PAK tarafından yayımlanan mesaj şu şekilde:
Kürdistan Cumhuriyeti 73 yıl önce, 22.01.1946 günü Doğu Kürdistan’ın Mahabad şehrinin Çarçıra Meydanı’nda Kürdistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Qazî Muhammed tarafından ilan edildi. O gün Çarçıra Meydanı’nda Kürdistan’ın dört parçasından da temsilciler hazır bulunuyorlardı.
İran Devleti’nin 17.12.1946 günü Mahabad şehrini tekrar işgal etmesiyle Kürdistan Cumhuriyeti yıkıldı.
Qazî Muhammed ve Kürdistan Cumhuriyeti’nin 15 yöneticisi 31 Mart 1946 günü Çarçıra Meydanı’nda İran Devleti tarafından idam edildiler.
Kürdistan Cumhuriyeti (Mahabad Kürt Cumhuriyeti) Kürdistan tarihinde onur duyulacak büyük bir tecrübedir.
Kürdistan Cumhuriyeti’nin ilan edilişinin 73. Yıldönümünde, Kürdistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Qazî Muhammed’i, Kürdistan Cumhuriyeti’nin Askeri Komutanı Molla Mustafa Barzani’yi, Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve yarattığı değerlerde emeği olan tüm yöneticileri, emektarları, Kürdistan Cumhuriyeti’nin şehitlerini ve tüm Kürdistan şehitlerini saygıyla anıyoruz.
PAK Basın ve İletişim Bürosu
Kürdistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Qazî Muhammed’in Kürt Milletine Vasiyeti
Bağışlayan ve Yüce Allah’ın adıyla…
Ey Kürt milleti;
Değerli kardeşlerim;
Zûlüm ve baskı gören halkım;
Ben ömrümün son saatlerini yaşıyorum. Allah aşkına artık biribirinize düşmanlık etmeyin, sırt sırta verin, zorba düşmana ve zalimlere karşı durun. Kendinizi düşmana bedava satmayın.
Azîz Kürt milletinin düşmanları çoktur, zorba ve acımasızdırlar. Her halkın, milletin başarı sembolü, birliktir, işbirliği ve dayanışmadır. Birliğini sağlamayan, uyumu olmayan her halk, her zaman düşmanın baskısına maruz kalır, ezilir. Kürtler’in, yeryüzünde yaşayan öteki halklardan eksik bir yanı yoktur. Hatta siz yiğitliğinizle, fedakârlığınızla, baskıdan kurtulan halklardan daha ileridesiniz. Düşman, işinin gerektiği kadarıyla sizi ister ve işi bittikten sonra size hiç acımaz, sizi hiç affetmez. Düşmanlarının baskısından kurtulan halklar da sizin gibiydiler, ama onlar kurtuluş için millî birliklerini sağlamışlardı. Yeryüzündeki tüm halklar gibi artık siz de ezilmeyin.Birlik olursanız, millî birliğinizi sağlarsanız, biribirinizi kıskanmazsanız, kendinizi düşmana satmazsanız, siz de kurtulursunuz.
Kardeşlerim;
Artık düşmanlarınıza aldanmayın. Kürtler’in düşmanları hangi kavimden ve gruptan olurlarsa olsunlar, düşmanlarımızdırlar, merhametsizdirler, vicdansızdırlar, size acımazlar. Sizi biribirinize kırdırırlar, yalan dolanlarla, para pulla sizi karşı karşıya getirirler. Kürt milletinin düşmanları içinde en zalimi, en mel’unu, en Allahsızı, en acımasızı Acem (İran)’dir. Kürtler’e yönelik her türlü suçu işlemekten geri kalmaz, tüm tarihi boyunca Kürtler’e düşman olmuş, kin gütmüştür, gütmektedir. İsmail Ağa(Sımko)’yı, kardeşi Cevher Ağa’yı, Mengurlu Hamza Ağa’yı ve daha nicelerini,Qur’ân’a yemin ederek kandırdılar, kalleşçe öldürdüler. Onlar, Acemler’in kendilerine iyi davranılacağına dair Qur’ân üzerine ettiği yemine safça inandılar. Bugüne kadar olan tarih boyunca hiç kimse, Acemler’in sözlerine sadık kaldıklarını, Kürtler’e verdikleri sözü tutup vaadlerini yerine getirdiklerini görmemiştir. Küçük bir kardeşiniz olarak size diyorum ki, Allah aşkına, biribirinizi tutun, biribirinize destek olun.Emin olun ki, eğer Acem size bal veriyorsa mutlaka içine zehir katmıştır.Acemler’in yalan vaadlerine, sözlerine kanmayın, eğer Qur’ân’a bin kez el basıp söz verse de amacı sizi kandırmaktır, hile yapmaktır.
