Kürtlerde yüz yıllık mağduriyet yaratan ve büyük trajediler yaşamasına yol veren Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.
Lozan Anlaşması, İsviçre'nin Lozan şehrinde uluslararası konferans ve bir dizi toplantılar sonucu 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanırken Kürtlerin kaderini belirleyen bu uluslararası platforma Kürtler ve Kürt temsilcilerinin resmi katılımlarına izin verilmeden Britanya İmparatorluğu, Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Türkiye, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı (Yugoslavya) temsilcileri tarafından, Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalandı.
24 Temmuz’da Birinci Dünya Savaşı'nın öncülüğünü yapan ülkeler ile yeni Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan Lozan Antlaşması'nın üzerinde yüz yıl geçti.
Osmanlı İmparatorluğu’nun paylaşılması ve Kürdistan’ın 3 parçaya bölünmesi
24 Temmuz 1923’te İsviçre’nin Lozan kasabasında Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Portekiz, Belçika, Romanya ve Yugoslavya temsilcileri arasında bir barış antlaşması imzalandı.
Lozan Anlaşması ile 3 ayrı parçalara bölünen Kürdistan, daha önceden Kasr-ı Şirin Anlaşması ile Büyük Kürdistan’dan kopartılan Doğu Kürdistan parçası ile birlikte Kürdistan fiiliyatta 4 parçaya bölünmüş oldu.
Anlaşmanın imzalanması sonrası Türkiye, Irak ve Suriye daha öncesinde de Doğu Kürdistanı topraklarına katan İran’la birlikte Kürdistan halkına karşı inkar, imha politikası vahşet düzeyinde uygulanmaya başlandı.
1914-1918 I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ardından bölgede birkaç yeni devlet kuruldu. Britanya İmparatorluğu her hangi bir çatışmaya girmeden Güney Kürdistan’a (Kürdistan Bölgesi) yerleşti.
Sevr Anlaşması’nın bitirilmesi, Lozan Anlaşması’nın imzalanması
1.Dünya Savaşı sonrası oluşan statükoda İngilizler Kürtlere bağımsızlık tanıyacaklarının ve bir Kürt devleti (Dört parçayı kapsamayacaktır) kuracaklarının vaadini vermişti ancak Lozan Antlaşmasıyla bu karardan tamamen dönüldü.
Öte yandan İngilizlerin çıkarlarından dolayı Güney Kürdistan için bazı platformlarda vaad edilen bağımsız Kürdistan daha sonradan Mezopotamya Petrol Havzasının bölünmemesi adına Merkezi Irak devletinin kurulmasına karar verildi.
Oysaki 1920 yılında imzalanan Sevr Antlaşması’nın 3’üncü bölümünde “Kürdistan” başlığıyla hazırlanan “Siyasal hükümleri” kapsayan 62, 63 ve 64. maddelerinde açık bir şekilde Kürdistan’ın kurulması ve sınırlarından söz edilmişti.
Sevr Antlaşması’nın 62’inci maddesinde, İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecekti.
Osmanlı hükümeti’nin Sevr Antlaşması’nın 63’üncü maddesinde Kürdistan devletinin kurulması anlamına da geldiği 62’inci maddenin yükümlülüklerini yerine getirmeyi kabul ettiği yer almaktadır.
24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşması’nın imzalanmasından günümüze Kürdistan’da serhıldanlar ve katliamlar dönemi başladı
Lozan Antlaşması'nın imzalanmasından sonra Kürdistan'da karanlık bir dönem başladı. Kürt halkı katliamlarla karşı karşıya kaldı ve Kürt halkını ortadan kaldırmak istendi. 1925'ten 1938'e kadar Kuzey Kürdistan ve Güney Kürdistan'da yüz binlerce Kürt öldürüldü ve Kürdistan'ın birçok bölgesi boşaltıldı. Diğer bölgelerde de öldürme, işkence, açlık ve asimilasyon politikaları devam etti.
Kürt halkı tüm bu zorluklara rağmen Lozan Antlaşması'nın sonuçlarına direnerek günümüze kadar varlığını büyük bedeller karşılığında korudu. 1923'te Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkını tanımayanlar, çizilen yapay sınırlarla kaosun dünyaya ihraç edildiği Ortadoğu’da Kürt halkının azmi cesareti ve kendini askeri ve siyasi güç haline getirmesi ile birlikte Güney Kürdistan ve Rojava Kürdistan’ında uluslararası ittifakların dikkate aldığı ve işbirliği geliştirdiği temel güç haline gelmeyi başardı.