Küresel salgına yol açan yeni tür korona virüsünün, dünya çapında 2019 yılının sonlarında yayılmaya başladığı tespit edildi. İngiltere’de yapılan bir araştırma, virüsün Avrupa ve ABD’de zannedildiği gibi ilk olarak 2020’nin ocak ve şubat aylarından itibaren değil, geçen yılın sonlarından bu yana dolaşımda olduğunu ve çok hızlı yayıldığını ortaya koydu.
Küresel Veri Tabanı İncelendi
İngiltere’nin prestijli üniversitelerinden University College London’a (UCL) bağlı Genetik Enstitüsü’nün araştırması, SARS-CoV-2 adlı virüsün farklı ülkelerdeki alt türlerini (mutasyonlarını) inceledi. Araştırmada, dünya çapından bilim insanlarının birbirleriyle veri paylaşımı için kullandığı veritabanındaki virüs sekansları üzerinde genetik analiz yapıldı.
7 bin 600’den fazla hastadan alınmış virüs örneklerini mutasyonları üzerinden inceleyen araştırmacılar, virüsün farklı alt türlerinin 2019 sonlarından bu yana farklı ülkelerde görülmekte olduğu sonucuna vardı. Bu sonuç, virüsün ve yol açtığı Covid-19 hastalığının ilk kez tespit edilmesinden daha önce insanlar arasında dolaşımda olduğunu gösterdi.
Araştırma ekibinden genetik uzmanı Francois Balloux, inceledikleri örneklerin 2019 sonunda ‘ortak bir ata’dan gelen farklı alt türler olduğunu söyledi. CNN’e konuşan Balloux, virüsün yarasalardan insanlara sıçramasının ‘geçtiğimiz yılın sonlarında gerçekleştiği konusunda çok, çok emin’ olduklarını söyledi.
"Sıfır Numaralı Hastalar Bulunamaz"
Balloux, dünyanın dört bir köşesinden inceledikleri örneklerde birbirine benzeyen çok sayıda mutasyon keşfettiklerini söyleyerek “Her şey her yerde” dedi; bu durum nedeniyle hiçbir ülkedeki ‘sıfır numaralı hasta’nın bulunmasının mümkün olmadığını söyledi. Balloux, “Sıfır numaralı hastayı bulmaya dair tüm fikirler manasız çünkü çok fazla sayıda sıfır numaralı hasta var” diye konuştu.
"Haftalar, Belki Aylar Önce Vardı"
Araştırma, virüsün Avrupa, ABD ve diğer ülkelerde insanları ilk resmi vakaların tespit edildiği ocak ve şubat aylarından haftalar, belki aylar önce enfekte ettiğine dair şüpheler konusunda genetik kanıtlar da tespit edildi. Birçok ülkede vatandaşlar salgının resmi açıklamalardan daha önce başladığından şüphelenirken, son olarak Fransa’da bir doktor da aralık ayında zatürre teşhisi konulan bir hastanın aslında Covid-19 olduğunu açıklamıştı.
"Mutasyondan Korkmaya Gerek Yok"
Araştırmacılar, virüsün mutasyona uğramasının illa ki korkutucu bir durum olmadığını da vurguladı. “Virüs değişiyor ama bu daha kötü olduğu anlamına gelmiyor” diyen Balloux, “Bütün virüsler doğal olarak mutasyona uğrar. Mutasyonlar kendi başlarına kötü şeyler değildir ve SARS-CoV-2’nin de beklenenden daha hızlı veya yavaş mutasyona uğradığına dair bir kanıt yok. Şu ana deki SARS-CoV-2’nin daha az veya daha fazla ölümcül ve bulaşıcı hale gelip gelmediğini söyleyemeyiz” ifadelerini kullandı.
"Küresel Sürü Bağışıklığından Çok Uzağız"
İngiltere’de yapılan araştırma, virüsün belirlenen tarihten çok daha önce dolaşımda olduğu ve dünya nüfusunun büyük bir kısmının aslında bağışıklık kazandığı teorisini de çürütmüş oldu. Balloux, “Herkes bunu umuyordu. Ben de dahil” derken, şu anda küresel nüfusun en fazla yüzde 10’unun enfekte olduğu öngörüsünde bulundu.