Ben ömrümün son saatlerini yaşıyorum. Diyorum ki size doğru yolu göstermek için elimden gelen herşeyi yaptım, canla başla mücadele ettim, bu uğurda gevşek davranmadım. Şimdi de size diyorum ki, artık Acemler’e inanmayın, onların Qur’ân’a el basarak verdikleri söze inanmayın. Size nasihat ediyorum ki, yüce Allah aşkına, vaadlere artık kanmayın. Çünkü onlar ne Allah’ı tanıyorlar, ne Peygamber (saw)’e, ne kıyamet gününe, ne Allah huzurunda hesap vermeye inanıyorlar. Onların nezdinde, Müslüman da olsanız, Kürt olduğunuz için suçlusunuz, onların düşmanısınız, malınız onlara helaldir.
Benim verdiğim söz, “Sizi kötü kalpli düşmanın eline bırakıp gitme” değildi. Ben geçmişimizi ve Acemler’in söz vererek, hileyle kandırıp yakaladığı, öldürdüğü büyüklerimizi çok düşündüm. Onlar her zaman aklımdaydılar ve ben hiçbir zaman Acemler’e güvenmedim. Ama onlar buraya (Mehâbâd) dönmeden önce, yolladıkları mektuplarla, elçi olarak gönderdikleri ünlü Kürt ve Farslar’la, Acem devletinin, Şâh’ın kendisinin kötü amaçları olmadığına, Kürdistan’da bir tek damla kan akıtmayacaklarına dair söz verdiler. Onların verdikleri sözün neticesini şimdi siz kendi gözlerinizle görüyorsunuz. Eğer aşiret reislerinin ihaneti olmasaydı, onlar kendilerini Acem hükûmetine satmasaydılar, bunlar da bizim ve Cumhuriyetimiz’in başına gelmezdi.
Sizlere nasihatim, vasiyetim odur ki; çocuklarınızı okutun. Eğitim dışında, bizim diğer halklardan hiçbir eksiğimiz yoktur. Halklar kervanından kopmamak için okuyun, okumak düşmana karşı en etkili silahtır.
Emin olun, bilin ki, eğer uyumunuz, birliğiniz, eğitiminiz iyiyse, düşmana karşı zafer kazanırsınız. Benim, kardeşimin ve amcaoğullarımın öldürülmesi, gözünüzü korkutmasın. Amaçlarımıza ulaşana kadar daha bizim gibi birçok kişi, bu yolda öleceklerdir.
Eminim ki bizden sonra da başka kişiler riyakârca aldatılarak ortadan kaldırılacaktır.
Eminim ki bizden sonra birçok kişi, bizden yetenekli ve bilinçli de olsalar, Acemler’in kurduğu tuzağa düşecekler. Ama umut ederim ki bizim ölmemiz, bağrı yanık Kürtler’e ibret olur, ders alırlar.
Size bir diğer vasiyetim de şudur: Halkın mutluluğunu, iyiliğini isteyin. Halk sizin yardımcınız olursa, eminim ki siz de Allah’ın yardımıyla başarıya ulaşırsınız. “Sen niye başarıya ulaşamadın?” diyebilirsiniz. Cevap olarak diyorum ki: “Vallahi ben başarılı oldum. Ben vatanım ve milletim uğruna malımı, canımı veriyorum. Bundan daha büyük bir başarı, nimet olur mu?” İnanın ki ben her zaman Allah’ın, O’nun Resulü (saw), vatanın ve milletin huzuruna yüzakıyla çıkacak bir ölümü istedim. Bu, benim için bir zaferdir.
Sevdiklerim;
Kürdistan tüm Kürtler’in evidir. Her evde, ev sakinlerine bildikleri iş verilir. Artık ötekilerin kıskanma hakkı yoktur. Kürdistan da böylesi bir evdir. Eğer siz birinin bu evde çalışabileceğini biliyorsanız, bırakın çalışsın. Onun işine taş koymak olmaz artık. Sizden birinin omuzlarında büyük sorumluluklar olmasından, yerine getireceği, sorumluluk duyacağı bilinenlerin payına büyük işler düşmesinden ve onun da bu işleri yapmasından üzüntü duymak olmaz. Emin ol ki Kürt kardeşin kindar düşmandan daha iyidir.
