Son zamanlarda yaşanan tarihi hava sıcaklıkları Grönland’de bugüne kadar bir ay içinde kaydedilen en büyük buz kütlesi erimesine neden oldu.
Birleşmiş Milletler uzmanları, devam eden iklim değişikliğinin önümüzdeki yıllarda hangi gıdayı ne kadar tükettiğimizi de etkileyeceği yönünde uyarıda bulunuyor.
BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden araştırmacı Panmao Zhai, “Gıda üretimindeki artışa rağmen yaklaşık 821 milyon kişi yetersiz besleniyor. İklim değişikliği genel olarak gıda ürünlerinin azalmasına, fiyatların yükselmesine, besin değerlerinin düşmesine ve yiyecek tedarik zincirlerinin kopmasına neden olacak” diyor.
Birleşmiş Milletler’nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nde görev alan araştırmacılar, insan kaynaklı etkenlerin, dünyanın kırılgan ekosistemini tehlikeye attığını söylüyor.
Zhai, “Toprak üzerindeki olumsuz etkilerin artması, gelecekte su sıkıntısına, büyük doğal yangınlara ve buz kütlelerinin hızla erimesine neden olacak. Daha da ısınan bir iklimde, toprağın karbon barındırma kapasitesi de düşebilir” diyerek durumun önemine dikkat çekiyor.
Araştırmacılar iklim değişikliğiyle mücadele için uluslararası işbirliği çağrısında bulunuyor.
BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden bir diğer araştırmacı Jim Skea da “Küresel ısınmayı 1,5 hatta 2 derecede tutmak için atmosferin karbondioksitten arındırılması gerekiyor. Ve toprağın karbondioksitin ortadan kaldırılmasında çok önemli bir rolü var” diyor.
Diğer bir araştırmacı Priyadarshi R. Shukla da “Bitkiler ve toprak, fosil yakıtları ve sanayi sektörünün saldığı karbondioksitin üçte birini emiyor. Toprağın sürdürülebilir bir şekilde kullanılması, toprak ve bitkilerin ortadan kaldırdığı salınımları da kontrol altına alıp iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini tersine çevirebilir” ifadelerini kullanıyor.
Uzmanlar yiyecek atığının azaltılması ve tarımın çeşitlendirilmesinin, iklim değişikliğinin etkilerini durduracağı görüşünde.
Araştırmacı Skea, “Üretilen yiyeceklerin yüzde 25, yüzde 30’u zarar görüyor ya da israf ediliyor. Bozulan ya da israf edilen gıda oranını azaltırsak, toprağın üzerindeki baskı da azalır, gıda güvencemiz artar ve gaz salınımları düşer. Aynı zamanda, daha dengeli bir beslenmeye yönelmemiz de iklim değişikliğinin etkilerini azaltabilir” diyerek konuyla ilgili öneriler sunuyor.
Araştırmacılar her ne kadar neler yememiz gerektiği konusunda açıkça bir telkinde bulunmasa da, kırmızı et tüketiminin azaltılıp, bunun yerine bitkisel gıdaların tercih edilmesi halinde, mevcut seragazı salınımlarının bu yüzyılın yarısına kadar yüzde 15 oranında düşürülebileceğinin altını çiziyor.