Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurucusu Qazi Muhammed’in İran mahkemelerindeki savunmasını ve idama gitmeden önce yazdığı vasiyetnameyi Kürtçe ve Türkçe’ye çevirerek, kitaplaştıran araştırmacı-yazar Seid Veroj, Rûdaw’a konuştu.
Mahabad Kürt Cumhuriyeti nasıl bir ortamda kuruldu?
İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarındaki kamplaşmalar dönemine denk geliyor. Sovyetler’de Bolşevik Devrimi olmuş, Varşova Paktı kurulmuş, öbür tarafta NATO kurulmuştu. Hitler’in başını çektiği faşist bir cephe var. Hitler Rusya’ya yönelmiş, Rusya da buna karşı bir direniş gösteriyordu. Amerika, İngiltere, Fransa anti - Bolşevik bir siyaset izlemesine rağmen, aynı zamanda Hitler’in önünü kesmek için Rusya ile bir koalisyonları vardı. Rusya’nın ve Avrupa devletlerinin İran’a ilgisinin nedeni, Avrupa devletlerinin Sovyetler Birliği’yle faşizme karşı oluşturduğu cephede lojistik destek için geçiş güzergahında bulunması idi. İkinci neden ise enerji kaynaklarının kontrolüydü. Yani İran petrollerinde elde edilecek imtiyazlara dayanmaktaydı. Savaş sona doğru giderken, Rusya kuzeyden İran’a yöneldi, Amerika İngiltere de güneyden İran’a girdi. Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti, bu koşullarda doğdu.
Söylediklerinizden çıkan sonuç, Sovyetler Birliği kendi çıkarı için Mahabad’ın kurulmasına izin verdi. Kürtler dönemin zayıf halkası mıydı?
Zayıf halka değil. Süper güçler, bir alana girdiği zaman o alanda kendisi ile birlikte olabilecek, merkezi devleti zayıflatabilmek için bütün aktörleri hesaba katarlar. Zaten Kürtler de İran’a karşı 1941’de kurdukları Komelaya Jiyaneweyî Kurdistan (kısa adı JK-Jiyaneweyî Kurdistan olarak kulanılır) etrafında örgütleniyorlardı.
Örgütü Qazî Muhammed mi kuruyor?
Örgütün kuruluşunda Qazi Muhamed yer almıyor. Kuruluşunda ileri gelen aileler vardı. Qazi Muhamed, kuruluşundan iki yıl sonra JK’ın içinde yer alıyor. Rusya durup dururken, Kürtler’e, hadi size bir Cumhuriyet kuralım demedi. Sovyetler Birliği o dönem İran Azerbaycanı’na otonom bir bölge, Kürdistan Bölgesi’nin de İran Azerbaycanı içinde otonominin daha alt seviyesinde İran Azerbaycan’ına bağlanması istiyordu. Kürtler ile Sovyet yetkilileri arasında bu konuda uzun tartışmalar oluyor.
Ama Kürtler, İran Azerbaycanı’na bağlanmayı kabul etmiyor. Neden?
Bu tartışmaları yürüten o zaman Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başında olan Bakırov’dur. (Bakırov daha sonra Sovyet politikasına ihanet ettiği gerekçesiyle idam edildi). Sovyet yetkilileri ile yapılan tartışmalarda, JK, İran Kürdistan Demokrat Partisi’ne dönüşüyor. Sovyetler’le olan ilişkiler bu parti üzerinden yürütülüyor. Qazi Muhammed de bu görüşmelere katılıyor. Bu görüşmelerde Qazi Muhammed, Kürtler’in İran Azerbaycanı içinde otonom bir bölge olma teklifini kesin bir dille reddediyor ve şöyle diyor:
“Bize Rusya Federasyonu içerisinde otonom bir bölge olun, deyin bunu anlarım. Çünkü Rusya, bizden daha gelişkin bir toplumdur. Ama bizi bizden daha geri olan bir topluma (Azerbaycan) bağlanmaya zorlamayın, bunu kabul etmeyiz. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’ne bağlanacağımıza, İran’ın içinde kalırız.”
Bu kesin tavırdan sonra, Sovyetler Birliği, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti gibi Kürdistan Halk Cumhuriyeti (Mahabad merkez olmak üzere 5 ili kapsayan bir bölgede) oluşmasını kabul ediyor.
Sovyetler Birliği o dönemler, komünist bir rejim. Kürtlerin, rejim konusundaki düşüncesi nedir?
Kürtler, komünist bir perspektifte örgütlenmiyor. İKDP liberal, demokrat ve ulusalcı zeminde hareket eden bir örgüt. Kürtler’in, o dönem ki koşulları, sosyalist bir toplum inşa etmeye uygun değil. Kürtler’de, aşiretsel yapının, köylülüğün ağırlıkta olduğu bir toplumsal yapı vardır.
Rusya, neden 11 ay sonra Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nden desteğini çekiyor?
İran ile petrol anlaşması yapıyor. Bunlar Stalin’in mektuplarında çok açık ve net vardır. İran’ın parçalanmasından çok demokratikleşmesi için zorlayalım, şeklinde görüş beyan ediliyor.
Mahabad’ın Kurdistan Cumhuriyeti kurucusu Qazi Quhammed, Kadi Muhammed… Gerçek ismi nedir?
Aslında Qazi’dir. Türkçeye çevrildiği zaman z, d’ye dönüşüyor. Adil, adaleti gerçekleştiren anlamında bir kavramdır. Qazi Muhammed’in ailesi de Mahabad ve çevresinde tanınan, bilinen bir ailedir. Kendisi de medresede yetişmiş, 6 dil bilen, dünya politikalarını takip eden biridir. Sadece dini eğitim almış biri değil, aydın bir insandır.
Mahabad Cumhuriyeti ilan edildiği zaman İran, Irak, Türkiye ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin durumu ile ilgili bir siyasi bilinç var mı?
Cumhuriyet ilan edildiği zaman Kürdistan’ın 4 parçasından temsilciler var. Kuzeyden Xoybûn temsilcisi olarak Kadir Cemilpaşa gitmişti. Ağrı Hareketi’nin askeri öncülüğünü yapan İhsan Nuri Paşa da bu törene davetlidir. Ama çeşitli nedenlerden dolayı gidememiştir. Qazi Muhammed hem İran mahkemesindeki savunmasında, hem de vasiyetnamesinde Kürt ulusunun geleceğinin, başarısının, Kürtlerin birliğinden geçeceğini vurgulamıştır.
Mele Mıstefa Barzani de, Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin önemli aktörlerinden. Qazi Muhammed ile ilişkileri nasıl?
Mıstefa Barzani öncülüğünde 1937’lerde Irak devletine karşı bir başkaldırı hareketi başlatmıştı ve bu hareket aralıklarla 1940’ların başlarına kadar devam etti. Merkezi devlet tarafından Kürtler’e karşı yoğun hava ve kara saldırıları oluyordu, bu yoğu saldırıların kesilmesi için Barzani’nin öncülük yaptığı Iraktaki Kürtler İran Kürdistan’ına geçmek zorunda kalıyor. Oradayken, gelişen siyasi duruma hazır bir askeri güç olarak katılıyorlar. Barzani’nin kendisi Qazi Muhammed’in yanına gidiyor ve diyor ki “Biz bu ulusun bir parçasıyız. Emrinizdeyiz, hizmete hazırız.”
Barzani, savaş yetenekleri ve askeri gücü nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı görevine getiriliyor.
Mahabad’ın yıkılmasından sonra Barzani’nin, Qazi Muhammed’i İran rejiminin eline bırakarak gittiği yönünde iddialar var. Bunlar doğru mudur?
Bu konuda ciddi manipülasyon var. “Barzani, Qazi Muhammed’i götürmedi, onu tasfiye etmek istiyordu” deniyor. Uluslararası güçler Mahabad’dan desteğini çektikten sonra Qazi Muhammed, Bakanlar Kurulu’nu topluyor ve diyor ki “Durumumuz bu, uluslararası desteğimiz yok. Ya savaşır hep beraber ölürüz ya da evimizde dururuz, gelir bizi alırlar, sorumluluk konumunda olan bazılarımızı idam ederler, halkımız bu şekilde büyük bir katliam yaşamaz.” Kabine de şu kararı alıyor, “uluslararası bir destek olmadan savaşmamız mümkün değildir.”
Bu karar Barzani’ye iletiliyor mu, Barzani de aynı kanıda mı?
Barzani’nin kişisel düşüncesi İran Ordusu’na karşı savaşmaktan yana. Qazi Muhammed, Barzani’ye “Kabine kararımızdır, savaşmayacağız. Bizi idam ederler, bu vesile ile halkımız katliamdan geçmez. Biz bırakıp gidersek, halkımız katliamdan geçer.” Qazi Muhamed, Cumhuriyeti ilan ederken, sonuna kadar halkla olacağı sözünü vermişti. Barzani’ye “Bu milletin sana ihtiyacı var, sen askeri bir dehasın, peşmergelerinle gidersen, sana gereken desteği veririz” diyor. Ve biliyoruz ki bu süreçte, Qazi Muhammed’in eşi Mina Hanım, Barzaniler’e ziynet takılarını vererek, gitmeleri için gereken maddi destek sağlanıyor.
İran rejimine karşı savaşsalardı sonuç değişebilir miydi?
Eğer egemen sistem yol açmazsa, ne yaparsan yap kalıcı bir mevzi elde edemezsin. Daha büyük katliamlar olurdu. Qazi Muhammed’in o günkü kararı doğrudur. Bugün bile, Kürtler daha güçlü bir şekilde sahnede, ama uluslararası sistem henüz Kürtler’in bağımsız bir devlet olma hakkını onaylamamıştır.
Mahabad’ın yıkılması Kürtler için hayal kırıklığı mıydı, beklenen bir sonuç muydu?
Mahabad Kürt Cumhuriyeti, yakın tarihte Kürt ulusu için bir mihenk taşıdır. 11 ay da sürse, Kürtler’in yakın dönemde kurduğu tek bağımsız devlettir. Mahabad’ın üstü örtülmek isteniyor. Mahabad’ın üstünü örtüp, Kürdistan sorununu işgalci devletlerin demokratikleşme sorununa indirgediğin zaman, bağımsız Kürdistan’ın da üstünü örtersiniz. Mahabad, Kürtler’in 20’inci yüzyılın ilk yarısında attığı en önemli siyasi adımdır, dönüm noktasıdır. Kürtler’in günümüzdeki siyaseti bile, bu dönüm noktasını aşmış değildir. Güney Kürdistan’ın federe pozisyonu, Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin pozisyonundan geridir.
Qazî Muhammed’in savunmaları, İran Ordusu’nda görevli bir binbaşıdan (Kiyomers Salih) günümüze ulaşıyor. Neler aktarıyor Kiyomers Salih?
Kiyomers Salih, mahkeme sürecinde hazır bulunuyor. Qazi Muhammed’in savunmasından bazı cümlelerin üstünün çizildiğini de belirtiyor. Bundan şunu anlıyoruz, İran devleti işine gelmeyen bölümleri sansürlüyor. Kiyomers Salih, mahkemenin sonunda, “Ben daha önce Kürt kadrolarının İran mahkemelerinde böyle bir duruş sergileyeceğini tasavvur etmemiştim. Beklediğimin ötesinde bir yiğitlikle Qazi Muhammed İran mahkemesinde gerekli duruşu gösterdi” şeklinde bir not aktarıyor.
Ne tür anekdotlar aktarıyor?
Mesela, Kürtler’in bugün kullandığı Kürdistan bayrağı, Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nde göndere çekilmiş bayraktır. Bugün Kürtler’in bir kısmı bu bayrağı kabul etmiyor. İKDP’nin amblemi olduğunu ileri sürüyorlar. Halbuki, İKDP bayrağı, dağ, kitap ve buğday sembollerinden oluşuyor. Bu bayrak ile ilgili mahkemede ilginç bir diyalog var. İran mahkeme heyetinin başkanı, cebinden üzerinde orak çekiç olan bir bayrak çıkarıyor ve Qazi Muhammed’e göstererek, “Sizin bütün sembolünüz budur” deyip ayağının altına alıyor. Qazi Muhammed, buna çok şiddetli tepki gösteriyor şöyle diyor:
“Gösterdiğin bayrak, bizim bayrağımız değildir. Bizim bayrağımızın üzerinde orak ve çekiç sembolü yoktur. Kürt güneşi vardır. Bizim bayrağımız emin ellerdedir. Mele Mustafa’nın elindedir, O’na emanet ettim. O bayrak, tepe tepe, dağ dağ dalgalanacak. Bir gün beni yargıladığınız bu binanın üstüne de dikilecektir. Senin elin o bayrağa erişemez.”
Mele Mıstefa Barzani’nin Mahabad’a gelmesi ile ilgili bir diyalog da var…
Evet, mahkeme başkanı, Mele Mıstefa Barzani’nin neden Mahabad’a geldiğini, yabancı olduğunu söylüyor. Qazi Muhammed’in yanıtı: “Kürdistan büyük bir evdir, Mele Mıstefa Barzani de evinin bir odasından, diğer odasına gelmiştir.”
Seid VEROJ / PORTRE
1966’da Lice’nin Hopek köyünde doğdu. Dicle Üniversitesi Kimya bölümünden mezundur. 1997’de War Dergisi’ni, 2005’te Bîr Dergisi’ni çıkardı. “Qazi Muhammed’in Savunması”, “Kurmanci, Zazaki, Hewramî, Senendajî” sözlüğü vardır. “Geşêpêdanên Rojhilata Navîn, Kurdistana Suriye”, “Biryara Kuştina Seid Elçi û Dr. Şiwan” “Rezêpirtukên Zarokan” isimli kitapları vardır. Halen Bîr dergisinin web sitesinin başyazarlığını yapmaktadır.