Eğer omuzlarımda büyük sorumluluk olmasaydı, ben bugün darağacı altında olmayacaktım. Biribirinize karşı tamahkâr olmayın. Bizim nasihatlerimizi yerine getirmeyenler, sadece nasihatlerimizi yerine getirmemekle kalmıyorlardı, bize tam bir düşman gibi davranıyorlardı. Şimdi onlar çocukları arasında ve derin uykudalar. Biz kendimizi halkın hizmetçisi olarak gördüğümüz için, halka hizmet ettiğimiz için darağacının altındayız ve ben son saatlerimi vasiyetimi yazarak geçiriyorum. Eğer omuzlarımda büyük bir sorumluluk olmasaydı, ben de çocuklarımın arasında, derin uykuda olurdum. Oysa ben şu anda ölümümden sonra yapmanız gerekenler konusunda nasihatlerimi yazıyorum. Ve eminim ki eğer sizden biri benim sorumluluğumu almış olsaydı, şimdi o darağacı altında olacaktı.
Allah’ın rızasını almak için, halkının hizmetkârı olan bir Kürt olarak, omuzlarımdaki sorumluluk gereği aşağıdaki nasihatleri ediyorum. Umut ederim ki, şu andan itibaren dersler çıkarır, nasihatlerime uyarsınız, Allah’ın yardımıyla düşmana karşı zafer kazanırsınız.
1 – Allah’a, Peygamber’e (Allah’ın selamı üzerine olsun) ve Allah’ın yanında olan herşeye inanın, imân edin. İbadetlerinizi aksatmayın, dînî vecibelerinizi yerine getirmede güçlü olun
2 – Aranızdaki birlik ve uyumu koruyun, biribirinize kötülük yapmayın, özellikle sorumluluk ve hizmet alanında tamahkâr olmayın.
3 – Düşmanın sizi aldatmaması için, eğitim seviyenizi yükseltin.
4 – Düşmana, özellikle Acem’e inanmayın. Çünkü Acem birkaç açıdan sizin düşmanınızdır. Dîninizin, vatanınızın, halkınızın düşmanıdır. Tarih ispat etmiştir ki Kürtler aleyhine sürekli bahane aramıştır. En küçük suçlarda dahi Kürtler’i öldürüyorlar, Kürtler’e karşı her türlü suçu işlemekten geri kalmıyorlar.
5 – Bu dünyada, birkaç günlük ve önemsiz bir yaşam uğruna kendinizi düşmana satmayın. Çünkü düşman düşmandır, düşmana güvenilmez.
6 – Biribirinize siyasî, maddî, manevî ve namus alanlarında ihanet etmeyin. Çünkü hain, Allah’ın, insanların huzurunda suçludur, ihanet döner haini vurur.
7 – Eğer sizden biri, ihanet etmeden işini yapıyorsa, kendisine yardımcı olun, kıskançlık ve tamah için kendisine karşı durmayın. Ya da Allah göstermesin onun hakkında yabancıların ajanı olmayın.
8 – Bu vasiyetimde cami, hastane ve okullar hakkında yazdıklarımın yerine getirilmesini talep edin, bunlardan yararlanın.
9 – Diğer milletler gibi baskı ve zûlümden kurtulmak için mücadele etmekten geri durmayın. Dünya malı önemli değildir. Eğer vatanınız varsa, özgür ve serbestseniz, o zaman herşeyiniz var demektir; malınız, mülkünüz, devletiniz, ülkeniz, saygınlığınız da olacaktır.
10 – Allah’a olan can borcu dışında, kimseye borcum olduğunu zannetmiyorum. Ama eğer az ya da çok, borçlu olduğum biri çıkarsa, ben geriye çok mal mülk bıraktım, gidip varislerimden borcunu istesin.
Ey Kürt milleti;
Biribirinizi tutmadığınız müddetçe başarılı olamazsınız. Biribirinize zûlüm etmeyin. Çünkü Allah zalimleri çok erken yok eder. Zûlüm ortadan kalkacak, bu Allah’ın sözüdür. Allah zalimden intikam alır.
Bu sözleri kulağınıza küpe edeceğinizi umut ediyorum. Allah sizi düşmanlarınız karşısında zafere ulaştırsın. Sadî’nin buyurduğu gibi: “Amacımız nasihatti, yaptık. Sizi Allah’a havale ettik, gidiyoruz.”
Halkının ve vatanının hizmetçisi Qazî Muhammed