BBC Future bu konuda yapılan çalışmaları inceleyip geleceğe ışık tuttu.
Bir çok bulaşıcı hastalık salgını mevsimler değiştikçe sönümlenir. Bu konudaki tipik bir örnek olan grip ve mide bulantısıyla gelen norovirüs soğuk kış aylarında ortaya çıkar. Tifo gibi diğer bazıları yaz aylarında, özellikle tropik bölgelerde ise yağışsız aylarda en çok yayılır.
Tabi şu anda bir çok kişi bunun Covid-19 için de geçerli olup olmayacağını merak ediyor. Çin'de Aralık ayı ortalarında ilk ortaya çıktığında bu yana hızla dünyaya dağılan virüs şu anda en çok Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yayılıyor.
Şimdiye kadar hastalığın en çok yayıldığı yerlerin çoğunun havanın daha soğuk olduğu bölgeler olması, virüsün etkisinin belki de yaz aylarında azalabileceği umutlarını besledi. Ama bir çok uzman bu varsayıma çok güvenmemek gerektiği konusunda uyarılar yapıyor.
Temkinli konuşmakta da haklılar. Covid-19'a sebeb olan ve resmi adı Sars-CoV-2 olan virüs hakkında henüz yeterince bilgi yok. Şimdiye kadar buna en yakın olan bilinen ve 2003 yılında salgına dönüşen Sars virüsü çok büyümeden kontrol altına alınabilmişti. Bu kadar hızlı kontrol altına alınması nedeniyle mevsimlere nasıl tepki verdiği konusunda bir ölçüm yapılamadı.
Fakat insanlara bulaşabilen başka koronavirüs türlerine dair bilgiler bize yeni virüsün mevsimlerden nasıl etkilenebileceği konusunda bazı ipuçları veriyor.
Bundan 10 yıl önce İskoçya'daki Edinburg Üniversitesi'nin Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi'nde görevli Kate Templeton başkanlığında yapılan bir araştırma, üç tür koronavirüsün kayda değer ölçüde mevsimsellik özelliği gösterdiğini ortaya koydu.
Edinburg'daki aile hekimlerine solunum yolları şikayetleriyle başvuranlara ilişkin verileri temel alan araştırma, bu koronavirüslerin tıpkı nezlede olduğu gibi esas olarak Aralık ile Nisan ayları arasında yayıldığını gösteriyordu.
En çok bağışıklık sistemi zayıf hastalarda görülen dördüncü bir koronavirüs tipinin ise mevsimlerden çok daha az etkilendiği görüldü.
Covid-19'un da mevsimlerden etkilenen bir salgın olabileceğine işaret eden bazı ipuçları var. Hastalığın dünyada yayıldığı yerlere bakıldığında virüs daha soğuk ve daha kuru havayı seviyor gibi görünüyor.
"Kurak Bölgeler Daha Çok Etkilenebilir"
Dünyada Covid-19'un görüldüğü 500 farklı yerdeki hava durumlarını karşılaştıran henüz yayınlanmamış bir analiz, virüsün yayılışıyla, hava ısısı, rüzgar hızı ve rutubet oranı arasında bir ilinti olabileceğine işaret ediyor. Bir başka yayınlanmamış çalışma da havanın daha sıcak olduğu yerlerde Covid-19 vakalarının daha az olduğunu gösteriyor. Fakat bir yandan da salgının dünyanın farklı yerlerinde farklı bir hızda yayılmasında hava ısısının tek etken olmadığını da vurguluyor.
Yine bir üçüncü henüz yayınlanmamış araştırma ise ılıman ve soğuk iklimli bölgelerin salgından en çok etkileneceğini, bunu kurak bölgelerin izleyeceğini tahmin ediyor. Tropikal bölgelerin ise en az etkilenen yerler olacağı düşünülüyor.
Fakat elde henüz bir kaç mevsim boyunca yapılmış gerçek ölçümler olmadan uzmanların yaptığı bu tahminler henüz bilgisayar modellemelere dayalı tahminlerden ibaret.
Covid-19'un mevsimlerden ne kadar etkilenebileceği konusundaki çıkarsamaların bilinen diğer koronavirüslerin verilerine dayanması da bazı sorunlar barındırıyor. En önemlisi bilinen (endemik) virüslerin etkisinin mevsimlere göre değişken olmasına yol açan sebepler, Covid-19 salgını açısından geçerli olmayabilir.
Pandemiler çoğunlukla normal salgınlarla aynı mevsimsel değişkenliklerde gelişmiyor. Örneğin bir pandemi olan İspanyol gribinin yayılışı yaz aylarında zirvesine ulaşmıştı. Oysa çoğu grip kışın yayılır.
Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü'nden salgın hastalıkların kontrolü uzmanı Profesör Jan Albert "Bir aşamada Covid-19 artık endemik hale gelecek. O zaman mevsimlerden etkilenmemesi çok şaşırtıcı olur. Ama önemli soru şu: Acaba pandemiye dönüşmüş olduğu bu dönemde mevsimlerden etkilenecek mi? Bundan emin değiliz ama kafamızın bir yerinde 'etkilenmesi mümkün' diye bir düşünce var" diyor.
Dolayısıyla diğer koronavirüslerin mevsimlerden etkilenişine bakarak Covid-19 hakkında sonuçlar çıkarma konusunda temkinli olmak gerekiyor. Ama diğer koronavirüslerin neden mevsimsel olduğuna ve bunun niye şu anda yaşadığımız salgın hakkında umut vermesi gerektiğini sorabiliriz.
Koronavirüsler 'zarflı virüsler' ailesine mensup. Dış yüzeyleri yağlı bir lipid katmanıyla kaplı ve bunun üzerine saplanmış proteinlerin taca benzemesi nedeniyle bu virüs türüne Latince taç anlamında Korona deniyor.
Diğer zarflı virüs türleri üzerinde yapılan araştırmalar, dış yüzeyi kaplayan bu yağlı katmanın virüsün ısıdan daha çok etkilenmesine yol açtığına işaret ediyor. Daha soğuk koşullarda bu dış yüzey kauçuk gibi katı bir hal alıyor ve virüsün vücut dışında çeşitli yüzeylerde daha uzun süre canlı kalabilmesini sağlıyor. Bir çok zarflı virüs bu nedenle mevsimlerden diğer virüslere göre daha fazla etkileniyorlar.
Araştırmalar ayrıca Sars-Cov-2'nin plastik, paslanmaz çelik gibi sert yüzeylerde 21 ila 23 santigrat derece arasında ve yüzde 40 rutubet ortamında 72 saat canlı kalabileceğini gösteriyor. Covid-19'a yol açan virüsün diğer sıcaklıklar ve rutubet oranlarında nasıl tepki verdiği henüz test edilmiş değil ama diğer koronavirüsler üzerinde yapılan araştırmalar bu virüslerin 4 santigrat derece ısıda 28 gün canlı kalabileceğini gösteriyor.
Sars-Cov-2'nin yakın bir akrabası sayılan ve 2003 yılındaki Sars salgınına yol açan virüsün soğuk ve kuru ortamlarda daha uzan yaşadığı bulunmuştu. Mesela yumuşak bir zeminde kuruyan Sars virüsü yüzde 40-50 rutubetli bir ortamda ve 22-25 santigrat derece sıcaklıkta 5 günü aşkın bir süre canlı kalabiliyor. Isıyı ve rutubeti artırdıkça canlı kalma süresi kısalıyor.
Madrid'deki Ulusal Doğal Bilimler Müzesi bünyesinde iklim değişikliğinin biyo çeşitlilik üzerindeki etkileri üzerinde araştırmalar yürüten Miguel Araujo, "İklim önemli çünkü, öksürük ya da hapşırıkla insan vücudundan dışarı çıkan virüsün hayatta kalma süresini etkiliyor" diyor ve sürdürüyor:
"Virüs dışarda ne kadar uzun süre yaşayabiliyorsa, diğer insanları enfekte ederek yayılma kapasitesi de o kadar büyük oluyor. Sars-Cov-2 bütün dünyaya yayıldı ama en çok vaka daha soğuk ve daha rutubetsiz bölgelerde görüldü."
Araujo'nun oluşturduğu modelleme Covid-19'un dünyada yayılış tablosuna gerçekten de uyuyor.
Araujo Covid-19 ısı ve rutubetten diğer koronavirüsler gibi etkileniyorsa, hastalığın dünyanın farklı yerlerinde, farklı zamanlarda da yayılabileceğini söylüyor.
ABD'deki Maryland Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma yeni koronavirüsün dünyada en çok yayıldığı kentleri inceleyerek, bunların ortalama sıcaklığın 5-11 derece, ve rutubet oranının düşük olduğu şehirler olduğunu buldu.
Fakat yine de hastalığın yayıldığı bir çok tropik bölgenin de bulunduğunu unutmamak gerek. Yakınlarda Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan ve virüsün Asya'da yayılışını inceleyen bir çalışma bu pandemik koronavirüsün hava koşullarından umulduğu kadar etkilenmiyor olabileceğine işaret etti.
Harvard Tıp Fakültesi araştırması virüsün Çin'de soğuk ve rutubeti düşük Jilin ve Heilongjiang'ın yanı sıra Guangşi ve Singapur gibi tropik bölgelerde de hızla yayılabilmesine bakarak, baharda ısının ve rutubetin artmasının vakalarda azalmaya yol açmayabileceği sonucuna varıyor. Araştırma bu nedenle hastalığın kontrol altına alınmasını sağlayacak kamu sağlığı önlemlerinin önemine dikkat çekiyor.
