Kürt yazar Tahsin Aziz, Kürtçe ile Sümerce arasındaki ilişkiyi anlatan “Şamari Mada” adlı bir sözlük hazırladı. Yazar toplam 755 sayfadan oluşan sözlüğünde orjinal Sümercede yer alan kelimelerin Kürtçe karşılaştırmasına ve ayrıca filolojisine yer verdi.
Rûdaw TV’ye konuk olan Tahsin Aziz, Irak’ta Sümer tarihi üzerine araştırma yapan yabancı tarihçilerin sürekli Arap iktidarlar tarafından görevlendirilen Arap veya Hristiyan asistanlarla çalıştığını, bu nedenle de Sümercenin Kürtçe ile değil, Arapça veya Aramice ile kıyaslandığını söyledi.
Osmanlıların da Sümerce’yi Türkçe’yle karşılaştırmaya çalıştığını ancak herhangi bir kanıt bulamadıklarını anlatan Aziz, sadece Kürtçe’yle karşılaştırılmadığı için araştırmaların eksik kaldığını belirtti.
Yazar “Şamari Mada”da 5 bin yıl önce Sümer şehir devletlerini kuran toplulukların başka yerden gelmediğini, bugün Mezopotamya denilen Kürtlerin yaşadığı coğrafyadan Irak’ın güneyine doğru yayıldıklarını savundu.
Tahsin Aziz, "Şamiri Mada sözlüğündeki kelimeleri Oxford Üniversitesi'ndeki akademisyenlerden aldım ve Kürtçe ile karşılaştırdım ve çevirdim. 1950’den sonra bulunan tabletlerden sonra bu yazıların harflerden değil, kelime ve cümlelerden oluştuğu anlaşıldı. Bu konu üzerinde bilim insanları, tarihçiler uzun tartışmalar yürüttü. Ancak arkasında dini bir otorite vardı ve Tevrat doğru söylüyor diye bugün hakim olan yorumu geliştirdiler. Oysa Sümerce kelimeler aslında yanlış yorumlanıyor çünkü doğrudan Sümerce'den değil, Akadça'dan alınıyor ve Akadcaya göre karşılaştırılıyor, çeviriliyor. Oysa Sümerce ile Akadca farklıdır ayrıdır. Örneğin tablet için ‘dep’ deniliyor. Bugün hala Behdinan bölgesinde düz tahtalar, tahtalara dep deniliyor. Akadca ise tıpkı şu an Arapça’da olduğu gibi 'P, G ve keskin V harfleri yok. Sözlüklerine baktığınızda da P’nin B olduğunu ve V’nin de U yada ‘Waw’ olduğunu görüyoruz” dedi.
Bunun gibi bir çok detayın yanı sıra Kürtçe’deki eril ve dişil yapının Sümerce ile yakın olduğunu belirten yazar, bunu canlı örneklerini ile anlattı.
Daha önce de “Gilgameş” adlı Sümer destanını kaleme alan Tahsin Aziz, Sümerce’deki Ur’un da “şehir” veya “medeniyet” değil, “yükseklik-tepelik” anlamına geldiğini, Urbala (Erbil Kalesinin olduğu tümsek), Urfa-Urvo ve Kerkük isimlerinin de aynı şekilde olduğunu söyledi.
Yazar Aziz, “Şamar” diye adlandırdığı Sümerlerin ardından bölgede hakim olan Akadlar ve Asurların da sıklıkla karıştırıldığını belirtti.
Aziz, Sümerlerin tarihi ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Akadlar Ad kavmindendi, 3.500 yıl önce, büyük tufandan sonra gelip bölgeye yerleştiler. Harflerinin Sümerce ile karıştığını görüyoruz. Sümerler ise yani Şamariler Madlardan gelmişler. Sümerlerin Sami olmadığını tüm bilim insanları kabul ediyor. Bilim insanları Madların çok tanrıya inandığı öne sürülüyor ancak öyle değil, tek tanrıya inanıyorlardı ve bir çok ismi ve sıfatı vardı. Yê, ê ve êk ile gelen tüm sıfatlar tanrıya aittir, daha da küçültüldüğünde ise “Pad’ veya ‘Şa’ eki alır. Padşah gibi. Şamirler Madların padişahlarıdır ve kendilerini tanrı kral ilan edince kovulurlar. Çünkü Madlar tanrıyı padişahtan daha çok sever ve ona taparlar. Şimdi bu bölgeye bakınca Kut var, aslında ismi Gut’tur ve Gutilerin yeridir. Ancak dediğimiz gibi Akadce ve Arapçada ‘G’ harfi yoktur. Ur ile belirlenen yerler bir nevi sınırları da çiziyor. Madideler çok geniş bir coğrafyada yaşamış, Adana’dan Haran’a, bugünkü Amed’e, hatta Hemedan’a kadar. Amed’in hükümdarı çok adil bir kralmış ve Amed, Hemedan, Eridu o ve çocuklarının adını almış.”
Yazar son olarak bu tarihin Kürt halkının hizmetleri için kullanılması gerektiğini belirterek sözlük yayınlandığında Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nden İngilizceye çevirmesini ve Oxford’dan profesörlerin davet edilerek ulusal bir konferans düzenlemelerini istediğini söyledi.
1955 yılında Erbil’de dünyaya gelen Tahsin Aziz aynı zamanda mühendis ve ABD’de ikamet ediyor.