaç Kürt arkadaşla otururken opera projemden bahsetmiş ve ilgi toplamıştı. Bu restoranda operadan bahsettiğim kişiler arasında eski bir tiyatro oyuncusu olan Dara Kutlay da vardı. Birden gözleri büyüdü projemi anlattığımda. Projeme olan yakınlığı ve ilgisi münasebetiyle kendisi ile beraber projemi yürütmeye karar verdim. Pek çok insanla skype üzerinden görüşme yaptık uygun kişileri bulabilmek için. Ardından bu kişi uzun bir süre kayboldu. Daha sonra tekrar bana ulaşıp kendi projem olan Mem û Zîn'i bestelettiğini ve bu operada Zîn'i oynamamı istedi. Ben de kabul ettim. Daha sonra bu projede bestecinin Türk bir besteci olan Cem İdiz tarafından bestelendiğini, librettonun ise Cuma Boynukara tarafından yapıldığını söyledi.
Açıkçası uzun bir süre kaybolması ve beni projemden muaf tutması beni fazlasıyla üzdü. Etik ve doğru bulmadım. Dara Kutlay'ın kendisini projemin sahibi gibi lanse etmesi ve ortadan kaybolması bana ilginç gelmişti. Daha sonra telefonda beni hem besteci hem de söz yazarı ile tanıştırdı. Emrivaki bir tanışma olmuştu. Adımı kullanarak Kürt diyasporasından destek almaya çalışmıştı. Hatta projede çok alakasız operadan anlamayan kişileri eklemişti destek almak için. Bana çokça kurnazca gelmişti.
Bir kaç hafta önce projenin fikir babasının ben olduğumu ve bu projeye ismimin yazılmasını ve eklenmesini istedim. Ne yazık ki büyük sözlü hakaretlere uğradım gönderdiği sesli Whatsaap mesajları ile. Projenin kendisine ait olduğunu ve bunun için ödeme yaptığını vurgulayarak beni kendi projemden muaf tuttu. Ne yazık ki çok üzgünüm. Hayatım boyunca kimseye bir kötülüğüm olmadı olmayacak da. Bana yapılan bu etîk dışı haksızlığı sizlerle paylaşmak istedim.’’