Bunun sebebi şu: Virüsün yayılmasında etkili olan tek şey dış yüzeylerde ne kadar süreyle canlı kalabildiği değil. Şu anda Covid-19'un yayılmasını sağlayan ana etken virüsü taşıyan insanlar olduğuna göre, mevsimin değişmesinin bu insanların davranışlarında yaratacağı değişim de önem kazanıyor.
Örneğin Avrupa'da kızamık genellikle okullar açıkken yayılır ve çocukların birbiriyle o kadar temasta olmadığı tatil dönemlerinde azalır. Covid-19'un yayılışında da örneğin Çin'in Yeni Yıl kutlamalarının yapıldığı 25 Ocak tarihinde hastalığın ortaya çıktığı Vuhan'dan yüzbinlerce kişinin ülkenin diğer bölgelerine ve yurt dışına seyahat etmesinin çok önemli rol oynadığı tahmin ediliyor.
Bir de mevsimlerin insan vücudu ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi var. Örneğin D vitamini eksikliğinin bizi salgın hastalıklara daha açık hale getirdiğini gösteren bazı araştırmalar var. Kış aylarında iç mekanlarda daha çok zaman geçirdiğimiz için güneşten daha az D vitamini alıyor ve daha dayanıksız olabiliyoruz. Fakat bu durumun griplerin mevsimlerden etkilenişinde etkisi olmadığına dair çalışmalar da var.
Bir başka soru soğuk havanın bağışıklık sistemini zayıflatıp zayıflatmadığı. Zayıflattığı sonucuna varan bazı araştırmalar var ama tersine soğuğun vücudu enfeksiyondan koruyan hücrelerin çoğalmasına yol açarak bizleri daha dayanıklı hale getirdiği sonucuna varan araştırmalar da var.
Fakat rutubetin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi konusunda daha kuvvetli veriler var. Hava çok kuru olduğunda solunum yollarımız ve ciğerlerimizi örterek bir tür koruma sağlayan yapışkan madde iyice azalıyor ve vücudu hastalıklara karşı daha zayıf hale getiriyor.
Çin'de yapılan ilginç bir araştırma ise, Covid-19'un öldürücü etkisi ile hava koşulları arasındaki ilişkiyi inceliyor.
"Bağışıklık"
Vuhan'da hastalığın yol açtığı yaklaşık 2300 ölüm vakasını inceleyen uzmanlar, ölümlerin meydana geldiği günkü rutubet, ısı ve hava kirliliğine baktılar.
Henüz akademik bir dergide yayınlamayan bu araştırma, rutubetin ve sıcaklığın daha yüksek olduğu günlerde ölüm oranlarının düştüğüne işaret ediyor. Ayrıca en düşük ve en yüksek hava sıcaklıkları arasındaki farkın daha fazla olduğu günlerde de ölüm oranlarının yükseldiğini söylüyorlar.
Fakat bu çalışma da büyük ölçüde modelleme tekniğiyle sonuçlara vardığı için dünyanın diğer bölgelerinde de test edilmeden güvenilir sonuçlar vermeyebileceğini vurgulamak gerek.
Covid-19 pandemisine yol açan virüs yeni bir tür olduğundan ve aşısı henüz geliştirilmediğinden, insanların çoğunluğu, buna yakalanıp atlatmadan bağışıklık kazanamayacak. Nüfusta bağışık bir kesim olmayınca virüs yayılmayı sürdürecek. Bu da virüsü yayılma eğilimleri bakımından 'endemik' tabir edilen daha önce yayılmış ve bağışıklık kazanılmış diğer griplerden ayırıyor.
"Virüsün dünyanın dört bir yanına hızla yayılmasında hava yolculuğu büyük rol oynadı" diyen Fransa'daki Sağlık ve Tıp Araştırmaları Enstitüsü'den Vittoria Colizza, bir kez farklı noktalara taşındıktan sonra ise insanlar arası temasın hastalığın yayılmasındaki en önemli faktör olduğuna dikkat çekiyor. Dolayısıyla şimdilik insanlar arasındaki temasın kesilmesi hastalığı durdurmanın hala en önemli yolu olarak görülüyor.
Colizza "Henüz Covid-19'un mevsim değişiminden etkileneceğine dair bir kanıt yok" diyor. Fakat çeşitli ülkelerde insanların temasını azaltmak için alınan önlemlerin nihai olarak ne kadar etkili olacağını görmek için de erken olduğunu söylüyor.
Covid-19 vakaları önümüzdeki aylarda gerçekten azalmaya başlarsa bunda karantinalar ve insan temasının asgariye indirilmesi, nüfusun belli bir kesiminin bağışıklık kazanması veya ısı ve rutubetin etkisi rol oynuyor olabilir.
Bu yüzden uzmanlar mevsim etkisi söz konusu olsa bile diğer önlemlerin öneminin unutulmaması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Yoksa havalar yeniden soğumaya başladığında ya da önlemler gevşetildiğinde yeni bir salgın dalgasıyla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulunuyorlar.