Mazlum-Der: Devlet yeşil alanları yakmaktan vazgeçmelidir

MAZLUM-DER Diyarbakır Şubesi, askeri operasyonlar sonucu Lice’ye bağlı köylerde meydana gelen yangınlarla ilgili gözlem ve düşüncelerini içeren yazılı bir açıklama yayınladı.
31.07.2015, Cum - 15:10
Mazlum-Der: Devlet yeşil alanları yakmaktan vazgeçmelidir
Haberi Paylaş

Kürdistan’da son dönemlerde artan yangınlara dikkat çekilen açıklamanın tam metni şöyle:

’’Diyarbekir ili Lice ilçesine bağlı Kayacık (Hêzan) köyü yol ayrımında 25.07.2015 günü 22.30 sularında askeri aracın geçişi sırasında bir patlama meydan gelmiştir. Meydana gelen patlama sonrasında bölgedeki Köylülerin beyanlarına göre yaşanan çatışma ve askeri operasyonlar neticesinde patlamanın yaşandığı yere yakın tepelere askeri karakollardan top atışı yapılmış, zırhlı araçlardan etrafa ateş açılmış, olayın yaşandığı bölgede helikopterlerden etrafa rastgele, ne oldukları tam olarak anlaşılmayan yanıcı maddeler atılarak yangınlar çıkarılmıştır. Bölgede yapılan askeri operasyon sonrası büyük bir orman yangını çıkmış, yangın rüzgarın etkisi ve halkın müdahalesinin askerlerce engellenmesi neticesinde büyük bir alana yayılmıştır. Yaklaşık 200 hektarlık alana yayılan yangın Angul (Pınar), Celık (Güçlü), Hıseynık (Arıklı), Cinezur (Çağdaş), Dêrxust (Dibek) ve çevredeki diğer köylerde ciddi zararlar meydana getirmiştir. Ayrıca yangını söndürme ve soğutma çalışmalarını yapmak için çevre il ve ilçelerden gelen itfaiye ekiplerinin askerlerce ‘güvenlik’ gerekçesiyle saatlerce engellenmesi sonucunda yangına zamanında müdahalede bulunulamamıştır.

Bölgede güvenlik güçleri tarafından çıkartılan yangın çevredeki birçok köye sıçramış, köylülerin bağları, bahçeleri, meyve ağaçları, tonlarca samanı yanmış, kümes hayvanları telef olmuş ve birçok ev kullanılamaz hale gelmiştir. Yangına kendi imkanlarıyla müdahale etmeye çalışan halk, yangının dört bir yandan ilerlemesi, karanlık ve yoğun duman nedeniyle saatlerce ölümle burun buruna kalmıştır. Yangın esnasında ahşap elektrik direklerinin yanması neticesinde tüm bölgenin elektriği kesilmiş, elektrik kesintisi ile birlikte suların da kesilmesi yangına müdahaleyi daha da zorlaştımış, nerede ise imkansız hale getirmiştir.

Özellikle son günlerde yaşanan çatışma, askeri operasyonlar ve hava hareketliliği ile Kürdistan’ın birçok bölgesinde doğa tahribatları yaşanmış ve halkın yaşadığı yerleşim yerlerinde araziler, bağ ve bahçeler ve bunun gibi halkın temel geçim kaynaklarında çok ciddi zayiatlar yaşanmıştır. En son geçen haftalarda Cudi dağında yaşanan orman yangınlarında doğa yine tahrip edilmiş, ne yazık ki bölgedeki ormanlık alanlar yakılıp kül haline getirilmiştir. Bununla birlikte yaşanan orman yangınlarında devletin yangını söndürme çalışmalarında pasif davranması ve yangını söndürmek isteyen halka yer yer müdahalelerde bulunması halk arasında ciddi rahasızlıklara sebep olmuş , normal şartlarda tomalarla dahi yangın söndürme çalışmalarına katılan güvenlik güçlerinin bu aksi tutumu kuşku ve kaygıya neden olmuştur. Güvenlikçi politikaları bahane edilerek bölgede insanlarin geçim kaynaklarinin yok olmasına sebebiyet veren bu yangınlar büyük mağduriyetler oluşturmaktadır. Ellerinde hayvanlarını besleyecek hiçbirşeyleri kalmayan köylüler caresiz durumda kalan hayvanlarını besleyememe endişesi içindedirler. Ayrica yanginlardan sonra hiçbir devlet yetkilisinin olay yerine gitmemesi, bölgeye giriş çikişlarin yasaklanarak bu şekilde bölgedeki insanların ikinci plana atılarak kendi hallerine birakılmasi evrensel hukuk ilkeleri ve insan haklari ile bağdaşmamaktadir.

Bununla birlikte yangınların ve söndürme çalışmalarının engellenmesinin devlet tarafından benimsenen yeni dönem savaş konsepti kapsamında yürütülen askeri operasyonlar ile bu operasyonların izdüşümü olan gözaltı ve tutuklamalardan bağımsız görmek veya değerlendirmek mümkün değildir. Nitekim iktidar mensuplarının tutum ve davranışlarının değişmesi ile yerel yönetici ve devlet personellerinin de tutum ve davranışları değişmiştir.

Bu itibarla çözüm sürecin bitirilmesiyle geçmiş dönemlerde olduğu gibi Kürdistan’da doğa tahribatı gibi birçok hak ihlalinin sıradanlaşacağı endişesini taşımaktayız. MAZLUMDER olarak bölgedeki yangınların başlamasında, büyümesinde ve söndürülme çalışmalarının engellenmesinde sorumluluğu olana kişi ve kamu görevlileri hakkında gerekli inceleme ve soruşturmaların derhal başlatılmasını, bölgede meydana gelen zarar ve ziyanın tespiti için ilgili komisyonların oluşturularak zararların tazminin sağlanmasını ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için yetkilileri sorumlu davranmaya davet ediyoruz.’’

Nerina Azad
Bu haber toplam: 2865 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:54:10